HINCAL ULUÇ'UN YENİ SWEETHEART'I KİM? ÇOK ŞAŞIRACAKSINIZ!

Hıncal'ın yeni 'sweetheart'ı: Bal!

Güzel Allahım... Bana bu günü de mi gösterecektin! Ne büyüksün sen, nelere kadirsin... Ki bu mucizeyi yaratabildin...Evet, bir mucize. Beni okuduğunuza göre, SABAH'ı okuyorsunuz. Ve sizler de bu mucizeye tanık oldunuz. Hıncal Uluç'un Bal üzerine yazdığı yazıya değinmek istiyorum. Öyle bir yazı ki, hiçbir eleştirmen şimdiye dek bir filmi böylesine övmemiştir. Hiçbir seyirci bir filmden böylesine etkilenmemiş ve ona böylesine sevdalanmamıştır. Hıncal bal gibi Bal'a âşık olmuş. Zaten kullandığı deyim de bu! Peki ama, ünlü şarkıdaki gibi sormazlar mı: daha önceleri neredeydiniz diye... Bizler Kaplanoğlu sinemasını çoktan keşfetmişken, sen, sevgili Hıncal, bizi yani SİYAD'ı onun Yumurta filmine çok ödül verdi diye yerden yere vurmadın mı, filmi görmediğini de adeta iftiharla yazıp? Bütün o genç yönetmenlerin filmlerine düşmanca bakmadın mı? Bugüne dek bir tek Kaplanoğlu, Nuri Bilge, Demirkubuz veya Reha Erdem filmine gittin mi? Bu 'ihtida' nasıl, neden oldu? İlla da Berlin ödülü, yani yabancı onayı mı gerekiyordu, kendi güzelliklerimizi keşfetmek için? Neyse... Ne demişler, geç olsun da güç olmasın. Her türlü şaka bir yana, bu büyük dönüş ve o yazı, genç Türk Sineması için bir dönüm noktası sayılmalı. Hem de birçok alanda buluşmaların ve diyaloğun oluştuğu şu günlerin özel ortamında... Hıncal bile böyle yazdığına göre, bu sinemanın bahtı biraz değişebilir, seyircisi artabilir.

Atilla Dorsay/Sabah