Hrant Dink cinayetinde kritik ifade!
Hrant Dink suikastında önemli bir gelişme meydana geldi.
Zaman'da yer alan habere göre; Hrant Dink suikastıyla ilgili davanın seyrini değiştirecek bir gelişme yaşandı. Dink'in avukatlarının iki yıldır ifade vermesini istediği dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç'in kısa süre önce ‘şüpheli' sıfatıyla ifade verdiği ortaya çıktı. Dinç, İstanbul'u hem telefonla hem de yazıyla uyardıklarını söyledi.
Yaklaşık 9 yıl önce işlenen Hrant Dink cinayetiyle ilgili soruşturmanın en kritik ismi Engin Dinç'in sonunda konuştuğu öğrenildi. Alınan bilgilere göre, suikast işlendiğinde Trabzon istihbarat şube müdürü olan Dinç, kısa süre önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na giderek ifade verdi. Yıllardır konuşmayan, Savcı Gökalp Kökçü'nün iki ayrı davetine icabet etmeyen Dinç, gizlice gittiği adliyede soruşturmanın seyrini değiştirebilecek bilgiler paylaştı. Halen istihbarat daire başkanlığı görevini yürüten Dinç, “Dink suikastında Trabzon Emniyeti İstanbul'u bilgilendirmedi” iddialarını kesin dille yalanladı. İstanbul Emniyeti ve İstihbarat Dairesi'ne hem yazılı hem de telefonla şifahi bilgi verdiklerini açıkladı. Trabzon Emniyeti'nin üzerine düşen vazifeyi yerine getirdiğini, cinayetten İstanbul'un sorumlu olduğunu savundu. Dinç'in sözleri, daha önce şüpheli sıfatıyla ifade veren dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler'i yalanlıyor. Cerrah ve Güler savcılık sorgularında Dink'in öldürüleceğine dair istihbarat notunun İstanbul'a gönderilmediğini söylemişti.
Dink'in avukatlarının ısrarla ‘ifadesi neden alınmıyor?' diye sorduğu Engin Dinç, iki kez çağrılmasına rağmen ifadeye gelmemişti. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Gökalp Kökçü, şüpheli olarak aralarında eski İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek, C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, dönemin Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi'nde görevli şube müdür yardımcısı Ercan Demir, komiser Özkan Mumcu ve polis memuru Muhittin Zenit'in ifadesini almıştı. 5 emniyet mensubu tutuklanmıştı.
Alınan bilgilere göre geçtiğimiz hafta gizli bir şekilde İstanbul Adliyesi'ne gelerek başsavcılığa şüpheli sıfatıyla ifade veren Dinç, Dink davası sanıklarından Erhan Tuncel'i kendi talebi ve Ramazan Akyürek'in onayıyla yardımcı istihbarat elemanı olarak kullandığını söyledi. “Yasin Hayal'in Hrant Dink'e yönelik bir eylem yapmayı planladığı hususu Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nün 17 Şubat 2006 tarih ve 027248 sayılı yazısı ile gereği için İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bilgi için İstihbarat Daire Başkanlığı'na bildirildi. Ayrıca İstanbul İstihbarat Şube Müdürü'nü telefon ile arayarak konuyu kendisine şifahen bildirdim.” dedi.
‘Tuncel ile makamımda görüştüm'
Rutin uygulamaların da dışına çıkarak Erhan Tuncel'i Trabzon İstihbarat Müdürlüğü'ne çağırarak bizzat konuştuğunu aktaran Dinç özetle şunları anlattı: “Erhan Tuncel'in, buluşmalara zaman zaman gelmediği, bazı bilgileri sakladığı yönünde kendisini çalıştıran arkadaşların şikâyetlerinin olduğunu hatırlıyorum. Hatta, Yasin Hayal'in Hrant Dink'e yönelik eylem hazırlığında olduğunu öğrendiğimiz andan itibaren, Tuncel'i şubeye usulüne uygun olarak çağırarak kendisini çalışmalarda daha dikkatli ve tutarlı olması konusunda bizzat ben kendim uyardım. Yasin Hayal'i çok dikkatli izlemesini elde ettiği tüm bilgileri ivedi bir şekilde ilgili personele iletmesini istedim. Ayrıca Tuncel'den Yasin Hayal'i eylemden vazgeçirmesi yönünde telkinde bulunmasını da istedim.
Yasin Hayal'in ‘Hrant Dink'e yönelik bir eylem gerçekleştirebileceği, yapı olarak bu kapasitede olduğu' değerlendirmesiyle, gecikmeye mahal vermeden aynı gün gereği için İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne bilgi için de İstihbarat Daire Başkanlığı'na gönderilmiştir. Ayrıca konuyu telefonla arayarak şifahen de söyledim Tuncel'den Dink suikastına ilişkin en önemli bilgiyi 15 Şubat 2006'da aldık. Bu bilgiyi 17 Şubat 2006'da rapora dönüştürerek Ankara ve İstanbul'a ilettik.”
