"HINCAL AĞABEYİN PARTİSİNE BAKIN!... ONUN ASLAN AMCASININ PARTİSİNE!... HINCAL AĞBİ AYNAYA BAK BAKALIM YÜZÜN KIZARACAK MI?...." ENGİN ARDIÇ HINCAL ULUÇ'TAN NE İSTİYOR?....
Hani şu "Hıncal ağabeyin partisine" canım, onun "arslan amcasının" partisine. Sonra da aynaya baksınlar, bakalım yüzleri kızaracak mıdır?
Geçen yılın o bahardan yaza geçilen çok kızgın ve gergin aylarında, Abdullah Gül´ün cumhurbaşkanı olmaması ve seçimi de AKP´nin kazanmaması için yalan yazan, amigoluk eden, oturduğu yerden seçmen ve ülke yöneten basın mensupları vardı...
Rakamları çarpıtıyor, örneğin beş yüz bin kişinin katıldığı bir gösterinin katılımcı sayısını bir buçuk milyon yapıyor, seçim sonuçlarını önceden belirliyor, kamuoyu araştırması yapanların elde ettikleri bulgulara da küfür ediyorlardı...
Seçimi AKP kazanıp Gül de Çankaya´ya çıkınca, yani bu arkadaşlar madara, hatta rezil olunca, emekliliklerini isteyip torunlarını gezdirecek ve tavuk kümesi yapıp oyalanacak yerde, "en iyi savunma saldırıdır" mantığıyla büsbütün şirretleştiler.
Gerilimi yüksek tutmakta, hatta tırmandırmakta da, gerek patronlarının ticari çıkarları, gerekse kendi müşterilerini sevindirmek açısından yarar gördüler.
Birisi, bir "CHP-MHP koalisyonu istediğini" açık seçik belli etmişti. (Yok, o kadar açık seçik yazmamıştı da, "böyle olacak diye uykuları kaçıyor bazılarının" diye lafı dolandırmıştı ama sonuç aynı kapıya çıkıyordu.)
"İşkencecilerimi affettim" diyecek kadar da ileri gitmişti... (Daha da açık ne desindi canım?)
Yani, kendisine 1971 yılında Ziverbey´deki bir "safe house"da işkence yapan gizli devlet görevlilerinin MHP´li olduklarını söylüyordu!
MHP çevrelerinden çok şık bir tepki gelmekte gecikmedi: "Biz ne zaman işkenceci olduk lan? Ne biçim konuşuyorsun?"
MHP, bu arkadaşa, ve onun kafasında gidenlere iki büyük kazık attı.
Bir: O ünlü meclis oturumuna katılarak, oy vermese de Gül´ün cumhurbaşkanı seçilebilmesini sağladı.
O sıralar Yüce Divan´da yargılanmakta olan eski bakan Koray Aydın´ın bu gelişmenin kulislerinde pazarlık konusu edildiği söylentisi de çıkmıştı, olacak iş değildi ama bunu yalanlayarak da olsa yazmaya da kimsenin büzüğü sıkmamıştı!
Yoksa MHP, cumhurbaşkanı gene seçilemezse yeni meclisin fesholacağından ve hemen ikinci bir seçimde bu kez 70 koltuk bile çıkaramayacağından mı çekinmişti?
İki: Şimdi de "türbana" yeşil ışık yakıyor.
Arkadaşlar elbette yorumlarını yapacaklardır: Yok işte efendim MHP aslında AKP´nin tabanından oy çalmak istiyor da, yok işte kendi tabanında türbanlı seçmen sayısı çoktur da, estek köstek.
Fakat sanırım hiçkimse, "biz ne halt etmişiz de bir CHP-MHP koalisyonuna sıcak bakmışız" demeyecektir.
Seçimden önce "sağcılar MHP´ye, solcular CHP´ye oy versinler" şeklinde demeç vermekten utanmayan bazı emekli devlet memurları vardı...
Hâlâ CHP´ye "merkez sol" demekten utanmayan bazı basın mensupları olduğu gibi.
Sırf bu hükümetin yıkılması için bir ekonomik kriz, hatta bir savaş çıkmasından, Türkiye´nin yerlere düşmesinden medet ummaktan utanmayanlar da olduğu gibi.
Bu kafada gidenler, dönüp MHP´ye bir kere daha baksınlar.
Hani şu, bir ara iktidar ortağı olduğu halde "becerip de Apo´yu asamayan" MHP´ye.
Hani şu "kazanamayacağını bile bile erken seçime gitmiş" MHP´ye.
Hani şu, memleketi kasıp kavuran 2001 krizinin "vebalini" taşıyan sorumlulardan biri olan MHP´ye.
Hani şu "Hıncal ağabeyin partisine" canım, onun "arslan amcasının" partisine.
Sonra da aynaya baksınlar, bakalım yüzleri kızaracak mıdır?
Engin Ardıç/AKŞAM