Hıncal Uluç'tan Okan Bayülgen'e destek: Kaç tane Okan'ımız var!
Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç, Altın Kelebek ödül törenindeki konuşması nedeniyle eleştirilen Bayülgen'e sahip çıktı.
Pantene Altın Kelebek ödül töreninde Diriliş Ertuğrul dizisiyle ilgili yaptığı konuşma nedeniyle eleştirilerin odağındaki isim olan Okan Bayülgen'e Sabah yazarından destek geldi.
Hıncal Uluç, bugün kaleme aldığı "Kaç Okan'ımız var!" başlıklı yazısında, "Bu pire, nasıl deve yapıldı, nasıl bilinçli bir tezgaha, skandala dönüştürüldü, ellerinde cep telefonları ekran başında bekleyen Sosyal Medya Linççileri tarafından" diyen Uluç, Okan Bayülgen'in bu ülkenin yetiştirdiği en değerli televizyon yıldızlarından biri olduğunu dile getirdi.
İşte, Uluç'un o yazısı:
"Efendim skandal.. Efendim rezalet!.. Neymiş!. Altın Kelebek dün yazdım, uygulamadaki büyük yanlışlarla doluydu. Bunlardan biri de, hayatında ilk defa bu işi yapan bir acemi hostes kızın hatasıyla, Ertuğrul dizisi yapımcısının söz verilmeden sahneden alınması oldu. Olur..
Ama bu pire, nasıl deve yapıldı, nasıl bilinçli bir tezgaha, skandala dönüştürüldü, ellerinde cep telefonları ekran başında bekleyen Sosyal Medya Linççileri tarafından.
İşleri bu, meslekleri bu, yaşam zevkleri bu.. Linç etmek..
Hani filmlerden bilirsiniz..
Amerika'da Ku Klux Klan vardır.
Zenci karşıtı, ırkçı, faşist bir gurup. Onlarcası bir araya gelir, tanınmamak için kafalarına kukuleta geçirir ve hedef adamı linç ederler.
Bunların da sosyal medyada yaptığı o..
Gizlenerek, kimliklerini saklayarak linç etmek.."
Hostesin acemiliği Okan'a yüklenmiş.
Onu tarihimizden, ecdadımızdan nefret etmekle itham ediyorlar. Niye?.
"Ben Ertuğrul dizisini hiç izlemedim" demiş.. Ben de izlemedim, ne olacak?. Onun yerinde ben de olsam ayni şeyi söylerdim.
Yalan mı söyleyecektim?. 10 dakikalık olayı 2 saatte anlatan dizilere tahammül edemediğim için hiç bir diziyi izlemiyorum.. Ama iş ecdada gelince, o linççilerle bir konuşalım bakalım, benim okuduğum ecdad tarihini, bilimsel kitap, roman olarak okumuş, hatta ezberleyene kadar tekrar tekrar okumuş bir kişi var mı içlerinde.. Biri karşıma geçip ecdadı konuşmaya cesaret eder mi, benimle?.
Sibel Can'la dalga geçmiş Okan..
Mizahı anlamaz, mizahı kaldıramazsanız, öyle dersiniz.. Oscar törenlerini izleyen var mı o linççilerin içinde.. Amerika First Lady'si Michelle Obama dahil, herkesle nasıl şakalaşıyor orda sunucular.
Fikir özgürlüğü, mizah özgürlüğü ile başlar.
Okan Bayülgen, bu ülkenin yetiştirdiği en değerli televizyon yıldızlarından biridir. Yıllardan beri zirvededir. Şu anda da görünürde yeni bir Okan adayı yoktur ortalarda..
Değerlerimizi, sosyal medyanın gazına gelip harcamaya kalkmayalım bir..
Medya olarak hepimiz ayni gemideyiz.
Ayrı görüşler olabilir. Fena halde rakip de olabiliriz. Olmalıyız da.. Gelişme böyle sağlanır..
Ama bölünme.. Kırk yıllık arkadaşlarımızı düşman gibi görme, saldırma..
Bu benim sözlüğümde yok!.
Bu gazetenin en eskisi olarak yok!.
