Hıncal Uluç'tan İçişleri Bakanı Soylu'ya açık mektup! Neden özür diledi?
Sabah yazarı Hıncal Uluç, tüm medya adına İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan özür diledi..
Sabah yazarı Hıncal Uluç, bugünkü yazısında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya açık mektup yazarak
İstanbul'da trafik sorununa çözüm bulunamadığını anlattı ve kendisinden yardım istedi.
Hıncal Uluç, yazısının devamında ise Süleyman Soylu'dan özür dileyerek "Biz medya üzerimize düşeni
yapmadık, sayın bakanım" ifadelerini kullandı.
İşte Hıncal Uluç'un bugünkü yazısından "..Ve de özürüm!" başlıklı o bölüm:
Sayın İçişleri Bakanım, Bir de özürüm var. Sizden özür dilerim..
"Bana sorduğun soruları bir de kendine sor. Basın Dördüncü Güç'tür, biz 'Yürütme' olarak ikinci iken.. Peki siz ne yaptınız bu konularda!." derseniz eğer..
Biz hiçbir şey yapmadık Sayın Bakanım.. Biz "Medya" olsaydık, sosyal medyanın onda biri kadar değerimiz olurdu.
Bizde "Fikri takip" diye bir şey yoktur. Hangi gazete takip etti, yönetmelik değişikliğinden sonra verdiği Okul Servisi cinayetleri haberinin arkasını?.
Hangi gazetede okudunuz, ya da haberlerinde gördünüz "Çocuğu minibüste unutanlara şu cezalar verildi" ya da "Hiçbir ceza almadılar haberini..
Benim medyam utanmadan "Sosyal medya tepki gösterince serbest bırakılan falanca yeniden tutuklandı" der, durmadan..
Ulan bir defa da sen tepki göster de bir iş yapılsın, bakalım..
Bir defa da sen, Dördüncü Güç Medya olarak el ele ver de bir şeye ortak savaş aç da görelim neler oluyor?.
İnsan kendi güçsüzlüğünü, kendi aczini böyle itiraf eder mi?.
Biz ediyoruz Sayın Bakanım..
Çünkü benim medyam da, haberini, yorumunu sosyal medyaya bakıp yazıyor..
Biz böyleyiz Sayın Bakanım, Durmadan size baş vurmamın bir sebebi de budur!.
İstanbul'da trafik sorununa çözüm bulunamadığını anlattı ve kendisinden yardım istedi.
Hıncal Uluç, yazısının devamında ise Süleyman Soylu'dan özür dileyerek "Biz medya üzerimize düşeni
yapmadık, sayın bakanım" ifadelerini kullandı.
İşte Hıncal Uluç'un bugünkü yazısından "..Ve de özürüm!" başlıklı o bölüm:
Sayın İçişleri Bakanım, Bir de özürüm var. Sizden özür dilerim..
"Bana sorduğun soruları bir de kendine sor. Basın Dördüncü Güç'tür, biz 'Yürütme' olarak ikinci iken.. Peki siz ne yaptınız bu konularda!." derseniz eğer..
Biz hiçbir şey yapmadık Sayın Bakanım.. Biz "Medya" olsaydık, sosyal medyanın onda biri kadar değerimiz olurdu.
Bizde "Fikri takip" diye bir şey yoktur. Hangi gazete takip etti, yönetmelik değişikliğinden sonra verdiği Okul Servisi cinayetleri haberinin arkasını?.
Hangi gazetede okudunuz, ya da haberlerinde gördünüz "Çocuğu minibüste unutanlara şu cezalar verildi" ya da "Hiçbir ceza almadılar haberini..
Benim medyam utanmadan "Sosyal medya tepki gösterince serbest bırakılan falanca yeniden tutuklandı" der, durmadan..
Ulan bir defa da sen tepki göster de bir iş yapılsın, bakalım..
Bir defa da sen, Dördüncü Güç Medya olarak el ele ver de bir şeye ortak savaş aç da görelim neler oluyor?.
İnsan kendi güçsüzlüğünü, kendi aczini böyle itiraf eder mi?.
Biz ediyoruz Sayın Bakanım..
Çünkü benim medyam da, haberini, yorumunu sosyal medyaya bakıp yazıyor..
Biz böyleyiz Sayın Bakanım, Durmadan size baş vurmamın bir sebebi de budur!.