HINCAL ULUÇ, HANGİ KÖŞE YAZARI İÇİN SABAH EDİTÖRLERİNE FIRÇA ATTI?
Hıncal Uluç yazılarını okurken bir tuhaflık hissettiği sonra da editörlerin yazısını biçtiğini öğrendiği o yazar için editörleri nasıl fırçaladı?
Oscar jürisi ve Atilla!..
OSCAR jürimiz, Bal’ı yarışmaya aday gösterdi. Kimse de itiraz etmedi. Bal gerçekten Oscar’da yarışmaya layık bir film. Sadece Sevgili Atilla (Dorsay), seçimi doğru yapan jüriyi ilke olarak eleştirdi. "Bu jüride eleştirmenler niye dışlandı" diye..
Bence isabet..
İki sebebten..
Bir bizim eleştirmenler Oscar’ı "Popüler" diye yerin dibine sokarlar. Popüler bir yarışmaya gidecek filmi, niye enteller seçsin ki?.
İki.. Oscar ödüllerini belirleyen oyları, eleştirmenler değil, genel anlamı ile seyirciler ve işin içindekiler verir. Amerika’da eleştirmenlerin ödülleri ayrıdır. Bizde de Sinema Yazarları ayrı ödül vermez mi zaten?. Eleştirmenlerin jürisinde olmadıkları bir yarışmanın aday filmini niye eleştirmenler seçsin ki?.
***
Atilla’nın geçen hafta cumartesi günü ekteki yazılarını okurken bir tuhaflık sezmiştim. Hafta başı kendi yazdı. Editörler, yazısını biçmişler. En önemli bölümleri atmışlar. Yazı anlaşılmaz hale gelmiş.
Atilla Dorsay, bu ülkenin yaşayan en iyi sinema eleştirmeni. Öyle burnundan kıl aldırmayanlardan değil. Popüler gazete okuru için yazdığının farkında. Kalemi, Türkçesi de, sinema kültürü kadar müthiş. Onu okumak gerçekten zevk.. Tiryakilik. Sadece sinema değil, İstanbul yazılarına da bayılıyorum.
Onun yazılarına özen göstermeli editörler. Atilla’nın yazısı rastgele kısaltılmaz.. İlle de gerekiyorsa, bu iş gene kendisine yaptırılır.
Hafta sonları okurların en bol vakitte, en keyifle gazete okuma günleridir. Onun için bu gazete, cumartesi ve pazarları tonla ek verir. Meraklısı doya doya okusun diye.. Editörler bunu hiç akıllarından çıkarmasınlar..
Hıncal Uluç/Sabah
OSCAR jürimiz, Bal’ı yarışmaya aday gösterdi. Kimse de itiraz etmedi. Bal gerçekten Oscar’da yarışmaya layık bir film. Sadece Sevgili Atilla (Dorsay), seçimi doğru yapan jüriyi ilke olarak eleştirdi. "Bu jüride eleştirmenler niye dışlandı" diye..
Bence isabet..
İki sebebten..
Bir bizim eleştirmenler Oscar’ı "Popüler" diye yerin dibine sokarlar. Popüler bir yarışmaya gidecek filmi, niye enteller seçsin ki?.
İki.. Oscar ödüllerini belirleyen oyları, eleştirmenler değil, genel anlamı ile seyirciler ve işin içindekiler verir. Amerika’da eleştirmenlerin ödülleri ayrıdır. Bizde de Sinema Yazarları ayrı ödül vermez mi zaten?. Eleştirmenlerin jürisinde olmadıkları bir yarışmanın aday filmini niye eleştirmenler seçsin ki?.
***
Atilla’nın geçen hafta cumartesi günü ekteki yazılarını okurken bir tuhaflık sezmiştim. Hafta başı kendi yazdı. Editörler, yazısını biçmişler. En önemli bölümleri atmışlar. Yazı anlaşılmaz hale gelmiş.
Atilla Dorsay, bu ülkenin yaşayan en iyi sinema eleştirmeni. Öyle burnundan kıl aldırmayanlardan değil. Popüler gazete okuru için yazdığının farkında. Kalemi, Türkçesi de, sinema kültürü kadar müthiş. Onu okumak gerçekten zevk.. Tiryakilik. Sadece sinema değil, İstanbul yazılarına da bayılıyorum.
Onun yazılarına özen göstermeli editörler. Atilla’nın yazısı rastgele kısaltılmaz.. İlle de gerekiyorsa, bu iş gene kendisine yaptırılır.
Hafta sonları okurların en bol vakitte, en keyifle gazete okuma günleridir. Onun için bu gazete, cumartesi ve pazarları tonla ek verir. Meraklısı doya doya okusun diye.. Editörler bunu hiç akıllarından çıkarmasınlar..
Hıncal Uluç/Sabah