'Hizbullah'ı terör örgütü olarak görüyor mu? Canlı yayında bu sözlerle yanıtladı

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Cumhur İttifakı ile görüşmelerin sürdüğünü ifade eden Yapıcıoğlu, "Seçimlere giriş netleşince kamuoyuyla paylaşılacak. Netleşmeden, 'Cumhur İttifakı'nın parçası olacağız' ya da 'olmayacağız' diye net cümlelerle ifade etmem doğru değil." dedi. Öte yandan Yapıcıoğlu, 'Hizbullah'ı terör örgütü olarak görüyor musunuz?' sorusuna da yanıt verdi.

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Habertürk'te Mehmet Akif Ersoy'un sunduğu Ana Haber Bülteni'nin canlı yayın konuğu oldu.

Yapıcıoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Ocak ayı başında sayın Cumhurbaşkanıyla görüşmemiz olmuştu. Konuştuğumuz başlıklardan bir tanesi de ittifaklardı. Görüşmeler devam ederken 6 Şubat'ta çok acı bir olay yaşadık; çifte depremle sarsıldık. Görüşmeler kesintiye uğradı. Görüşmeler devam ediyor.

2 gün önce basın toplantısıyla mevcut Cumhurbaşkanına destek vereceğimizi açıklamıştık. Görüşmeler devam edecek. Bazılarının düşündüğü, zannettiği gibi bu pazarlıktan ziyade ilkeler meselesiyle ilgili görüşme. Birlikte hareket edeceksek maksimum sayıda ittifakın parlamentoda en güçlü şekilde temsili nasıl olur, o konulara yoğunlaşıyoruz. Aramızda bir pazarlık olarak 'şu kadar milletvekili verecek' gibi tartışma değil bu.

Seçimlere giriş netleşince kamuoyuyla paylaşılacak. Netleşmeden Cumhur İttifakı'nın parçası olacağız ya da olmayacağız diye net cümlelerle ifade etmem doğru değil. Muhtemelen 1 hafta içinde netleşir. Önümüzdeki cumartesi günü GİK toplantımız var. Orada gelinen aşamayı değerlendireceğiz. Şu ana kadar bir sıkıntı yok. Paylaşılacak kıvama gelince paylaşırız. Bizim konuştuğumuz, üzerinde durduğumuz hususlar, parti programımızda yazılı şeyler var. Kendi söylemimizden vazgeçmedik, başkalaşmadık.

Parti kurullarımızda 'bu hususlar olursa, yoksa yokuz, ne alacağız, ne vereceğiz' şeklinde bir pazarlık olarak algılanmamalı. Bazı konulardaki duruşumu, yaklaşımı, siyaseti, beklentiler farklı olabilir. Aynı çatı altında seçime gireceksek, tek parti haline gelmesi şeklinde olmayacak. Biz falanca partiyle, filanca partiyle nasıl oturur şeklinde hiç sarfetmedik. Kim kendini hangi ittifakın içinde konumlandırıyorsa elbette kendi bilecekleri konudur.

Kim kiminle ittifak kuruyorsa açıktan söylemeli. Değilse arka kapı diplomasisi şeklinde görüşme yapması belki eleştirilebilir. Biz görüşmelerimizi açıktan yaptık. Zamanı gelmeden açıklanmaz ama gizli kapaklı iş yürütmedik. 2018'de de yine görüşmelerimiz olduk.

"BİZ SIRTIMIZI KANDİL'E VEYA ERCİYES'E DAYAMIYORUZ"

O seçimlerde sayın Erdoğan'ı destekledik ama ittifakın içinde yer almadık. Kendi logomuzla yer almak istedik, talebimiz kabul edilmeyince uyuşma olmadı. Biz sırtımızı ne Kandil'e, ne Erciyes'e dayamıyoruz. Biz Allah'a güvendik, yola koyulduk. Açık siyaset yürüttük. 2 gün önce Anayasa Mahkemesi karar verdi. HDP'ye bloke kaldırıldı. Yasalara göre kurulmuş, siyaset yapmaya devam ediyorsa, hukuk bu iş yasa dışı dememişse o zaman siz o partiye meşru parti muamelesi yapmak zorundasınız. Şu anda öyle yapılıyor.

