"HINCAL ULUÇ, ECE GÜRSEL'İ SATMALI MI?" HANGİ YAZARIN HINCAL ULUÇ'A SAYGISI BİR KAT DAHA ARTTI?

Meşhur "sweetheart fotoğrafları"nı nasıl unutabiliriz ki? İddia ediliyor ki"Ece Gürsel'le tek gecelik ilişkinin fiyatı 20.000 lira"imiş.



Hıncal Uluç, Ece Gürsel'i satmalı mı?


"Ece Gürsel meselesi", çoğumuzu Hıncal Uluç yüzünden ilgilendiriyor.


O meşhur "sweetheart fotoğrafları"nı nasıl unutabiliriz ki?


Şimdi iddia ediliyor ki "Ece Gürsel'le tek gecelik ilişkinin fiyatı 20.000 lira" imiş.


Haberleri okuduğumda gülmüş, aklıma daha gündemde olan, daha güzel kadınlar gelmiş ve kendimce onlara fiyat biçmiştim...


Daha sonra Ece Gürsel üzerinden asıl saldırılan kişinin Hıncal Uluç olduğunu fark ettim ve konu farklı bir boyut kazandı gözümde...


Sanırım medyada hüküm süren hastalıklı beyinler şunu bekliyor: Hıncal Uluç bir yazı yazsın ve "bu kızla bir alakam yoktur. Bu kız pis işler çevirmektedir" desin.


Anlayacağınız daha önce de adı benzer söylentilere karışan Ece Gürsel'in arkasından çekilmeyen Hıncal Uluç, rahatsızlık uyandırıyor.


Çünkü bekleniyor ki çekilsin ve erkek kalabalığına uyup o da Gürsel'e bir taş atsın.


Çünkü Uluç o taşı atarsa herkes bir şekilde rahatlayacak..


Aynen yıllar önce Beyazıt Öztürk'ün, o dönemdeki kız arkadaşını "Akmerkez'de kişiye özel defile yaptı" iddiası ortaya atıldığı gün terk etmesi gibi, Uluç'un da tavır değiştirmesi bekleniyor.


Benim için olay gayet basittir:


Bir insan, arkadaşının adı güzel işlerle anılırken nasıl arkasında duruyor ise, adı pisliğe bulaştığında da aynen öyle sağlam durması gerekir.


Tersini beklemek, arzulamak ahlaksızlığa, insanlık dışı duygulara denk düşer.


Mesela...


Benim için "Beyaz" dendiğinde, aklıma ilk gelen, gazetede çıkan bir haber ve çirkin bir söylenti üzerine, adına leke gelmesin diye kaçan, arkadaşını yalnız bırakan adam olduğudur...


Hıncal Uluç'un böyle bir korkusu, böyle bir zayıf tarafı olmadığı ortada...


Engin Ardıç'ın yazdığı yazı da bu mantıkla bakıldığında tam bir kötücüllük örneği...


Ardıç, Ece Gürsel'in fuhuş ve uyuşturucu operasyonunda 'basıldığı'nı ve Hıncal Uluç tarafından 'polise rica edilerek' kurtarıldığını yazmıştı...


Yani şöyle mi olması gerekiyor:


Arkadaş, sevgili-eski sevgili her ne ise sıfatı, hayatımızda var olan biri karalandığında hemen biz de karalamaya mı başlamalıyız?


"Aman ben de yanarım" korkusuyla geçmişi bir kalemde silip atmalı mıyız?


Ama kim ne derse desin, bu olayda Hıncal Uluç'a saygım bir kat daha arttı.


Ona yakışan siz leş kargalarının beklediğini vermemekti...


Bu uğurda hakaretlere, suçlamalara hedef olacağını bilmesine rağmen..


Tuğçe Tatari/Akşam


changeTarget(document.getElementById("news_content"))