Hıncal Uluç SİYAD Ödül Töreni'ni topa tuttu: Utanç!.. U-tanç!.. U-T-A-N-Ç!..
SİYAD gecesi için Hıncal Uluç,: "Karşıma çıka çıka bir sönük utanç gecesi daha çıktı.. Utanç!.. U-tanç!.. U-T-A-N-Ç!.." yazdı.
SİYAD'ın Türk sinemasının 100. yılına denk gelen ödül töreni sönük geçmesi yüzünden eleştiri oklarına maruz kalıyor.
Cem Yılmaz'ın Gonca Vuslateri ile dalga geçtiği görüntüler ile akıllarda yer eden SİYAD gecesi için Sabah yazarı Hıncal Uluç, : "Karşıma çıka çıka bir sönük utanç gecesi daha çıktı.. Utanç!.. U-tanç!.. U-T-A-N-Ç!.." yazdı.
İşte Uluç'un köşesinde yazdıklarından bir bölüm:
Türk Sineması'nın 100. Yılı!.
..Ve de 100. Yılın Siyad Ödülleri..
Siyad, Sinema Yazarları Derneği, demek.. Herkesi eleştirenler, daha bir ay evvel, hem de ertesi sabahın adı pazartesiyken, sabahlara kadar uyumayıp, Oscar Ödülleri'ni izlemişler.. Her bir üyesinin burun kıvırdığı Oscar Ödülleri'ni..
Şimdi kendi ödül geceleri var. Hem de NTV gibi bir sponsor, bir gönüllü yayıncı bulmuşlar. İstanbul'un en derli toplu salonu Cemal Reşit Rey'i de belediye onlara tahsis etmiş..
Nasıl bir gece yaparlar, düşünün..
Ben saf saf düşündüm, bunca yıllık deneyimime rağmen..
100. Yıl ya.. Onun hatrına biraz çaba, biraz özen, biraz saygı, biraz görkem..
Biraz yahu.. Biraz!.. Birazcık..
Karşıma çıka çıka bir sönük utanç gecesi daha çıktı..
Utanç!..
U- tanç!..
U-T-A-N-Ç!.
Herhalde, "Ödül bahanesiyle gelsin, bedava bir kaç şarkı söylesin" diye "En İyi Müzik Ödülü"nü verdikleri Kenan Doğulu olmasa, gecenin "Gece" denecek yanı yok.. Kenan harikaydı gerçekten. Sevgili mahalle kardeşim Yurdaer'in oğlu ile bir kez daha gurur duydum..
Ödül adayları açıklanırken bu "Körler sağırlar, birbirini ağırlar" ekibinin Kış Uykusu'na yattığı anlaşılmıştı zaten.. Nuri Bilge Ceylan Fan Gurubu ödül adaylarını belirlese, daha tarafsız olur "Yahu ayıp oluyor" derdi..
Kaç dal varsa hepsinde Nuri Bilge aday iyi mi?.
Niye?. Ellerine fırsat geçti. Nuri Bilge ilk defa halkın da seyrettiği, izlediği beğendiği bir film yaptı ya.. Bu Siyad her ne kadar halkın seviyesine inmez, onun sevdiğini sevmez, onun beğendiğini beğenmez ya.. Nuri Bilge onlara "Bakın gişe yapan filmleri de seçeriz" deme şansı tanıdı. Dibine kadar kullandılar, Kış Uyku'suna yatıp..
Onları bu uykudan uyandıran da, Nuri Bilge Ceylan'ın ta kendisi oldu..
Cannes Film Festivali'ne en son moda smokinle, pırıl pırıl gidip kırmızı halıda dakikalar boyu poz veren Nuri Bilge, Türk Sineması'nın 100'üncü, Siyad'ın 47'nci gecesine, yakasını düzeltme gereği bile duymadığı, gırtlağı açık, saçma sapan bir gömlek ve pis bir keten pantolonu yeterli gördü..
Şunu dedi Siyadçılar size.. Şunu dedi..
"Sizin ödülünüz on para etmez!.."
