HINCAL ULUÇ HANGİ YAZAR İÇİN "ÖNCE KULAKLARINI ÇEKMEK SONRA ALNINDAN ÖPMEK İSTİYORUM" DEDİ?..
Sabah yazarı Hıncal Uluç bugün son günlerin tartışılan bir ismini kaleme aldı.Hıncal Uluç bu gazeteci için neden; "Önce gidip kulaklarından çekmek ardından da alnından öpmek istiyorum" dedi?...
Oray Eğin diye bir gazeteci..
EFSANE Erkekçe'nin efsane söyleşilerinden birini yapmıştı, Avni (Özgürel), ölümünden az önce, Necip Fazıl Kısakürek'le..
Üstad bir anısını nakletmişti. Unutmam..
Azılı sağcı, Necip Fazıl, azılı solcu Nazım'ı hapishanede ziyaret edermiş, sık sık. Bir defasında demiş ki..
"İsmet Paşa'nın (O zaman Milli Şef) yerinde olsam, seni asar, sonra gider mezarında ağlardım!.."
Oray Eğin'le ilgili düşünce ve duygularım, o kadar radikal değilse de, Üstadla paralel..
Oray'ın gidip kulaklarını fena halde çekmek, ardından da, alnından öpüp "Devam" demek geliyor içimden..
Oray genç bir çılgın.. Aklına geleni, düşündüğünü, evelemeden, gevelemeden, lafı döndürüp dolaştırmadan, sivri köşeleri yuvarlamadan "Dan" diye söylüyor..
Her söylediğinde de yer yerinden oynuyor..
Çünkü bu ülke her şeyin söylenmesine alışık değil. Bu ülke her şeyin, hele böyle, akıldan geçtiği gibi söylenmesine hiç alışık değil..
Ama insanlar, alışık olmadıkları şeylere meraklıdır.
Bu yüzden Oray, çok kısa yazarlık geçmişine rağmen, bugün en okunan, en tartışılan, en gündem yaratan ve gündeme gelen yazarlar arasında, belki de başında..
Ben böyle gazetecileri severim ve desteklerim.. Hele gençler, hele yeni yetişenler böyle iseler, fena halde teşvik de ederim üstelik..
Çünkü..
Ben de böyleydim.. Biz böyleydik, başladığımızda.. M. Ali Ağabey böyle öğretti bize..
Düşündüğünü yazacaksın.. İlk sansürcün kendi kafan olmayacak..
M. Ali Ağabey yazılarımızı her gece dikkatle okurdu. Türkçe yanlışları, ya da mantık hataları varsa uyarırdı. Ama fikre asla müdahale etmezdi. Onu ertesi gün tartışırdı bizimle.. Yayınlandıktan sonra..
Öyle yanlış şeyler yazardık ki.. Yanlış olduğunu öyle güzel anlatırdı ki bize, ertesi gün.. Sorardım dayanamayıp.. "Dün gece niye söylemedin ağabey?. O zaman çekerdim yazımı geri.."
"Dün gece söylesem kabul etmezdin ki. Yazın çıkmamış, bugün bu tepkileri almamış olurdun. O zaman beni, kendi fikirlerinden başkasına izin vermeyen bir despot olarak düşünür, yayınlanmayan yazına yanar dururdun hep.."
"İnsanı geliştiren yanlışlarıdır" derdi.. " İlerlemesini istiyorsan, yanlış yapmasına izin vermelisin. İnsan yanlış yapmaktan korkmamalı..
Yanlıştan korkan hiçbir şey yapmaz çünkü.."
O günlerde yazdığım yazıların bazıları elime geçiyor.. Okurken kızarıyor, utanıyorum, "Bunu ben mi yazmışım, altına nasıl imza atmışım" diye.
Ama biliyorum ki, M. Ali Ağabey o utanç yazılarını engelleseydi eğer, bugünkü Hıncal olmazdı..
Ben Kışlalı'ya en çok yanlış yapmama izin verdiği için minnet borçluyum.
Oray'a öfkeden delirdiğim anlar oluyor.. İnci Çayırlı gecesi orda olsam, belki de tokatlardım.
"Erdal Şafak mı kaldı, TV'de yorum yapacak" diye yazdı, mesela. Belli hayatında Erdal Şafak okumamış. Bu ülkede ekranda yorum yapacak 10 kişi varsa, biri Erdal'dır. Çünkü bu ülkenin dersini en iyi çalışan yorumcusudur. 24 saatinin yarısı okumakla geçer.. Dış basını okumakla.. Konusunu en iyi bilenlerden biridir. Gerçek bir tarafsızdır en önemlisi.. Klişeleri, sloganları, bağlantıları yoktur.
Nalıncı keseri gibi ayni yöne yontmaz her şeyi..
