HINCAL ULUÇ'TAN YAZARLARA 'ZIR CAHİL' DİYEN YALÇIN AKDOĞAN'A ZEHİR ZEMBEREK YANIT!

Uluç, Başbakan Erdoğan'ın başdanışmanı Yalçın Akdoğan'ın, “Burada zır cahil bir yazar takımı var” sözlerine yanıt verdi.

Zır deli yazar takımı..

Dünya medyasını yıllardır yakından izlerim.. Dış yorumcular, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı en çok "Askeri vesayeti kaldıran lider" diye alkışlıyorlar. Hemen yorumcular, bu gelişmenin, Türkiye'nin demokrasi yolundaki en büyük adımlarından biri olduğunda birleşiyorlar. Bu bir gerçek..

Taksim, Türkiye'de "Özgürlük Parkı" olarak bilinir. Bunun sebebi, en yoğun baskı dönemlerinde, özgürlük savaşçılarının bu meydanda toplanmalarıdır.

Bu yüzden, günümüzde toplantılar ve gösteriler için başka alanlar belirlenmiş olmasına rağmen, protestocular bu simgesel meydanda toplanmayı tercih ederler. Bu da ikinci gerçek..
Peki, ülkede askeri vesayeti kaldıran liderin hem de "Özgürlük Meydanı" olarak kutsanan bir mekana en büyük askeri simge, "Kışla" dikmek istemesi ne oluyor, o zaman?.

"Başbakanın danışmanları doğru ve yeterli bilgilendirme yapmıyorlar" diyenlerin başında geliyorum yıllardır. Baş Danışman Yalçın Akdoğan'ın "Zır cahil yazar takımı" dediklerinin de en başındayım dolayısıyla..

Şimdi kendisini eleştiren gazetecilere "Zır cahil" diyen bir kişi "Danışman"lığından hayır gelir mi?. Danışmanı etrafa "Zır cahil" diye saldıran liderin "Ümüğünü sıkarım.. Anladıkları dilden hitap ederim" gibi öfke ve şiddet ifade eden sözlerini yadırgayabilir misiniz?.

Sayın Akdoğan "Günümüz ortamında bu üslubun hatalı olduğunu" başbakana anlattı mı acaba?. Hatta modern bir ülke liderinin, hiçbir ortamda böyle konuşmaması gerektiğini söylemeye cesaret etti mi?.

Sayın Akdoğan, pazar günkü Hürriyet'i buldursun. Orda bir adaşının, Lütfü Akdoğan'ın görüşlerini okusun, lütfen..
O Akdoğan ki, bu ülkenin en muhafazakar ve en dindar insanlarının başında gelir. 40 yıldır İslam Dünyasının tüm liderlerinin yakın çevresine girmiş, hepsini tanımış bir gazeteci, görgü ve deneyim dolu bir gerçek "Danışman"dır, çünkü..,
Başbakana sağduyu, hoş görüyü, çözüm ve barış öneren danışmanlar gerek!.

Hıncal Uluç'un yazısının tamamı için tıklayın