HER TAŞIN ALTINDAN CEMAAT ÇIKIYOR!
Ahmet Kekeç, reyting operasyonunun Fethullah Gülen'in sözleri üzerine başladığını öne süren Mustafa Mutlu'ya itiraz etti.
Her taşın altından cemaat çıkıyor
Meğer reyting operasyonu, Fethullah Gülen hocaefendinin işareti üzerine başlamış.
Mustafa öyle söylüyor.
Hangi Mustafa mı?
Mutlakiyetle meşrutiyeti karıştıran Mustafa...
Hem solcu, hem Kemalist olan ama “Hem solcu, hem Kemalist nasıl olunur Mustafa?” sorusuna cevap veremeyen Mustafa.
Polemiğe girdiklerini “ihanet” terimleriyle yargılayan Mustafa...
Dayak yediği halde, “Ağzının payını veriyorum, yine bana sataşıyorlar” diyerek üste çıkan ama bugüne kadar kimin ağzının payını verdiği anlaşılamamış Mustafa...
Roman yazan Mustafa...
Roman yazdığı ve “edebiyat”la ünsiyet kurmaya çalıştığı halde yazılarında “edep sınırlarını” zorlayan Mustafa...
İşte bu Mustafa, reyting operasyonunun “zamanlamasına” dikkat çekiyor.
Diyor ki, “Fethullah Gülen bundan on gün önce yayınlanan bir videoda, Muhteşem Yüzyıl isimli diziye sert tepki gösteriyordu ve aynen şu ifadeleri kullanıyordu: ‘46 yıllık saltanat hayatında sadece 1.5 yıl sarayda İstanbul’da kalmış. Bana çok dokundu bu. Bu küstahlar onunla alakalı film çevirdiler. Saygısızlar, terbiyesiz adamlar.’ Bu sözler bütün gazetelerde bir iki sütuna verildi ve geçildi. Kimse sorgulama yürekliliğini gösteremedi.”
Mustafa, işte, bunu sorgulama “yürekliliğini” gösteriyor ve reyting soruşturmasını yürüten birimlerin Gülen’den sufle aldıklarını söylüyor. Daha doğrusu, ima ediyor... “Tesadüfün bu kadarına pes” demeyi de ihmal etmiyor tabii...
Ne denebilir?
Mustafa’yı düzeltmekten yoruldum.
Kenan Evren, devri iktidarında, Atatürk’ü övmeye çalışırken şöyle bir ifade kullanmıştı: “Her taşın altından Atatürk çıkıyor...”
Her taşın altından özlemle Atatürk’ün çıkmasını beklediğimiz mutlu günlerden, her taşın altından cemaatin çıktığı mutsuz günlere evrildik.
Ergenekon soruşturması mı?
Kesin cemaatin işi...
Kafes, ıslak imzalı belge, İnternet Andıcı, Balyoz soruşturmaları?
Cemaatin işi...
Şike soruşturması?
Cemaatin işi...
Bu kadar işi “başarıyla” yürüten ve sonuç alan cemaat, neden reyting soruşturmasının şerefini başkalarına bıraksın? Cemaat yapmıştır.
Bu işleri gerçekten cemaat yapıyorsa, bence iyi yapıyor... Ellerine sağlık.
Kötü mü yapıyor Mustafa?
Darbecilerden hesap soruluyor... Kötü mü oluyor?
Bir dönemin pislikleri ortaya saçılıyor... Kötü mü oluyor?
Faili meçhul cinayetler, sağa sola atılan “dost bombalar”, askerimizin geçiş noktasına döşenen “dost mayınlar”, heron skandalları, internet andıcı rezillikleri, “İstanbul’a çökme planları...” Hepsi, her şey deşifre ediliyor... Kötü mü oluyor?
Bu soruşturmalar hiç olmamalı mıydı Mustafa?
Devlet darbecilere, çetecilere, şikecilere, hırsızlara, reyting sahtekârlarına göz mü yummalıydı?
Bırak onu bunu da, yapılan her işi cemaate fatura ederek suç işlemiş olmuyor musun?
Bu ülkenin polisi, savcısı, yargıcı, parlamentosu, “icra heyeti” yok mu?
Bir gün kapına dayanıp, “Gel bakalım Mustafa efendi... Devleti cemaatin yönettiğini mi söylemeye çalışıyorsun?” deseler, ne cevap vereceksin?
Polise ve savcıya da “para kardeşi, meşrutiyet çığırtkanı, cemaat müridi, padişah kulu, lafı oturma organıyla anlıyor” diye saydıracak mısın?
Madem cemaat bu kadar güçlü ve her taşın altından çıkma becerisini gösteriyor, neden “Muhteşem Yüzyıl” dizisinin işini kamuoyunun önünde sufle vermeden, gizlice bitirip senin ağzına sakız olmama becerisini gösteremiyor?
