HINCAL ULUÇ TRT'Yİ NEDEN BAŞBAKAN'A ŞİKAYET ETTİ?

TRT'yi şikâyet ediyorum.. Kime?.. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a.. İki sebepten..

TRT'yi şikâyet ediyorum!..

TRT'yi şikâyet ediyorum.. Kime?..
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a..
İki sebepten..
Birincisi.. Başkasına şikâyetin anlamı yok. İmam bildiğini okuyor. Vakit dar, ancak başbakan müdahale ederse, hemen düzelir.
İkincisi. TRT'nin bu halinden sorumlu kaygısız ve kayıtsız Genel Müdür İbrahim Şahin'i, her türlü yasal formaliteleri bir yana bırakarak bizzat Başbakan seçti ve atadı, herkes biliyor. Yani sorumluluk bizzat Başbakanda..
Sayın Başbakan, Halkın vergileri ile yaşayan bir kamu kuruluşu olan TRT, halka ihanet ediyor.
Halkı hiçe sayıyor.. Yalan söylüyor. Bütün bunları da üç kuruş reklam parası için yapıyor.
TRT bir anayasal kuruluş. Kanun koyucu TRT'yi kurarken, reklam gelirine muhtaç olmasın diye genel bütçeden, yani hazineden, yani halkın vergilerinden pay ayırmış. İstemiş ki, bu kamu televizyonu, özel televizyonlarla reklam yarışına girmeden, yararlı ve dengeli programlar yapsın. Reyting kurbanı olmasın.
TRT, hem genel bütçeden, yani halkın vergilerinden pay alıyor, hem de aynen özel kanallar gibi reklam için her şeyi yapıyor. Bu aslında haksız rekabet demek. Ticaret kural ve ahlakına aykırı. Hem de kuruluş amaçlarına, yani varlık sebebi anayasaya ve yasaya uzak düşüyor.
Sayın Başbakan, Son zamanlarda TRT, ülkenin en fazla izlenen kanalı.. Sebep Dünya Kupası..
Yayın hakkını büyük paralar ödeyerek alan TRT, iş yayıncılığa gelince, kelimenin tam anlamıyla sınıfta kaldı.
Dünyanın bütün televizyonları, bu çapta bir yayıncılığın hakkını satın alır almaz, kolları sıvarlar ve o yayını en doyurucu yapmak için önlem alırlar. Bu önlemlerin başında, o yayın için özel bir kadro oluşturmak gelir. Yorumcu kadrosu.
Yayıncı kuruluştan gelen görüntüleri, seyirciye en iyi şekilde sunmanın yolu, birinci sınıf spiker ve çok değerli yorumcularla oluşan ekip demektir.
Yıllardan beri, "Körler sağırlar birbirini ağırlar" kayıtsızlığı içinde, Dünya Atletizm, Dünya Futbol ve Olimpiyat Yayınlarını piç eden TRT, bu Dünya Kupası'na da ayni kaygısızlık içinde hazırlandı. Her TRT organizasyonunun vazgeçilmez adamı Ömer Üründül dışında bir tek yorumcu ile anlaşma yapılmadı. Maçlar başladığında görüldü ki, Üründül'ün canı hangi maçı izlemek isterse TRT o maçı yorumcu ile sunuyor, ötesi, hiçbir özelliği ve güzelliği olmayan, sadece eline verilen FIFA notlarını okuyarak bilgiçlik yaptığını sanan ikinci sınıf "Tek" spikere kalıyor. Koca Dünya Şampiyonası'nda parlayan, adını duyuran, ezberleten bir tek spiker çıkmayışı çok acı değil mi?.
Sayın Başbakan, Bu "Çirkin" TRT, yayıncı kuruluştan gelen görüntüleri de piç ediyor. Maçların başında ve devre aralarında reklamdan başka şey yok. Bu yüzden seyirci maç havasına giremiyor. Bunu reklamla yaşayan özel TV'ler yapar.
Ama benim paramla maaş alan TRT'nin yapması, ayıp.. Utanç verici..
