'HINCAL EFENDİ YUHALANIP MAÇLARA GİDEMEZ OLUNCA TV'DEN MAÇ İZLEME OLGUSUNU GETİRDİ!...' AKŞAM YAZARINDAN ULUÇ'A SALVO!...

'TV'den maç izleme olgusunu o yaydı. Çünkü patronlar maliyet azalmasını çok beğenmişlerdi.'

Ekonomi ve spor medyası üzerine


Türkiye´nin en büyük sorunlarından biri artık medyadır. İşin teorisine göre medya taraf olmayacak, olayları icat etmeyecek, olayların yanında ama dışında olacak. Gözlemci olacak, olay çıkartan taraf olmayacak. Ama bizim medyanın hem laik hem de dindar tarafının böyle bir tutumu yoktur. Tam tersine medyalar sapına kadar taraftır hem de nasıl fanatik taraf! Üstelik de uydurmacı. Geriye kalan bir kaç tarafsız güvenilir kişi var da, vatandaş bazı gerçekleri görebiliyor.

Bugün bir ekonomi bir de spor saçmalığını vurgulayacağım.

Bu hafta önce bütçe, sonra cari denge, sonra istihdam verileri yayınlandı. Hem içeride hem de dışarıda sorunlar var. Bütçe şu anda çok iyi durumda. Bu nedenle laik medyamız onu es geçecek! Dindar medya ise hemen tersi pozisyon alacak. Geçen aylarda işsizlik yükselmişti, bu ay düştü. Bu da laik medya tarafından es geçilecek, bir evvelki işsizliği yükselten veriler açıklandığında ise manşete almışlardı. Ama bir iki kişi hariç, kimse bu veri dalgalanmalarının mevsimlik olgular olduğunu vurgulayıp, sonra mevsimselliği ayıklayan metotlar kullanıp vatandaşa daha güvenilir bilgi aktarmaz.

Cari denge ise kötüleşiyor. 60 milyar dolarlık enerji ithalatı (petrol, doğalgaz, elektrik, kömür ve madeni yağ ) ithalatı varken, cari denge açığının 50 milyar dolara dayanması sürpriz değil. Açığın tümü neredeyse enerjiden. Ama aslında tasarruf yapılmalı tezini gündeme getirmesi gereken medyamızın esas çabası, olanı olduğundan daha da kötü göstermek. Bunun kime ne faydası olduğunu bilmiyorum. Ülkeye ise çok zararı var. Ne demek istediğimi aşağıda açıklıyorum.

Şükrü Kızılot vergi uzmanı ve akademik. Ama "İlk kez yedi yıl üst üste cari açık veriyoruz!" diye manşeti patlatmış. Hesapları 1988 yılından başlatmış. Halbuki Türkiye 1973-1988 yılları arasında tam 15 yıl peş peşe cari denge açığı vermişti. Çünkü 1973 sonrasında iki petrol krizinin ve saçma sapan, popülist ekonomi yaklaşımının kurbanı olmuş, ancak Özal döneminde yapılan dışa açılma operasyonu sonucu uzun çabalardan sonra ülke cari denge fazlası vermişti. Cari denge uzun zaman sonra, 1988 yılında ilk defa fazla vermişti, ama sonra gene büyüme hızlanınca eksiye dönmüştü. Şükrü Bey ayrıca bir de 2003-2008 arasında açık tutarını 2008 için 51 milyar dolar yazarak 165 milyar dolarlık bir toplam bulmuş. Bu süreçte Türkiye´nin brüt kamu dış borcunun nerede ise yarıya indirildiğini ve seksen milyar dolar döviz rezervi biriktirildiğini, kamunu net dış borcunun sıfırlandığını unutmayı yeğlemiş. "Tek taraflı muhasebe kaydı" yani! Yani üzüm peşinde değil, bağcıyı dövmek peşinde! Yiğit Bulut eş durumu nedeni ile mazur sayılabilir de, "akademisyen" cübbesi taşıyanlar nasıl "hastahane yöneticisi" gibi davranırlar?

Sitemlerim sadece ekonomik, akademik ve medyatik meslektaşıma değil, değerli AKŞAM Gazetesi yöneticim Serdar Turgut dostuma da! Serdar spor merakı ile tanınmaz. Futbola yeni girdi, geçtiğimiz günlerde Hıncal Uluç´a methiyeler döşendi ve onun spor yazılarının sosyal içeriğini methederken, mesela yurtdışında şöhretli İngiliz duayen Rob Hughes´un yazılarını referans vermesini yüceltti.

Serdar kardeşim, bu gariban yazarın