Hira yolundaki dilenciler, Türklere minnettar
- İslam Peygamberi Hz. Muhammed'e ilk vahyin indiği Nur Dağında dilencilik yapan Pakistanlılar, Türk hacı adaylarına minnettar- Hira mağarasını görmeye gelenlerden sadaka isteyen yüzlerce Pakistanlı'ya en çok parayı Türkler veriyor. Bu nedenle Nur Dağının tepesindeki Hira'ya çıkılan binlerce...
MEKKE (AA) - ADEM DEMİR - İslam Peygamberi Hazreti Muhammed'e ilk vahyin nazil olduğu Nur Dağındaki Hira Mağarasına çıkılan yol üzerinde dilencilik yapan Pakistanlılar, en çok sadaka veren Türk hacı adaylarına minnet duyuyor. Bu nedenle Nur Dağının Pakistanlı dilencileri, sadece dilenmek için gerekli olduğu kadar değil, tüm dertlerini anlatacak derecede Türkçe biliyor.
Nur Dağı, Kabe-i Muazzama'nın kuzeydoğusunda ve yaklaşık 6 kilometre uzağında bulunuyor. Hazreti Muhammed'e ilk vahyin indiği Hira Mağarası ise Nur Dağı'nın zirvesinin 20 metre aşağısında yer alıyor. Hira'dan Kabe net bir şekilde görülüyor.
Tarihi kaynaklara göre Hazreti Muhammed, kendisine peygamberlik müjdesi verilmeden öncede sık sık Hira Mağarasında inzivaya çekiliyordu. Hazreti Muhammed 40 yaşına geldiğinde Hira Mağarasında kendisine Kur'an-ı Kerim'in ilk ayetleri indirilerek, peygamberlik müjdesi verildi. Bu sebeple Hira Mağarası, hacıların yoğun ilgisini görüyor.
Özellikle Türkiyeli, Endonezyalı, Hindistanlı ve Pakistanlı hacı adayları, Hira Mağarasına gelip edip dua ediyor. Hira Mağarasına çıkılan dik patika yolun merdiven basamaklarında, dilencilik yapan yüzlerce kişi bulunuyor.
Nur Dağındaki dilencilerin neredeyse tamamı Pakistanlı. Dilenciler, dağda yatıyor, yiyor içiyor ve her türlü ihtiyaçlarını burada gideriyor. Sadece dilenciler değil, dağın dik yokuşunda açabildikleri mekanlarda, su, meşrubat, çay, kahve, meyve satan tezgahlar açanlar da yine Pakistanlılar. Bu kişiler, birçok dilin günlük kullanılan kelimelerini biliyor ve her milletten hacı adaylarıyla rahatlıkla anlaşabiliyorlar.
Hira Mağarasına giden dik patika yol üzerinde farklı amaçlarla bulunan kişilerin neredeyse tamamı en çok Türkçeyi biliyor ve konuşuyorlar. Çünkü, Hira Mağarasını en çok Türkiye'den gelen hacı adayları ziyaret ediyor ve dilencilere en fazla sadakayı onlar veriyor. Bu sebeple Pakistanlı dilenciler, en iyi Türkçeyi konuşuyor.
Türk hacı adayları ile Pakistanlı dilencilerin arasındaki diyaloglar, zorlu Hira yolculuğuna katlanan herkesi gülümsetiyor. Daha ilk basamakları çıkarken nefes nefese kalan hacı adaylarına dilenciler, "Hacı sadaka ver, Allah kuvvet verir" diyor. Ellerini ceplerine atıp para çıkartacak mecali olmayan hacı adayları ise "dönüşte", "yokuşta değil, inişte" cevabını vererek yollarına devam ediyor.
Fakat Pakistanlı dilencilerin, dua ve istekleri bitmiyor. "Para ver hacı", "Hacı Allah sana iki eş versin", "Çoluk çocuğuna şifa versin" , "Para veren altın bulsun" diye dua edip önlerine koydukları kutulara para atılmasını istiyorlar.
Hira Mağarasına çıkan dik yokuşun üzerindeki basamaklarda dilenen çok sayıda dilenci aynı zamanda, yol üzerindeki taşları kırarak, beton döküp yeni merdiven basamakları yapıyor. Dilenenlerin sağlam ve sağlıklı olduğunu gören Hacı adayları ise onlara "dilenmeyin, çalışın" deyince dilenciler, yaptıklarını gösteriyor. Dilenciler, para istedikleri hacı adaylarına, 'Siz çalış, çalış diyorsunuz. İşte çalışıyoruz. Hadi para ver' deyince hacı adayları, "Sübhanallah" demekle yetiniyor.
Dilenciler, zirveye çıkıp amaçlarına ulaşan Türk hacı adaylarından para alabilmek için bu sefer, "Yokuştan çıkarken vermedin, bari dönüşte ver", "Hacı dönüyorsun para ver, Allah iman versin' diyor. Hacı adayları da dönüşte cömert davranıyor. Dilencilerin önündeki kutular birer Suudi Arabistan riyali ile doluyor. Dilenciler, ellerindeki kutulara atılan paraları anında ceplerine saklıyor.
Pakistanlı dilenciler, gazetecilere konuşmak ve fotoğraf çektirmek de istemiyor. Parayı gördüklerinde konuşmayı kabul ediyorlar. Abdülcebbar Selim isimli Karaçili dilenci, 3 çocuğu olduğunu ve 3 yıldır Hira Dağında hacı adaylarından sadaka istediğini belirterek, "Türkiye-Pakistan iki devlet, tek millet" diyerek, Türk hacı adaylarının cömert olduğunu dile getirdi.
Elindeki çekiçle yol üzerindeki taşları kıran Muhammed Şefik ise 6 ay önce Suudi Arabistan'a geldiğini ve iki yıldan önce Pakistan'a dönmeyeceğini kaydetti. Şefik, "45 yaşındayım. 3 çocuk babasıyım. Eşim ve çocuklarım Keşmir'deler. Burada tezgah açıp bir şeyler satan ve sadaka isteyen herkes Pakistanlı. Türklerle çalıştım, onlar çok merhametliler." diye konuştu.
Mahmut Han isimli Pakistanlı dilenmediğini, basamak yapıp temizlik işleriyle uğraştığını ve hacı adaylarından sadaka talep ettiğini söyledi. İsminin Garip olduğunu ifade eden kişi ise yardımlarından dolayı herkese teşekkür etti.