HELAL OLSUN SANA HACIM!..BİN KERE HELAL OLSUN!..
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, Fenerbahçe'nin bir sevinç fotoğrafından yola çıkarak harika bir 'Türkiye mozaiği' yazısı yazdı: Ben senin birana karışmam sen de benim şalvarıma karışma...
Helal olsun sana hacım
TAKKENDEN vazgeçmezsin...
Şalvarından da...
"Kısa bıyık, uzun sakal sünnettir" dersin.
Hatta...
Her pazar, "Efendi Hazretleri"nin pazar vaazı için Kadıköy´den Fatih´e koşturursun.
Ve alkolün bir damlası bile geçmez boğazından.
Dünyeviliğin isterik çağrısına kapalı olmak gibi bir dert taşıdığın da gün gibi aşikár...
Ama işte sevgili hacım, sonuçta sen de bu mahallenin çocuğusun.
Tuttuğun takım şampiyon olmuş, acayip mutlu, müthiş gururlusun.
Yakasız mintanının üstüne geçirdiğin sarı lacivert formayla...
Ellerinde biralarıyla kutlama yapan "Mühendis Enis" ile "Avukat Ertekin"in arasına dalıvermişsin.
Bir halay coşkusu taşıyor yüreğinden.
"İki Türkiye" teorilerine inat.
"Yaşam tarzı" korkularına meydan okurcasına...
Bir arada kardeşçe yaşamanın mükemmel bir tablosunun oluşmasına katkı sunmuşsun.
Farklılıkları anlamsızlaştırmış, öcü masallarını boşa çıkarmışsın.
Yani sınıfsız, kaynaşmış ve imtiyazsız bir kitlenin sempatik mi sempatik bir çocuğu oluvermişsin.
Hem de...
"Ben senin birana karışmam, sen de benim şalvarıma karışma" şeklinde tatsız ve aşırı didaktik bir anlaşma falan yapmadan.
Buna gerek bile duymadan.
Dünyanın en olağan olayına imza atarcasına.
Ne diyeyim?
Helal olsun sana hacım!
Bin kere helal olsun!
TAKKENDEN vazgeçmezsin...
Şalvarından da...
"Kısa bıyık, uzun sakal sünnettir" dersin.
Hatta...
Her pazar, "Efendi Hazretleri"nin pazar vaazı için Kadıköy´den Fatih´e koşturursun.
Ve alkolün bir damlası bile geçmez boğazından.
Dünyeviliğin isterik çağrısına kapalı olmak gibi bir dert taşıdığın da gün gibi aşikár...
Ama işte sevgili hacım, sonuçta sen de bu mahallenin çocuğusun.
Tuttuğun takım şampiyon olmuş, acayip mutlu, müthiş gururlusun.
Yakasız mintanının üstüne geçirdiğin sarı lacivert formayla...
Ellerinde biralarıyla kutlama yapan "Mühendis Enis" ile "Avukat Ertekin"in arasına dalıvermişsin.
Bir halay coşkusu taşıyor yüreğinden.
"İki Türkiye" teorilerine inat.
"Yaşam tarzı" korkularına meydan okurcasına...
Bir arada kardeşçe yaşamanın mükemmel bir tablosunun oluşmasına katkı sunmuşsun.
Farklılıkları anlamsızlaştırmış, öcü masallarını boşa çıkarmışsın.
Yani sınıfsız, kaynaşmış ve imtiyazsız bir kitlenin sempatik mi sempatik bir çocuğu oluvermişsin.
Hem de...
"Ben senin birana karışmam, sen de benim şalvarıma karışma" şeklinde tatsız ve aşırı didaktik bir anlaşma falan yapmadan.
Buna gerek bile duymadan.
Dünyanın en olağan olayına imza atarcasına.
Ne diyeyim?
Helal olsun sana hacım!
Bin kere helal olsun!