''HER ŞEYİ ÇABUK YAP BİR AN ÖNCE ÖL!..'' NASIL BİRİYSENİZ OKAN'IN PROGRAMINDAN UZAK DURMALISINIZ?

Son dönemde "normal" olan her şey Okan Bayülgen'e "sıkıcı" geliyor. Gelen tüm konuklarının "sivri" açıklamalar yapmasını, "sınırlarda" dolanmasını, "sürekli şaşırtmasını" arzuluyor.

Normal olan her şeyden sıkılmak

Son dönemde "normal" olan her şey Okan Bayülgen’e "sıkıcı" geliyor. Gelen tüm konuklarının "sivri" açıklamalar yapmasını, "sınırlarda" dolanmasını, "sürekli şaşırtmasını" arzuluyor. Beklentisini gerçekleştirmeyen herkesi de "Öfff ne sıkıcısın" nidasıyla, mahcup ediyor. Evet, tamam, eğlence odaklı şov programı rutin konuşmaları kaldırmaz. Hele ki ünlülerin talk show programına "hazırlıksız" gelmeyi alışkanlık haline getirdikleri, "geçiyordum uğradım" anlayışıyla stüdyolara girdikleri bizim ülkemizde "muhabbetten reyting süzmek" pek zordur. Ama programın içeriğini her zaman "konuk profili" belirler. "Uçuk-kaçık" tipleri stüdyoya doldurursanız, aradığınız (!) lezzette bir "geyik muhabbetine" ulaşabilirsiniz. Yok, sohbetin içinde hem eğlence, hem bilgi, hem düzey, hem rehberlik olmasını arzu ediyorsanız, ona göre konuk çağırırsınız. Okan’ın "Disko Kralı" ve "Medya Kralı" her zaman söylediği gibi "azgın gençlerin dışa vuramadıkları enerjilerini boşatacakları bir toprak hattı" olacaksa, konuklarınızı ona göre seçmeniz gerekir. Yani? Yani, Mustafa Ceceli’yi stüdyoya alıp, "geyiğe bulamaya kalkmak", Ceceli’nin sakin ve terbiyeli tabiatı buna engel olunca da adamı "hırpalamak" olmaz. Okan, son programında Mustafa Ceceli’ye demediğini bırakmadı. Pek çoğunu "şaka" amaçlı söylese de, konuğunu eleştirir gibi yapıp, aslında "beyefendiliğini" vurgulamak istese de, öyle cümleleri vardı ki, yenilir yutulur cinsten değildi. İşte, Okan’ın Mustafa’yı dart tahtasına çevirdiği o şakayla karışık iğneli sözlerinden bir kaçı:
"Tam evlenilesi çocuk, matematikten 9 aldığı zaman ağlar, okulda inek değil miymiş?"
"Evlilik cennet gibi" yanıtı veren Mustafa Ceceli, Okan Bayülgen’in "Ne sıkıcı adam" nitelemesinden kurtulamazken; ünlü sunucunun şu sözlerine de muhatap oldu: "Sıkıcı adam ama iyi sanatkar, biraz samimi ol be adam!"
Bayülgen, Ceceli’nin hacca gittiğini öğrendikten sonra ise şöyle dedi: "Evlenmiş, hacca gitmiş, ne kaldı? Hemen çocuğu da yap, askere de git, her şeyi çabuk yap, bir an önce öl! Yok, yok... Allah gecinden versin, bu benden de çok yaşar, çok sinirsin, gıcıksın..."
Ceceli’nin kayınpederine "Baba" diye hitap etmesi de Okan’ı sinirlendirdi: "Hemen babacım, annecim de dedin değil mi? Ben sıkıldım, siz sıkılmadınız mı bu adamdan?"
Okan Bayülgen, Ceceli’nin slow şarkısına da kulp takmadan duramadı: "Hantal, uyuz, hızlı şarkı söyleyememenden..." Demem o ki, sessiz, sakin, beyefendi ya da hanım hanımcık biriyseniz, Okan’ın stüdyosundan uzak durmanız gerekiyor...

Yüksel Aytuğ/Sabah