Her bulduğunuz mantarı yemeyin! Önce kontrol edin: Öldürüyor
Yağışların artmasıyla birlikte doğada mantarlar çoğalıyor ve toplanan mantarların tüketiminde bu dönemde artış yaşanıyor. Güzel görünümü ve rengine aldanılarak tüketilen mantarlar zehirlenmeye yol açabiliyor, özellikle karaciğer ile böbrek yetmezliğine ve bununla birlikte hayati risklere neden olabiliyor. Mantar tüketiminden sonra bulantı, kusma, ishal, ateş ve giderek artan bilinç kaybı gibi belirtiler yaşandığında zaman kaybedilmeden müdahale edilmesi gerekiyor.
Mantar zehirlenmesinin tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Bazı tarihçiler Roma imparatoru Claudius’un yediği mantardan zehirlenerek öldüğünü yazmaktadır. Günümüzde de doğadan toplanılarak tüketilen mantarlar ciddi sorunlara yol açabilmektedir. ABD’de her sene 6 bin mantar zehirlenmesi vakası bildirilmektedir. Bu vakaların büyük bir çoğunluğunu 6 yaş altı çocuklar oluşturmaktadır. Çocukların gezerken ya da oynarken doğada buldukları mantarları tüketmeleri bunun en büyük nedenleri arasındadır. Bu sebeple çocukların mantar tüketimi konusunda bilinçlendirilmesi hayati önem taşımaktadır.
MANTAR ZEHİRLENMESİ BELİRTİLERİ
Mantar zehirlenmesinden sonra yaşanan belirtiler mantarın toksinine göre farklılık gösterebilmektedir. Uz. Dr. Mustafa Emre Kavlak, mantar zehirlenmesi ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. Mantar zehirlenmesinden sonra genellikle ortaya çıkan ilk belirtiler sindirim sistemiyle ilgili şikayetlerdir. Mantar tüketildikten 2-3 saat sonra;
Mide krampları
Bulantı
Kusma
İshal
Ateş gibi belirtiler yaşanıyorsa vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerekmektedir.
Ancak her mantarda bulunan toksin farklı olduğu için mantar tüketiminden sonra halüsinasyon, nöbet geçirme, uyku hali, şuur bulanıklığı karaciğer ve böbrek yetmezliği ile birlikte ciltte sararma gibi belirtiler de yaşanabilmektedir.
YENİLEN MANTAR MİKTARI DA ÖNEMLİ
Mantar zehirlenmelerinde tüketilen miktar ve rahatsızlık sonrası hastaneye geliş süresi önemlidir. Mantar zehirlenmesinden kısa süre sonra hastaneye gelen hastaların sıvı kaybı, elektrolit dengesizliği, karaciğer ve böbrek enzimleri gibi tetkiklerinin ardından midenin yıkanması tedavinin ilk ayağını oluşturmaktadır. Ancak uygulanacak tedavide hastanın hastaneye geliş süresi de hayati önem taşımaktadır. Mantar zehirlenmesinin üzerinden 24 saat geçtikten sonra toksik etkiler özellikle karaciğer ve böbrek yetmezliği gibi kalıcı hasarlar bırakabilmektedir.
ZEHİRLİ TOKSİNİN VÜCUTTAN ATILMASI GEREKİYOR
Karaciğer ve böbrek yetmezliğinin geliştiği durumlarda zehirli toksinin vücuttan atılması ve ikincil enfeksiyonların oluşmaması için hemofiltrasyon tedavisi uygulanmaktadır. Hemofiltrasyon tedavisinde önce hastaların kanı alınarak filtreden geçirilir. Plazma denilen özel bir sıvı ile kan yıkanarak temizlendikten sonra tekrar hastaya verilmektedir. Bu yöntemle hastalarda gelişen karaciğer ve böbrek yetmezliği organ nakline gerek kalmadan tedavi edilebilmektedir.
SON VE KESİN ÇÖZÜM ORGAN NAKLİ
Hastaların fazla miktarda mantar tüketmesi ya da hastaneye geç geldiği durumlarda plazma ferez hemofiltrasyon tedavisi yeterli olmayabilmektedir. Yapılan tedavilere rağmen bazı hastalar organ nakline ihtiyaç duyabilmektedir.
BİLMEDİĞİNİZ MANTARI YEMEYİN
Halk arasında zehirli mantarların daha renkli olduğu ya da tadının daha acı olduğu gibi doğru olmayan bilgiler yaygındır. Mantarın, rengine, kokusu ve tadına aldanarak bir tane bile tüketilmesi hayati risk yaratabilecek sorunlara yol açabilmektedir. Bu nedenle ne olduğu bilinmeyen mantarlar yerine kültün mantarlarının tüketilmesi önerilmektedir.