Dinç'in sözleri daha önce şüpheli sıfatıyla ifade veren dönemin İstanbul İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler'i yalanlıyor. Her iki isim Dink'in öldürüleceğine dair istihbarat notunun gönderilmediğini söylemişti. Ancak Dinç ifadesinde notu gönderdiğini ayrıca konunun önemine binaen bizzat Güler'i telefonla aradığını anlattı.
Yaklaşık 9 yıl önce işlenen Hrant Dink cinayetiyle ilgili soruşturmanın en kritik ismi Engin Dinç'in sonunda konuştuğu öğrenildi. Alınan bilgilere göre, suikast işlendiğinde Trabzon istihbarat şube müdürü olan Dinç, kısa süre önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na giderek ifade verdi. Yıllardır konuşmayan, Savcı Gökalp Kökçü'nün iki ayrı davetine icabet etmeyen Dinç, gizlice gittiği adliyede soruşturmanın seyrini değiştirebilecek bilgiler paylaştı. Halen istihbarat daire başkanlığı görevini yürüten Dinç, “Dink suikastında Trabzon Emniyeti İstanbul'u bilgilendirmedi” iddialarını kesin dille yalanladı. İstanbul Emniyeti ve İstihbarat Dairesi'ne hem yazılı hem de telefonla şifahi bilgi verdiklerini açıkladı. Trabzon Emniyeti'nin üzerine düşen vazifeyi yerine getirdiğini, cinayetten İstanbul'un sorumlu olduğunu savundu. Dinç'in sözleri, daha önce şüpheli sıfatıyla ifade veren dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler'i yalanlıyor. Cerrah ve Güler savcılık sorgularında Dink'in öldürüleceğine dair istihbarat notunun İstanbul'a gönderilmediğini söylemişti.
Dink'in avukatlarının ısrarla ‘ifadesi neden alınmıyor?' diye sorduğu Engin Dinç, iki kez çağrılmasına rağmen ifadeye gelmemişti. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Gökalp Kökçü, şüpheli olarak aralarında eski İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek, C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, dönemin Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi'nde görevli şube müdür yardımcısı Ercan Demir, komiser Özkan Mumcu ve polis memuru Muhittin Zenit'in ifadesini almıştı. 5 emniyet mensubu tutuklanmıştı.
Alınan bilgilere göre geçtiğimiz hafta gizli bir şekilde İstanbul Adliyesi'ne gelerek başsavcılığa şüpheli sıfatıyla ifade veren Dinç, Dink davası sanıklarından Erhan Tuncel'i kendi talebi ve Ramazan Akyürek'in onayıyla yardımcı istihbarat elemanı olarak kullandığını söyledi. “Yasin Hayal'in Hrant Dink'e yönelik bir eylem yapmayı planladığı hususu Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nün 17 Şubat 2006 tarih ve 027248 sayılı yazısı ile gereği için İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bilgi için İstihbarat Daire Başkanlığı'na bildirildi. Ayrıca İstanbul İstihbarat Şube Müdürü'nü telefon ile arayarak konuyu kendisine şifahen bildirdim.” dedi.
‘Tuncel ile makamımda görüştüm'
Rutin uygulamaların da dışına çıkarak Erhan Tuncel'i Trabzon İstihbarat Müdürlüğü'ne çağırarak bizzat konuştuğunu aktaran Dinç özetle şunları anlattı: “Erhan Tuncel'in, buluşmalara zaman zaman gelmediği, bazı bilgileri sakladığı yönünde kendisini çalıştıran arkadaşların şikâyetlerinin olduğunu hatırlıyorum. Hatta, Yasin Hayal'in Hrant Dink'e yönelik eylem hazırlığında olduğunu öğrendiğimiz andan itibaren, Tuncel'i şubeye usulüne uygun olarak çağırarak kendisini çalışmalarda daha dikkatli ve tutarlı olması konusunda bizzat ben kendim uyardım. Yasin Hayal'i çok dikkatli izlemesini elde ettiği tüm bilgileri ivedi bir şekilde ilgili personele iletmesini istedim. Ayrıca Tuncel'den Yasin Hayal'i eylemden vazgeçirmesi yönünde telkinde bulunmasını da istedim.
Yasin Hayal'in ‘Hrant Dink'e yönelik bir eylem gerçekleştirebileceği, yapı olarak bu kapasitede olduğu' değerlendirmesiyle, gecikmeye mahal vermeden aynı gün gereği için İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne bilgi için de İstihbarat Daire Başkanlığı'na gönderilmiştir. Ayrıca konuyu telefonla arayarak şifahen de söyledim Tuncel'den Dink suikastına ilişkin en önemli bilgiyi 15 Şubat 2006'da aldık. Bu bilgiyi 17 Şubat 2006'da rapora dönüştürerek Ankara ve İstanbul'a ilettik.”
Dinç'in sözleri daha önce şüpheli sıfatıyla ifade veren dönemin İstanbul İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler'i yalanlıyor. Her iki isim Dink'in öldürüleceğine dair istihbarat notunun gönderilmediğini söylemişti. Ancak Dinç ifadesinde notu gönderdiğini ayrıca konunun önemine binaen bizzat Güler'i telefonla aradığını anlattı.