Hıncal Uluç'tan Lig TV muhabirine ağır sözler; Kimden torpilliyse…
Usta spor yorumcusu Hıncal Uluç, Lig TV muhabiri Pınar Argun'a sert eleştirilerde bulundu.
Hıncal Uluç, Fotomaç gazetesindeki söyleşisinde Galatasaray Teknik Direktörü Roberto Mancini ile röportaj yapan Lig TV muhabiri Pınar Argun’la ilgili şu yorumları yaptı:
“Pınar Argun… Kimden torpilliyse… Alınmasın; kendisiyle herhangi bir problemim yok. Tanımıyorum da… Ama o kız; birinin torpili olmadan, oraya ‘röportajcı’ diye çıkmaz. İngilizce bilmiyor; futbolu hiç bilmiyor! İngilizce soru- cevap için tercüman kullanıyor. Futbolla, hiçbir bilgisi yok.
Drogba ve Chedjou’nun tribünde olduğu maç öncesi, televizyon başındaki taraftar ne bekler; bu 18 ve bu ilk 11, niye tercih edildi?
Not aldım. Sorduğu soru şu: “Chelsea’ye hafta içinde kaybettiniz, Şampiyonlar Ligi’nden elendiniz; bu maç için ne düşünüyorsunuz?”
Bu soruyu sormak için; Türkiye’nin yayıncı kuruluşunun, röportaj muhabiri olmaya gerek var mı? İlkokul öğrencisi, ancak bu soruyu sorar zaten… “Chelsea’ye yenildin; bugün ne düşünüyorsun!”
Ben Osmanlı Padişahı olsaydım, ‘Ne düşünüyorsun?’ diye soranların dilini keserdim! ‘Ne düşünüyorsun?’ sorusunu kaldır; Türkiye’de başka sorulacak soru yok! Muhabir yok! Satayım onun ne düşündüğünü!.. Ben merak ediyorum; ‘Chedjou ile Drogba, niye tribünde oturuyor?’ arkadaş… ‘Oynaması hayal gibi görünen üç genç adam, kulübede; Hamit niye yok?’ Bunları sormak bir, yürek ister; iki, bilgi ister! Ama ‘Ne düşünüyorsunuz?’ sorusunu sormak için, bir şeye gerek yok. Bu kız, 26 haftadır, her maçtan evvel bunu soruyor. ‘Ne düşünüyorsunuz!’ O zaman, ben de diyorum ki kimin torpili ile orada oturuyor?
Harika bir İngilizcen olur; soruyu sorar, döner bana anlatırsın. Öyle bir şey yok. En basit dilde dahi tercüman kullanıyor. Futbolla ilgili, daha bir tane güncel soru sorduğuna şahit olmadım.
Mancini’ye sorduğu ikinci soru, daha da komik… “Galatasaray, geriye kalan 9 maçı (Kayseri dahil) kazanırsa; şampiyonluk şansı ne olur?” Galatasaray, arka arkaya 9 maçı kazanacak; ‘Şampiyonluk şansı ne olur!’ 9 maçı kazanması, Galatasaray’ın şampiyonluk şansını yükseltmiyor. Ki arada 8 puan fark var…
Sorduğun soru; Fenerbahçe’yle ilgili… O soru, Fenerbahçe hocası Ersun Yanal’a sorulabilir. ‘Ersun hocam; Galatasaray 9 maçı da kazanırsa, şampiyonluk şansınız ne olur?’ diye sorabilirsin. Onun vereceği cevap, ilginç olabilir. ‘İstedikleri kadar kazansınlar. Biz, bu farkı kapattırmayız’ der. Ya da başka bir şey…
BİR MANTIĞI OLABİLİR
Bu konuda bir soru soracaksan, ‘Fenerbahçe ile aranızda, 8 puan fark var. Çok küçük de olsa şampiyonluk şansınızı sürdürebilmeniz için, artık sizin hiç puan kaybetmemeniz lazım. Kalan 9 maçı, kazanabilecek misiniz?’ diyebilir. Bu sorunun, bir mantığı olabilir. ‘Ben, senin 9 maçı kazandığını fark ediyorum; şampiyonluk şansın ne’ demek!..
Futbolu bilen birisi, böyle bir soruyu nasıl sorar? Hadi kız bir şey bilmiyor; bari iki satır bir soru yazın, verin eline!.. Mancini yazıp, Selçuk’un eline kağıt veriyor; siz de ‘Mancini gelirse şunu sor; Selçuk gelirse şunu sor’ diye bir kağıt versenize…
26 haftadır, gelene sorduğu soru bu… Maç öncesi; “Ne düşünüyorsun?” Maç sonrası; “Ne hissediyorsun?” Maç bitiyor; “Bugün kazandınız; ne hissediyorsunuz?” “Bugün kaybettiniz; ne hissediyorsunuz?” “Bugün 1 puan aldınız; ne hissediyorsunuz?”