HİZBULLAH'I TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK GÖRÜYOR MU?

HÜDA PAR olarak 10 yılı aşkın siyasi hayatı içindeyiz. 2023 seçimlerine hazırlanıyoruz. İnşallah bu seçime gireceğiz. 2018'de sayın Cumhurbaşkanını destekledi; ama bugüne kadar saldırı olmamıştı. Kongrelerde parti programını yumuşattık mı; hayır. Bazı siyasetçiler, gazetecilerin adeta rövanş alma ya da kıyas yapmak suretiyle bizi bu işin nesnesi haline getirmeye çalışıyor, bu doğru bir iş değil, ahlâklı değil. Öyle saldırılar oluyor, bazı gazeteciler, 'Hizbullah'ın genel başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu' diyorlar. 10 yıldır kurulan bir siyasi parti, daha önce seçimlere girmiş. Cumhur İttifakı'nın geçen seçimdeki adayını desteklemiş bir parti. Israrla bazı şeyler ısıtılıp, ısıtılıp getiriliyor. Ülke zor bir zamandan geçiyor. 5 hafta önce deprem yaşadık. 50 bini aşkın can kaybımız var. Bu yaraları sarmak uzunca zamanımızı alacak.

11 Mart'ta Suriye'deki iç savaşın 12. yılı geride kaldı. Ege'de sular ısıtılmaya çalışıyor. Bu karışıklık esnasında sağlam durmamız gerekirken sanki 14 Mayıs'ta savaşa gidiyormuş gibi düşmanlaştırıcı dil kullanmanın kimseye faydası yok. İyi niyetli eleştiriler başımız üstüne. Düzeltilmesi gereken bir tarafımız varsa düzeltiriz. O eleştirici düşmanlaştırıcı bir şey ise, lütfen o eleştiriyi yapanlar kendilerini check etsinler. Sizin bir meslektaşınız 'Hizbullah'ın Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu' dedi. Ramazan yaklaştı, Siyonistler yine saldıracaklar. Rusya'da savaş var. Etrafımızda ateş çemberi var.

Bizim çıkarımız bu memlekette birbirimizle aramızdaki sorunları sulh içerisinde, meşru yolları kullanarak diyalogla çözmek istiyoruz. Biz herhangi partiye iltihak etmiyoruz, bu bir seçim ittifakıdır. Her partinin programı vardır. Parti programında bizi memleketi bölmekle suçları bölmeye getiren doğru hangi cümle anlamakta zorluk çekiyoruz. Kürtler ve Türkler kardeşçe yaşadılar.

Çanakkale'de, Yemen'de yan yana şehit düştüler. Kardeşliğe zarar veren şeyler, yapılan bazı yanlış uygulamalar tekrar edilmemeli. Kardeşliğin bir hukuku var. Eğer bu bölücülük ise ben bir şey demiyorum. Bunları söyleyen birisini bölücülükle itham ederseniz. Geçen gün bir TV programında bir partinin genel başkan yardımcısı, güya bizim parti programımızdan pasajlar okuyor. Parti programını yazan kişilerden biri benim. Hatta en son redaksiyonunu ben yaptım. Söyledikleri şey bizim parti programımızda yok. FETÖ'cü atığı bir zat tweet atmış, parti genel başkan yardımcısı oradan okuyor. Şunu net bir şekilde görüyoruz; 10 yıldan fazla siyasi hayatımız devam ediyor.

5 seçime katıldık, 2 kez referandum geçirdik. Bu HÜDA PAR'dan ziyade, AK Parti ve Cumhur İttifakı bileşenleri ürkütmek, bunun gerçekleşmemesi için yapıyorlar. AK Parti'nin kaybetmeye yakın olduğunu düşünenler bolca propaganda yapıyorlar. 'HÜDA PAR dengeyi bozacak' diye korkuyorlar. Hem HÜDA PAR gücünü artırıyor, hem kazanmaları garanti değil. Bu çirkin dil sahiplerine kaybettirecek. Biz HÜDA PAR olarak gayrimeşru yollara sapmadık, bundan sonra da sapmayacağız.