Smokinden vaz geçtik.. Doğru dürüst bir kılığa dahi gerek duymamış, sabah kalkıp bakkala gitmek için üzerine geçiriverdiği "Ne bulduysa"larla, tekrar ediyorum, hem de kendisine ödül üstüne ödül verileceğini günlerden beri bildiği 47. Siyad, daha önemlisi, Türk sinemasının 100. Yılı'na işte öyle gelivermişti.
Bir insanın kendisine, kendi sanatına, kendi meslektaşlarına, kendi insanlarına saygısı buysa, koy rahvan gitsin..
Kutlarım Nuri Bilge.. Cannes'da sökmeyen entelliğini, Siyad'da doruğa çıkararak, sana tapan "Yahu Nuri Bilge Kış Uykusu'nu çekmese, bunlar kime ödül verecekti" dedirten Siyad'a öyle bir umursamazlık öyle bir "İşte size verdiğim değer" tokadı vurdun ki..
Yattıkları Kış Uykusu'ndan uyanmalarına bu da yetmezse, durum gerçekten iflah etmez..
Sahne on para etmiyordu, peki salon..
Türk Sineması'nın 100. Yıl Gecesinde salona baktım.. Yahu nerde bizim yıldızlarımız?. Tanıdık bir yüz görebilmek için elinde kumanda, ekrandaki salon görüntüsünü donduruyorum.. Yok oğlu yok!..
Beceremiyorsanız, yapmayın kardeşim.. Bu sinemanın starlarını, yenisi 100 yıl sonra yapılabilecek bir gecede bile salona getirmekten acizseniz, gece mece yapmayın.. Mecbur musunuz?.
Ama "Star"dan geçtik.. Ödül alanlar bile yoktu, yahu.. Kılıksız Nuri Bilge'den başka tenezzül edip gelen yok, nerdeyse..
"İşi varmış da.. Yerine onu yollamış da.. Teşekkür etmiş de.."
Yani o gece orda olup, ödülünü kendisi alanlar, işsiz güçsüz takımı..
Yahu o ödülün o gece verileceği bir ay önceden belli.. Şubat başı verilecekti de, ertelendi 11 marta..
Türk Sineması'nın 100. Yılı için hiç değilse, bir "Sinemacı" bir ay önceden o geceyi ayarlamaz mı artık?.
Değer verirsen ayarlarsın tabii.. İki elin kanda, ayakların Avustralya'da olsa, koşup gelirsin..
Kış Uykusuna yatmış Siyad'a niye gelesin ki?.
Cem Yılmaz'ın Gonca Vuslateri ile dalga geçtiği görüntüler ile akıllarda yer eden SİYAD gecesi için Sabah yazarı Hıncal Uluç, : "Karşıma çıka çıka bir sönük utanç gecesi daha çıktı.. Utanç!.. U-tanç!.. U-T-A-N-Ç!.." yazdı.
İşte Uluç'un köşesinde yazdıklarından bir bölüm:
Türk Sineması'nın 100. Yılı!.
..Ve de 100. Yılın Siyad Ödülleri..
Siyad, Sinema Yazarları Derneği, demek.. Herkesi eleştirenler, daha bir ay evvel, hem de ertesi sabahın adı pazartesiyken, sabahlara kadar uyumayıp, Oscar Ödülleri'ni izlemişler.. Her bir üyesinin burun kıvırdığı Oscar Ödülleri'ni..
Şimdi kendi ödül geceleri var. Hem de NTV gibi bir sponsor, bir gönüllü yayıncı bulmuşlar. İstanbul'un en derli toplu salonu Cemal Reşit Rey'i de belediye onlara tahsis etmiş..
Nasıl bir gece yaparlar, düşünün..
Ben saf saf düşündüm, bunca yıllık deneyimime rağmen..
100. Yıl ya.. Onun hatrına biraz çaba, biraz özen, biraz saygı, biraz görkem..
Biraz yahu.. Biraz!.. Birazcık..
Karşıma çıka çıka bir sönük utanç gecesi daha çıktı..
Utanç!..
U- tanç!..
U-T-A-N-Ç!.
Herhalde, "Ödül bahanesiyle gelsin, bedava bir kaç şarkı söylesin" diye "En İyi Müzik Ödülü"nü verdikleri Kenan Doğulu olmasa, gecenin "Gece" denecek yanı yok.. Kenan harikaydı gerçekten. Sevgili mahalle kardeşim Yurdaer'in oğlu ile bir kez daha gurur duydum..