Maç biter bitmez de, hakem düdüğü ile reklamlara geçiyor. Oysa bitiş anı, maçın kendisinden de güzel ve özel dramatik sevinç ve üzüntü sahneleri demek. Yani yayının en insancıl yanı. TRT bu anı da seyircisinden kaçırıyor.
İki, sadece iki dakika uzatsa mesele yok. Ama yangından mal kaçırır acelesiyle reklamlara koşuyor. O reklam veren firmaların da aklına şaşayım ya.. Seyreden ana avrat sövüyor. Reklam verene sövüyor.
O firmadan nefret ediyor. Adamlar paraları ile rezil oluyor ama o reklamı gene veriyorlar, hayret.. Ama aslında kimse seyretmiyor. TRT'nin çirkin yalanını artık herkes öğrendi. Reklam dönüşü, sadece veda cümlesi var. TRT, resmen, alenen halkı kandırıyor, ya. Seyirci anında TRT'yi kapıyor. Reklamlar havaya uçuyor, paralar da..
Sayın Başbakan.
Bakın örnek veriyorum. Yayın bantlarını istetip izleyin.
Son Dünya Şampiyonu İtalya, ilk turdaki son maçını Slovakya ile yaptı ve kaybetti. Son Şampiyon İtalya elendi.
Hakemin bitiş düdüğü ile başta son kupayı kaldıran Kaptan Cannavaro, hemen tüm takım ağlayarak kendini yerlere atıyordu ki, "Az sonra beraberiz" dedi spiker, utanmadan, sıkılmadan. Yalan söylediğini bile bile.. Çünkü patronlarından öyle emir almıştı. Ekran başındaki seyirci, Dünya Kupalarını Brezilya ile en çok kazanan takım olan son şampiyonun ve turnuvanın sonuna kadar kalmak inancı ile Güney Afrika'ya gelen seyircilerin hafızalara çizilebilecek "Veda"görüntüleri yerine reklama geçti. Bir reklam.. Sonra Tanıtıcı Reklam.. Sonra Reklamlar.. Sonra üzerinde "Reklam bitti" yazan bir reklam daha.. Ardından bir Tanıtıcı Reklam daha..
Bu sahtekârlık RTÜK denen ve her reklamdan yüzde 5 pay alıp, Las Vegaslarda tatil yapan başkanlara sahip kurumu sözde uyutmak, onun koyduğu kuralları delmek için Sayın Başbakan.. Bu ali cengiz oyunlarıyla tam 10 dakika sürdü ara.. Stada dönüldüğünde ortada kimseler kalmamıştı.
"Az sonra birlikte olacağız" diyen yalancı spiker "Son Dünya Kupası'nda şampiyon olan İtalya'nın vedasına tanıklık ettik" dedi, utanmadan, sıkılmadan.. O veda sahnelerinin seyirciden kaçırıldığını bile bile..
Ve yayın bitti.. Sırf bu cümle için 10 dakika reklam seyrettirme sahtekârlığıyla oyun bitti aslında Sayın Başbakan..
Lütfen izleyin ve bir kamu kuruluşuna, devlete bu rezillik yakışır mı, karar verin..
Verin çünkü Dünya Kupası'nda çeyrek finaller başlıyor. Bunlar artık kritik maçlar.
Tek maçla giden gidecek, kalan kalacak.
Hiç değilse, bu maçların, başı, ortası, hele hele sonu reklama boğulmasın.
Bu yayını halkın parası ile satın aldı TRT.. O sayısı büyük, ama kalitesi küçük ekibi, tatil için halkın parasıyla oraya gönderdi.
Ama hiç değilse, şu son birkaç gün, bol keseden eşe dosta dağıtmak, bir belgesele ayda 100 bin lira vermek için 3 kuruş reklam parasına tamah etmesinler.
Hiç değilse maç sonlarındaki o dramatik sahneleri seyirciden kaçırmasınlar.
Futbol bir oyun, bu oyunun sonundaki zafer ve üzüntü sahneleri, seyrin duygusal güzelliğidir. Ekran başında hayvanlar değil, bu duyguyu görmek ve yaşamak isteyen insanlar var, Sayın Başbakan..
Derhal emir verin. Çeyrek final maçlarından itibaren bu rezillik bitsin artık..
Lütfen!..

Hıncal Uluç/Sabah