Yıllarca bu ülkenin en çok satan gazetesinin baş yazarıydı. Fatih'in en büyük yanlışı bence Erdal'ı içeri çekip Mehmet Barlas'ı baş yazar yapmasıydı. Oray bu Erdal'a da saldırdı i
EFSANE Erkekçe'nin efsane söyleşilerinden birini yapmıştı, Avni (Özgürel), ölümünden az önce, Necip Fazıl Kısakürek'le..
Üstad bir anısını nakletmişti. Unutmam..
Azılı sağcı, Necip Fazıl, azılı solcu Nazım'ı hapishanede ziyaret edermiş, sık sık. Bir defasında demiş ki..
"İsmet Paşa'nın (O zaman Milli Şef) yerinde olsam, seni asar, sonra gider mezarında ağlardım!.."
Oray Eğin'le ilgili düşünce ve duygularım, o kadar radikal değilse de, Üstadla paralel..
Oray'ın gidip kulaklarını fena halde çekmek, ardından da, alnından öpüp "Devam" demek geliyor içimden..
Oray genç bir çılgın.. Aklına geleni, düşündüğünü, evelemeden, gevelemeden, lafı döndürüp dolaştırmadan, sivri köşeleri yuvarlamadan "Dan" diye söylüyor..
Her söylediğinde de yer yerinden oynuyor..
Çünkü bu ülke her şeyin söylenmesine alışık değil. Bu ülke her şeyin, hele böyle, akıldan geçtiği gibi söylenmesine hiç alışık değil..
Ama insanlar, alışık olmadıkları şeylere meraklıdır.
Bu yüzden Oray, çok kısa yazarlık geçmişine rağmen, bugün en okunan, en tartışılan, en gündem yaratan ve gündeme gelen yazarlar arasında, belki de başında..
Ben böyle gazetecileri severim ve desteklerim.. Hele gençler, hele yeni yetişenler böyle iseler, fena halde teşvik de ederim üstelik..
Çünkü..
Ben de böyleydim.. Biz böyleydik, başladığımızda.. M. Ali Ağabey böyle öğretti bize..
Düşündüğünü yazacaksın.. İlk sansürcün kendi kafan olmayacak..
M. Ali Ağabey yazılarımızı her gece dikkatle okurdu. Türkçe yanlışları, ya da mantık hataları varsa uyarırdı. Ama fikre asla müdahale etmezdi. Onu ertesi gün tartışırdı bizimle.. Yayınlandıktan sonra..
Öyle yanlış şeyler yazardık ki.. Yanlış olduğunu öyle güzel anlatırdı ki bize, ertesi gün.. Sorardım dayanamayıp.. "Dün gece niye söylemedin ağabey?. O zaman çekerdim yazımı geri.."
"Dün gece söylesem kabul etmezdin ki. Yazın çıkmamış, bugün bu tepkileri almamış olurdun. O zaman beni, kendi fikirlerinden başkasına izin vermeyen bir despot olarak düşünür, yayınlanmayan yazına yanar dururdun hep.."
"İnsanı geliştiren yanlışlarıdır" derdi.. " İlerlemesini istiyorsan, yanlış yapmasına izin vermelisin. İnsan yanlış yapmaktan korkmamalı..
Yanlıştan korkan hiçbir şey yapmaz çünkü.."
O günlerde yazdığım yazıların bazıları elime geçiyor.. Okurken kızarıyor, utanıyorum, "Bunu ben mi yazmışım, altına nasıl imza atmışım" diye.
Ama biliyorum ki, M. Ali Ağabey o utanç yazılarını engelleseydi eğer, bugünkü Hıncal olmazdı..
Ben Kışlalı'ya en çok yanlış yapmama izin verdiği için minnet borçluyum.
Oray'a öfkeden delirdiğim anlar oluyor.. İnci Çayırlı gecesi orda olsam, belki de tokatlardım.
"Erdal Şafak mı kaldı, TV'de yorum yapacak" diye yazdı, mesela. Belli hayatında Erdal Şafak okumamış. Bu ülkede ekranda yorum yapacak 10 kişi varsa, biri Erdal'dır. Çünkü bu ülkenin dersini en iyi çalışan yorumcusudur. 24 saatinin yarısı okumakla geçer.. Dış basını okumakla.. Konusunu en iyi bilenlerden biridir. Gerçek bir tarafsızdır en önemlisi.. Klişeleri, sloganları, bağlantıları yoktur.
Nalıncı keseri gibi ayni yöne yontmaz her şeyi..
Yıllarca bu ülkenin en çok satan gazetesinin baş yazarıydı. Fatih'in en büyük yanlışı bence Erdal'ı içeri çekip Mehmet Barlas'ı baş yazar yapmasıydı. Oray bu Erdal'a da saldırdı i