HINCAL ULUÇ,MİLLİYET OKUR TEMSİLCİSİNE "AYŞE" OLAYINI SORDU...
Bir genç kızın çeşitli yataklardan geçerek, köşe aldığını iddia eden bir yazıya, "Okur temsilcisi" yorum yapmıyorsa eğer, her hafta o sayfayı niye işgal ediyor diye sorarlar adama..
Pulur ve Forutan!..
MANSUR'UN yazısını okudum.. Ayşe'nin "Bu kadar yalanı nasıl buldun Mansur" yazısını da..
Mansur aslında Ayşe'den neden nefret ettiğini itiraf ediyor doğru ya da yalan yazısında.. Bir Danimarka konserine her yıl o gidermiş, Ayşe yerini almış, bir.. Patron onun yazılarını keserken, Ayşe devam etmiş iki.. Bu iki kıskançlıktan da o nefret yazısı doğmuş sanki..
Bitirirken bana nasihatte bulunmuş..
"Hıncal Ağbi o konuyu fazla eşeleme, yoksa Hasan Pulur'dan özür dilemek zorunda kalırsın.."
İşte bunu sana hiç yakıştıramadım Mansur.. Yani, tehdidi, hafiften şantajı..
Bildiğin bir şey var da açıklamıyorsan yazıklar olsun, ne diyeyim..
Pulur haklıysa millet ne düşünür sonra?. Senin genç yaşında köşe yazarı olmanda da katkım çok büyük ya..
Hasan Pulur cevap veremeyince, Mansur'un bu yazısına sığındı geçen hafta.. Hafta sonunda da, yeni kitabının promosyon söyleşisinde, o ayıp, o çirkin, o utanç verici iddiaları konusunda özür dilemedi.. "Yanlış yöne çekiyorlar" gibisinden sıyırma, kıvırma yollarına saptı.
Ne var ki, gazetelerde yayınlanan, internette yer alan yığınla yazı ve köşe, Pulur'un ne anlattığını gayet güzel belirliyor, büyük bir bölümü de yazıyı şiddetle yeriyor. En hızlı Pulur hayranları bile bu yazıyı üstadlarına yakıştırmadıklarını söylüyorlar.
Milliyet Ombudsmanı Derya Sazak ondan beklediğim cesareti gösteremedi. "Ben yazarlara karışmam" dedikten sonra ne dediği hiç anlaşılmayan bir yorum yapmış.
Bir genç kızın çeşitli yataklardan geçerek, köşe aldığını iddia eden bir yazıya, "Okur temsilcisi" yorum yapmıyorsa eğer, her hafta o sayfayı niye işgal ediyor diye sorarlar adama..
Fikir özgürlüğü tamam.. Ama Sazak'ın üsluba ve Ayşe'nin şahsında tüm kadın yazarlara yönelik bu çirkin saldırıya karşı çıkacağını doğrusu umut etmiştim.
MANSUR'UN yazısını okudum.. Ayşe'nin "Bu kadar yalanı nasıl buldun Mansur" yazısını da..
Mansur aslında Ayşe'den neden nefret ettiğini itiraf ediyor doğru ya da yalan yazısında.. Bir Danimarka konserine her yıl o gidermiş, Ayşe yerini almış, bir.. Patron onun yazılarını keserken, Ayşe devam etmiş iki.. Bu iki kıskançlıktan da o nefret yazısı doğmuş sanki..
Bitirirken bana nasihatte bulunmuş..
"Hıncal Ağbi o konuyu fazla eşeleme, yoksa Hasan Pulur'dan özür dilemek zorunda kalırsın.."
İşte bunu sana hiç yakıştıramadım Mansur.. Yani, tehdidi, hafiften şantajı..
Bildiğin bir şey var da açıklamıyorsan yazıklar olsun, ne diyeyim..
Pulur haklıysa millet ne düşünür sonra?. Senin genç yaşında köşe yazarı olmanda da katkım çok büyük ya..
Hasan Pulur cevap veremeyince, Mansur'un bu yazısına sığındı geçen hafta.. Hafta sonunda da, yeni kitabının promosyon söyleşisinde, o ayıp, o çirkin, o utanç verici iddiaları konusunda özür dilemedi.. "Yanlış yöne çekiyorlar" gibisinden sıyırma, kıvırma yollarına saptı.
Ne var ki, gazetelerde yayınlanan, internette yer alan yığınla yazı ve köşe, Pulur'un ne anlattığını gayet güzel belirliyor, büyük bir bölümü de yazıyı şiddetle yeriyor. En hızlı Pulur hayranları bile bu yazıyı üstadlarına yakıştırmadıklarını söylüyorlar.
Milliyet Ombudsmanı Derya Sazak ondan beklediğim cesareti gösteremedi. "Ben yazarlara karışmam" dedikten sonra ne dediği hiç anlaşılmayan bir yorum yapmış.
Bir genç kızın çeşitli yataklardan geçerek, köşe aldığını iddia eden bir yazıya, "Okur temsilcisi" yorum yapmıyorsa eğer, her hafta o sayfayı niye işgal ediyor diye sorarlar adama..
Fikir özgürlüğü tamam.. Ama Sazak'ın üsluba ve Ayşe'nin şahsında tüm kadın yazarlara yönelik bu çirkin saldırıya karşı çıkacağını doğrusu umut etmiştim.