Ha Mustafa?
Ahmet Kekeç/Star
Meğer reyting operasyonu, Fethullah Gülen hocaefendinin işareti üzerine başlamış.
Mustafa öyle söylüyor.
Hangi Mustafa mı?
Mutlakiyetle meşrutiyeti karıştıran Mustafa...
Hem solcu, hem Kemalist olan ama “Hem solcu, hem Kemalist nasıl olunur Mustafa?” sorusuna cevap veremeyen Mustafa.
Polemiğe girdiklerini “ihanet” terimleriyle yargılayan Mustafa...
Dayak yediği halde, “Ağzının payını veriyorum, yine bana sataşıyorlar” diyerek üste çıkan ama bugüne kadar kimin ağzının payını verdiği anlaşılamamış Mustafa...
Roman yazan Mustafa...
Roman yazdığı ve “edebiyat”la ünsiyet kurmaya çalıştığı halde yazılarında “edep sınırlarını” zorlayan Mustafa...
İşte bu Mustafa, reyting operasyonunun “zamanlamasına” dikkat çekiyor.
Diyor ki, “Fethullah Gülen bundan on gün önce yayınlanan bir videoda, Muhteşem Yüzyıl isimli diziye sert tepki gösteriyordu ve aynen şu ifadeleri kullanıyordu: ‘46 yıllık saltanat hayatında sadece 1.5 yıl sarayda İstanbul’da kalmış. Bana çok dokundu bu. Bu küstahlar onunla alakalı film çevirdiler. Saygısızlar, terbiyesiz adamlar.’ Bu sözler bütün gazetelerde bir iki sütuna verildi ve geçildi. Kimse sorgulama yürekliliğini gösteremedi.”
Mustafa, işte, bunu sorgulama “yürekliliğini” gösteriyor ve reyting soruşturmasını yürüten birimlerin Gülen’den sufle aldıklarını söylüyor. Daha doğrusu, ima ediyor... “Tesadüfün bu kadarına pes” demeyi de ihmal etmiyor tabii...
Ne denebilir?
Mustafa’yı düzeltmekten yoruldum.
Kenan Evren, devri iktidarında, Atatürk’ü övmeye çalışırken şöyle bir ifade kullanmıştı: “Her taşın altından Atatürk çıkıyor...”
Her taşın altından özlemle Atatürk’ün çıkmasını beklediğimiz mutlu günlerden, her taşın altından cemaatin çıktığı mutsuz günlere evrildik.
Ergenekon soruşturması mı?
Kesin cemaatin işi...
Kafes, ıslak imzalı belge, İnternet Andıcı, Balyoz soruşturmaları?
Cemaatin işi...
Şike soruşturması?
Cemaatin işi...
Bu kadar işi “başarıyla” yürüten ve sonuç alan cemaat, neden reyting soruşturmasının şerefini başkalarına bıraksın? Cemaat yapmıştır.
Bu işleri gerçekten cemaat yapıyorsa, bence iyi yapıyor... Ellerine sağlık.
Kötü mü yapıyor Mustafa?
Darbecilerden hesap soruluyor... Kötü mü oluyor?
Bir dönemin pislikleri ortaya saçılıyor... Kötü mü oluyor?
Faili meçhul cinayetler, sağa sola atılan “dost bombalar”, askerimizin geçiş noktasına döşenen “dost mayınlar”, heron skandalları, internet andıcı rezillikleri, “İstanbul’a çökme planları...” Hepsi, her şey deşifre ediliyor... Kötü mü oluyor?
Bu soruşturmalar hiç olmamalı mıydı Mustafa?
Devlet darbecilere, çetecilere, şikecilere, hırsızlara, reyting sahtekârlarına göz mü yummalıydı?
Bırak onu bunu da, yapılan her işi cemaate fatura ederek suç işlemiş olmuyor musun?
Bu ülkenin polisi, savcısı, yargıcı, parlamentosu, “icra heyeti” yok mu?
Bir gün kapına dayanıp, “Gel bakalım Mustafa efendi... Devleti cemaatin yönettiğini mi söylemeye çalışıyorsun?” deseler, ne cevap vereceksin?
Polise ve savcıya da “para kardeşi, meşrutiyet çığırtkanı, cemaat müridi, padişah kulu, lafı oturma organıyla anlıyor” diye saydıracak mısın?
Madem cemaat bu kadar güçlü ve her taşın altından çıkma becerisini gösteriyor, neden “Muhteşem Yüzyıl” dizisinin işini kamuoyunun önünde sufle vermeden, gizlice bitirip senin ağzına sakız olmama becerisini gösteremiyor?
Ha Mustafa?
Ahmet Kekeç/Star