Ödül adayları açıklanırken bu "Körler sağırlar, birbirini ağırlar" ekibinin Kış Uykusu'na yattığı anlaşılmıştı zaten.. Nuri Bilge Ceylan Fan Gurubu ödül adaylarını belirlese, daha tarafsız olur "Yahu ayıp oluyor" derdi..
Kaç dal varsa hepsinde Nuri Bilge aday iyi mi?.
Niye?. Ellerine fırsat geçti. Nuri Bilge ilk defa halkın da seyrettiği, izlediği beğendiği bir film yaptı ya.. Bu Siyad her ne kadar halkın seviyesine inmez, onun sevdiğini sevmez, onun beğendiğini beğenmez ya.. Nuri Bilge onlara "Bakın gişe yapan filmleri de seçeriz" deme şansı tanıdı. Dibine kadar kullandılar, Kış Uyku'suna yatıp..
Onları bu uykudan uyandıran da, Nuri Bilge Ceylan'ın ta kendisi oldu..
Cannes Film Festivali'ne en son moda smokinle, pırıl pırıl gidip kırmızı halıda dakikalar boyu poz veren Nuri Bilge, Türk Sineması'nın 100'üncü, Siyad'ın 47'nci gecesine, yakasını düzeltme gereği bile duymadığı, gırtlağı açık, saçma sapan bir gömlek ve pis bir keten pantolonu yeterli gördü..
Şunu dedi Siyadçılar size.. Şunu dedi..
"Sizin ödülünüz on para etmez!.."
Smokinden vaz geçtik.. Doğru dürüst bir kılığa dahi gerek duymamış, sabah kalkıp bakkala gitmek için üzerine geçiriverdiği "Ne bulduysa"larla, tekrar ediyorum, hem de kendisine ödül üstüne ödül verileceğini günlerden beri bildiği 47. Siyad, daha önemlisi, Türk sinemasının 100. Yılı'na işte öyle gelivermişti.
Bir insanın kendisine, kendi sanatına, kendi meslektaşlarına, kendi insanlarına saygısı buysa, koy rahvan gitsin..
Kutlarım Nuri Bilge.. Cannes'da sökmeyen entelliğini, Siyad'da doruğa çıkararak, sana tapan "Yahu Nuri Bilge Kış Uykusu'nu çekmese, bunlar kime ödül verecekti" dedirten Siyad'a öyle bir umursamazlık öyle bir "İşte size verdiğim değer" tokadı vurdun ki..
Yattıkları Kış Uykusu'ndan uyanmalarına bu da yetmezse, durum gerçekten iflah etmez..
Sahne on para etmiyordu, peki salon..
Türk Sineması'nın 100. Yıl Gecesinde salona baktım.. Yahu nerde bizim yıldızlarımız?. Tanıdık bir yüz görebilmek için elinde kumanda, ekrandaki salon görüntüsünü donduruyorum.. Yok oğlu yok!..
Beceremiyorsanız, yapmayın kardeşim.. Bu sinemanın starlarını, yenisi 100 yıl sonra yapılabilecek bir gecede bile salona getirmekten acizseniz, gece mece yapmayın.. Mecbur musunuz?.
Ama "Star"dan geçtik.. Ödül alanlar bile yoktu, yahu.. Kılıksız Nuri Bilge'den başka tenezzül edip gelen yok, nerdeyse..
"İşi varmış da.. Yerine onu yollamış da.. Teşekkür etmiş de.."
Yani o gece orda olup, ödülünü kendisi alanlar, işsiz güçsüz takımı..
Yahu o ödülün o gece verileceği bir ay önceden belli.. Şubat başı verilecekti de, ertelendi 11 marta..
Türk Sineması'nın 100. Yılı için hiç değilse, bir "Sinemacı" bir ay önceden o geceyi ayarlamaz mı artık?.
Değer verirsen ayarlarsın tabii.. İki elin kanda, ayakların Avustralya'da olsa, koşup gelirsin..
Kış Uykusuna yatmış Siyad'a niye gelesin ki?.