HINCAL ULUÇ "TRT'NİN AFFEDİLMEZ GÜNAHI"NI YAZDI!... PEKİ TRT'NİN AFFEDİLMEZ GÜNAHI NEYDİ?...

Türk sporunda geri kalmışlığın en büyük sorumlusu medyadır. Tamam.. Ama TRT'nin günahı medyayı katlar.. Çünkü onlar paralarını bunun için alıyorlar üstelik.. Reyting korkusu olmayan tek kurum onlar.

TRT'nin affedilmez günahı..


Londra'dan mektup buldum sabah gene bilgisayarımda.. Nuyan Ağabey'den.. İngiltere'de kıyamet kopuyormuş, "Olimpiyatlardan başarısız döndük" diye..
Pekin'de 1 altın, iki gümüş alan atletler için medya "Atlet diye Çin'e bir ordu insan yolladık. Dağ fare doğurdu. 400 metre kadınlardan başka hiçbirinden altın çıkmadı. Kimler bu işin başında ise derhal değiştirilmelidir. 2012'ye kadro hazırlayacaksa gene, sonu hüsrandır" diye fena halde bastırınca, milli takımlar baş antrenörü istifa etmiş.
Öte yandan, İngiltere okullarının bir nevi Olimpiyatı, geçen hafta atletizmden tramboline her branşta yapılmış.. Bu yarışmaları o branşların üst düzey teknik kadroları zorunlu olarak izlemişler ve 2012 Oyunlarında yarışabilecek yetenekler belirlenmiş..
Buyrun, bizimle mukayese edin..
Balık hafızalı Türk medyası Olimpiyatı unuttu bile. 2012 Londra dönüşüne kadar artık ağzını açmaz.
Bizde Olimpiyata giden gitmeyen bunca adam var. Bir doğru dürüst Pekin analizi, bir bu analize bağlı 2012 Londra önerisi okudunuz mu, ya da televizyonlarda izlediniz mi?..
Boğazımıza kadar futbola gömüldük gene..
Bunun böyle olacağını herkes bildiği için, Türk sporunu bu hallere getirenlerin hiçbirinin kılı kıpırdamadı. Hepsi, çok iyi iş başarmış gibi yerlerinde oturuyorlar. 2012 için saat çalışmaya başladı dünyada.. Bizde de uyku..
"Bu işi yeniden ele alacağız" diye ağızlara bir parmak bal çalan Spor Bakanı dahil..
Olimpik hezimetin en büyük sorumlusunun medyamız olduğunu geçen hafta anlatmıştım.
Sen futbol dışında her şeye gözlerini yumar, sayfalarını, ekranlarını kaparsan, teşvik etmez, denetlemez, olup biten rezilliklere ses çıkarmazsan, sonuçtan en büyük sorumlu olur, dahası eleştirme hakkını da yitirirsin.
Ama bu medyanın bir özrü var.
Gazetecilik ve televizyonculuk çok pahalı iş.. Yaşamak zor.. Kuruluşların pek çoğu zararda.. Yaşamı sürdürmek sadece reklama bağlı.. O da tiraj ve reytinge.. Yani özel kuruluşlar, futbola nerdeyse mecbur hissediyorlar kendilerini.. Peki ama TRT?..
Bu ülke halkının vergileri ile yaşayan TRT'nin reyting endişesi var mı?..
Tam tersine.. TRT yasası, bu kurumun varlık sebebini, halkın haber alma hakkına hizmet ve halkın seviyesini yükseltmek olarak belirlemiş.. Yasa diyor ki, adeta..
"Ey TRT, senin özel televizyonlarla sidik yarışına girmene gerek yok. Senin reklam gelirine ihtiyacın yok. Paranı devlet bütçesinden, halkın vergileri ile ben vereceğim. Sen de halktan aldığın parayı halka geri verecek, özel TV'lerin girmediği konuları hazırlayıp sunacaksın.."
Bakın bakalım TRT'ye bunu mu yapıyor?.
Pazar gecesi TRT'nin 1 numaralı kanalında, prime time'da ne var?.
Üç kişi oturmuş futbol üzerine ahkâm kesiyorlar, saatlerce..
Özel TV'lerde benzer, 90 program varken, TRT 91'inciyi yapıyor..
Peki, spor programı var mı TRT'nin.. Kuruluş yıllarında, 70'li, 80'li, Arman Talay'lı, Çetin Ç