Karşı guruptan en çok davet almış ama hep nezaketle geri çevirmiş bir yazar olarak yok!.
Bölünmeden, kopmadan, düşman olmadan tartışmayı öğrenmeliyiz, sevgili meslektaşlarım!.
Hıncal Uluç, bugün kaleme aldığı "Kaç Okan'ımız var!" başlıklı yazısında, "Bu pire, nasıl deve yapıldı, nasıl bilinçli bir tezgaha, skandala dönüştürüldü, ellerinde cep telefonları ekran başında bekleyen Sosyal Medya Linççileri tarafından" diyen Uluç, Okan Bayülgen'in bu ülkenin yetiştirdiği en değerli televizyon yıldızlarından biri olduğunu dile getirdi.
İşte, Uluç'un o yazısı:
"Efendim skandal.. Efendim rezalet!.. Neymiş!. Altın Kelebek dün yazdım, uygulamadaki büyük yanlışlarla doluydu. Bunlardan biri de, hayatında ilk defa bu işi yapan bir acemi hostes kızın hatasıyla, Ertuğrul dizisi yapımcısının söz verilmeden sahneden alınması oldu. Olur..
Ama bu pire, nasıl deve yapıldı, nasıl bilinçli bir tezgaha, skandala dönüştürüldü, ellerinde cep telefonları ekran başında bekleyen Sosyal Medya Linççileri tarafından.
İşleri bu, meslekleri bu, yaşam zevkleri bu.. Linç etmek..
Hani filmlerden bilirsiniz..
Amerika'da Ku Klux Klan vardır.
Zenci karşıtı, ırkçı, faşist bir gurup. Onlarcası bir araya gelir, tanınmamak için kafalarına kukuleta geçirir ve hedef adamı linç ederler.
Bunların da sosyal medyada yaptığı o..
Gizlenerek, kimliklerini saklayarak linç etmek.."
Hostesin acemiliği Okan'a yüklenmiş.
Onu tarihimizden, ecdadımızdan nefret etmekle itham ediyorlar. Niye?.
"Ben Ertuğrul dizisini hiç izlemedim" demiş.. Ben de izlemedim, ne olacak?. Onun yerinde ben de olsam ayni şeyi söylerdim.
Yalan mı söyleyecektim?. 10 dakikalık olayı 2 saatte anlatan dizilere tahammül edemediğim için hiç bir diziyi izlemiyorum.. Ama iş ecdada gelince, o linççilerle bir konuşalım bakalım, benim okuduğum ecdad tarihini, bilimsel kitap, roman olarak okumuş, hatta ezberleyene kadar tekrar tekrar okumuş bir kişi var mı içlerinde.. Biri karşıma geçip ecdadı konuşmaya cesaret eder mi, benimle?.
Sibel Can'la dalga geçmiş Okan..
Mizahı anlamaz, mizahı kaldıramazsanız, öyle dersiniz.. Oscar törenlerini izleyen var mı o linççilerin içinde.. Amerika First Lady'si Michelle Obama dahil, herkesle nasıl şakalaşıyor orda sunucular.
Fikir özgürlüğü, mizah özgürlüğü ile başlar.
Okan Bayülgen, bu ülkenin yetiştirdiği en değerli televizyon yıldızlarından biridir. Yıllardan beri zirvededir. Şu anda da görünürde yeni bir Okan adayı yoktur ortalarda..
Değerlerimizi, sosyal medyanın gazına gelip harcamaya kalkmayalım bir..
Medya olarak hepimiz ayni gemideyiz.
Ayrı görüşler olabilir. Fena halde rakip de olabiliriz. Olmalıyız da.. Gelişme böyle sağlanır..
Ama bölünme.. Kırk yıllık arkadaşlarımızı düşman gibi görme, saldırma..
Bu benim sözlüğümde yok!.
Bu gazetenin en eskisi olarak yok!.
Karşı guruptan en çok davet almış ama hep nezaketle geri çevirmiş bir yazar olarak yok!.
Bölünmeden, kopmadan, düşman olmadan tartışmayı öğrenmeliyiz, sevgili meslektaşlarım!.