HERKES KONUŞUYOR, FATİH ÇEKİRGE NEDEN SUSUYOR? SAKLANMA FATİH, ÇIK ORTAYA!
Star yazarı Ahmet Kekeç, bugün iki Fatih'e birden daldı! Kekeç'in eleştirilerinden hem Fatih Altaylı, hem de Fatih Çekirge nasibini aldı...
Saklanma Fatih, çık ortaya!
Sevgili Ergun Babahan bombalıyor, Sevgili Fatih Altaylı küfrediyor, ailecek okuyoruz, istifade ediyoruz da, projektörlerimizi neden bir defa da sevgili Fatih Çekirgeye çevirmiyoruz?
İkinci Fatihe (Çekirgeye) dalmadan önce, birincisiyle (Altaylıyla) ilgili bir çift söz söylemesem dert olur.
Ergun Babahanın, MİTe çalışıyordu iddiasına birinci Fatih öyle sert, öyle gayrı müeddep bir cevap vermiş ki...
Kendisi, Ergun için Böylesini hiç görmedim diyor, ama...
Ben de böylesini hiç görmedim...
Hürriyet gazetesinin, önüne gelene dirsek atan, durduk yerde maraza çıkaran, her ağzını açışta müptezeller, alçaklar, beyinsizler diye ünleyen terbiye özürlü bazı yazarları var...
Hem terbiyesiz, hem cahiller...
Hem de liberal, sosyalist, şucu bucu geçiniyorlar.
En beyefendileri Oktay Ekşidir, o da muarızını doğduğu yere kadar kovalamaktan filan söz açmaya başladı.
Fatih Altaylı, küfür performansıyla onları sollamış durumda.
Dalaşmaktan hoşlanıyor bu arkadaşımız.
Meslektaşlarına küfrediyor. Okuyucularına küfrediyor. İzleyicilerine küfrediyor.
Bazen canlı yayında izliyorum, beğeniyorum da... İyi konuklar çıkarıyor, düzgün sorular soruyor, bazen tersten çakıyor, ortaya seyir zevki yüksek bir program çıkarıyor ama... İzleyiciyi fırçalamadan da duramıyor.
Sen Fatih Altaylı olmuşsun...
Bundan sonra olabileceğin başka bir şey yok...
Biraz hazımlı ol, biraz geniş bak... Okur tepkilerini görme. İzleyici küfürlerine aldırma. İşine yoğunlaş... Ergun Babahana ettiğin küfürlerden dolayı da özür dile. Mahkemeye vereceksen, yine ver...
Bu meseleyi de bu şekilde hallettikten sonra, gelelim ikinci Fatih vakasına.
Bu Fatih, yukarıda da belirtildiği üzere, Fatih Çekirge oluyor.
Diyor ki Ergun Babahan, Askerlerin mesajları bize Sabahın Ankara Temsilcisi Fatih Çekirge üzerinden geliyordu.
Hiç şaşırmam.
Bu Fatih, Gannuşi asparagasından sabık bir arkadaşımızdır. Karargâh çıktılarını manşete taşımakta da mahirdir.
Dinç Bilgin, daha önceki bir röportajında, 28 Şubat sürecinde gazetesine giren bazı haberlerin Ankarada, bazı gizli ve derin mahfiller tarafından kotarıldığını iddia ediyordu.
Fatih Çekirge bu haberlerin neresindedir, bilmiyorum.
Muhtemelen içindedir.
Cengiz Çandar ise, adlı adınca, Fatih Çekirgeyle, 28 Şubat generalleri arasında ilişki bulunduğunu, bazı haberlerin bizzat Çekirgeye dikte edildiğini söylüyordu.
Zafer Mutlunun kimi açıklamaları da bunu teyid eder cinsten.
Rivayet, Çekirgemizin bir vakitler, Cem Uzana, Bastır patron asker arkamızda... Geldi gelecekler diye gaz verdiği yönünde.
Benzeri gazlama görevini, yeni patronu Aydın Doğan için de yapmış... Bunu da Fatih Altaylıdan öğreniyoruz... Hani, Uzanın himayesindeyken, bidon kafa Yılmazla elbirliği edip manşetten küfrettiği Aydın Doğan...
Demiş ki, Aydın Bey, size yönelik topyekün bir saldırı var. Burada amaç bellidir. Sizi bitirmek istiyorlar. Bu bir ölüm kalım mücadelesidir. Burada ya siz kazanacaksınız ya onlar. Savaşmalıyız...
İyi demiş de, ben de diyorum ki, gazetecinin görevi askerlerin ulaklığını yapmak mıdır?
Patronlara gaz vermek midir?
Karargâh çıktılarından manşet kotarmak mıdır?
Herkes konuşuyor, eteğindeki taşı döküyor, icabında özeleştiri yapıyor da, Fatih Çekirge neden susuyor?
Onun da bu ülkeye bir açıklama borcu yok mu?
Ahmet Kekeç/Star Gazetesi