Bir insanı, televizyondan kovduracak sorular bunlar! Televizyonda röportaj yapmaya başladığın anda, sana verilen 6-7 tane temel kural vardır. Bunlardan bir tanesi bu… ‘Ne düşünüyorsun; ne hissediyorsun?’ diye soru sormayacaksın.”
“Pınar Argun… Kimden torpilliyse… Alınmasın; kendisiyle herhangi bir problemim yok. Tanımıyorum da… Ama o kız; birinin torpili olmadan, oraya ‘röportajcı’ diye çıkmaz. İngilizce bilmiyor; futbolu hiç bilmiyor! İngilizce soru- cevap için tercüman kullanıyor. Futbolla, hiçbir bilgisi yok.
Drogba ve Chedjou’nun tribünde olduğu maç öncesi, televizyon başındaki taraftar ne bekler; bu 18 ve bu ilk 11, niye tercih edildi?
Not aldım. Sorduğu soru şu: “Chelsea’ye hafta içinde kaybettiniz, Şampiyonlar Ligi’nden elendiniz; bu maç için ne düşünüyorsunuz?”
Bu soruyu sormak için; Türkiye’nin yayıncı kuruluşunun, röportaj muhabiri olmaya gerek var mı? İlkokul öğrencisi, ancak bu soruyu sorar zaten… “Chelsea’ye yenildin; bugün ne düşünüyorsun!”
Ben Osmanlı Padişahı olsaydım, ‘Ne düşünüyorsun?’ diye soranların dilini keserdim! ‘Ne düşünüyorsun?’ sorusunu kaldır; Türkiye’de başka sorulacak soru yok! Muhabir yok! Satayım onun ne düşündüğünü!.. Ben merak ediyorum; ‘Chedjou ile Drogba, niye tribünde oturuyor?’ arkadaş… ‘Oynaması hayal gibi görünen üç genç adam, kulübede; Hamit niye yok?’ Bunları sormak bir, yürek ister; iki, bilgi ister! Ama ‘Ne düşünüyorsunuz?’ sorusunu sormak için, bir şeye gerek yok. Bu kız, 26 haftadır, her maçtan evvel bunu soruyor. ‘Ne düşünüyorsunuz!’ O zaman, ben de diyorum ki kimin torpili ile orada oturuyor?
Harika bir İngilizcen olur; soruyu sorar, döner bana anlatırsın. Öyle bir şey yok. En basit dilde dahi tercüman kullanıyor. Futbolla ilgili, daha bir tane güncel soru sorduğuna şahit olmadım.
Mancini’ye sorduğu ikinci soru, daha da komik… “Galatasaray, geriye kalan 9 maçı (Kayseri dahil) kazanırsa; şampiyonluk şansı ne olur?” Galatasaray, arka arkaya 9 maçı kazanacak; ‘Şampiyonluk şansı ne olur!’ 9 maçı kazanması, Galatasaray’ın şampiyonluk şansını yükseltmiyor. Ki arada 8 puan fark var…
Sorduğun soru; Fenerbahçe’yle ilgili… O soru, Fenerbahçe hocası Ersun Yanal’a sorulabilir. ‘Ersun hocam; Galatasaray 9 maçı da kazanırsa, şampiyonluk şansınız ne olur?’ diye sorabilirsin. Onun vereceği cevap, ilginç olabilir. ‘İstedikleri kadar kazansınlar. Biz, bu farkı kapattırmayız’ der. Ya da başka bir şey…
BİR MANTIĞI OLABİLİR
Bu konuda bir soru soracaksan, ‘Fenerbahçe ile aranızda, 8 puan fark var. Çok küçük de olsa şampiyonluk şansınızı sürdürebilmeniz için, artık sizin hiç puan kaybetmemeniz lazım. Kalan 9 maçı, kazanabilecek misiniz?’ diyebilir. Bu sorunun, bir mantığı olabilir. ‘Ben, senin 9 maçı kazandığını fark ediyorum; şampiyonluk şansın ne’ demek!..
Futbolu bilen birisi, böyle bir soruyu nasıl sorar? Hadi kız bir şey bilmiyor; bari iki satır bir soru yazın, verin eline!.. Mancini yazıp, Selçuk’un eline kağıt veriyor; siz de ‘Mancini gelirse şunu sor; Selçuk gelirse şunu sor’ diye bir kağıt versenize…
26 haftadır, gelene sorduğu soru bu… Maç öncesi; “Ne düşünüyorsun?” Maç sonrası; “Ne hissediyorsun?” Maç bitiyor; “Bugün kazandınız; ne hissediyorsunuz?” “Bugün kaybettiniz; ne hissediyorsunuz?” “Bugün 1 puan aldınız; ne hissediyorsunuz?”
Bir insanı, televizyondan kovduracak sorular bunlar! Televizyonda röportaj yapmaya başladığın anda, sana verilen 6-7 tane temel kural vardır. Bunlardan bir tanesi bu… ‘Ne düşünüyorsun; ne hissediyorsun?’ diye soru sormayacaksın.”