Hekimleri hedef almıştı! Müge Anlı’nın o sözleri RTÜK’e taşındı!

ATV’de yayınlanan Müge Anlı İle Tatlı Sert’te konuşan sunucu Müge Anlı’nın doktorlar hakkında sarf ettiği sözler tepkilere yol açtı.

Migren hastalığı olduğunu söyleyen ve sürekli Acil’e gittiğini belirten Müge Anlı, koronavirüs bulaşabilir endişesiyle hastanede değil de arabada iğne olmak istediğini fakat doktorların bunu tedbiren kabul etmediğini anlattı. İğne yaptıramadığını belirten Müge Anlı doktorların tavırlarından memnun olmadığını “Sonra diyorlar ki doktorlara iyi davranın” ifadelerini kullandı

RTÜK ÜYESİ TAŞCI HAREKETE GEÇTİ: “BU TÜR SÖYLEMLERİN ŞİDDETE MEYİLLİ KİŞİLERİ CESARETLENDİRECEĞİ AÇIKTIR”

RTÜK Üyesi İlhan Taşcı, RTÜK Başkanlığı’na verdiği dilekçeyle, ATV’deki yayın hakkında işlem yapılmasını istedi.

Taşcı dilekçesinde şu ifadeleri kullandı:

“Koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle tüm sağlık çalışanlarımızın gece gündüz demeden, kendi ve ailelerinin sağlıklarını bile hiçe sayarak canla başla mücadele verdikleri ve bu özverili görev anlayışlarından dolayı tüm ülkenin takdirini kazanarak Cumhurbaşkanı da dahil tüm yurttaşlar tarafından ayakta alkışlandığı bir dönemin yaşandığı gerçektir.

Tüm ulusun böylesine büyük bir savaşımı verdiği dönemde, ATV logolu medya hizmet sağlayıcı kuruluşta 30.03.2020 tarihinde yayınlanan ‘Müge Anlı İle Tatlı Sert’ isimli programda Müge Anlı kendi sağlık sorunu –migren ağrısı- nedeniyle hastaneye alınmadığını, doktorların bu tavrından memnun olmadığını dile getirerek ‘Sonra diyorlar ki doktorlara iyi davranın’, ‘İnşallah sen de bir gün böyle bir migren ağrısı çekersin ve aynı tavırla karşılaşırsın’ ifadelerini kullanarak sağlık çalışanlarımızı hedef göstermiştir. Oysa hastanenin hastayı kabul etmemesinin öncelikli gerekçesi başvurucu yani Müge Anlı’nın sağlığını korumak, daha da önemlisi böylesi bir uygulama sağlık çalışanlarının keyfiyetinden değil bilakis Sağlık Bakanlığının almış olduğu kararın uygulanmasından kaynaklanmaktadır.

Sağlık çalışanlarımıza yönelik şiddetin yoğun olarak yaşandığı, bunun önüne geçilebilmesi için dönem dönem kamu spotları da yayınlandığı bir gerçektir. Sağlıkçılara yönelik Korona Virüs salgını günlerinde bile sözlü ve fiziksel şiddetin devam ettiği göz önüne alındığında bu tür söylemlerin şiddete meyilli kişileri cesaretlendireceği, sağlık çalışanlarının özverisinin görmezden gelinmesine, hiç istenmeyen olayların yaşanmasına neden olacağı ve şiddeti özendireceği açıktır. Bu yayından yalnızca bir gün önce gittikleri mahalledeki hasta ismini –kişisel verileri koruma kapsamında- vermedikleri için ambulanstaki sağlık çalışanları ve ambulansın taşlandığı üzücü bir haber olarak basına da yansımıştır.”

“SAĞLIK ÇALIŞANLARINA ŞİDDETİ TEŞVİK NİTELİĞİNDEKİ KONUŞMA GERÇEĞİNİ DEĞİŞTİRMEYECEKTİR”

Taşcı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Pek çok sağlık çalışanının kendi sağlıklarını hiçe sayarak, bazılarının ise onları koruyabilmek adına aile bütünlüklerini de dağıtarak otel veya kiraladıkları ayrı evlerde yaşadığı böylesi bir dönemde ayaklarına taş değmemesi için fedakarlık yapılması gerekirken, arabada iğne yapmayı kabul etmedikleri gerekçesiyle hedef yapılması ne yayıncılığa ne de vicdana sığar.

Yayının üzerinden 24 saat bile geçmeden RTÜK’ün izleyicilere açık kanallara yaptıkları şikayet sayısı 50 bine dayanmış durumdadır. Bu bile tek başına toplumda oluşan rahatsızlığın, sağlık çalışanlarının motivasyonlarının kırıldığının önemli bir göstergesidir. Sağlık çalışanları ve toplumun pek çok kesimi Müge Anlı’nın bu değerlendirmesine tepki göstermiştir. Sosyal medyada Müge Anlı’nın özür dilemesi için kampanyalar başlatılmıştır.

Bu gelişmeler karşısında Müge Anlı telefonla bağlandığı yayında sözlerinin yanlış anlaşıldığını söyleyerek, bu yanlış anlama nedeniyle özür dilemiştir.

Ancak Müge Anlı’nın yayında baskılar karşısında özür dilemiş olması gecelerini gündüzlerine katarak çalışan sağlık çalışanlarının kırgınlığını, uğradıkları haksızlığı ve daha da önemlisi sağlık çalışanlarına şiddeti teşvik niteliğindeki konuşma gerçeğini değiştirmeyecektir.

Söz konusu medya hizmet sağlayıcı kuruluşun bu yayını; 6112 sayılı Kanunun 8. Maddesi 1. Fıkrası (ş) Bendinde yer alan ‘Şiddeti özendirici veya kanıksatıcı olamaz’ ve (ç) bendinde yer alan ‘İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez.’ hükümlerine açıkça aykırılık oluşturmaktadır.

Yukarıda belirttiğim Kanun maddesi uyarınca söz konusu yayın için derhal değerlendirme raporu düzenlenerek Üst Kurul gündemine alınması hususunda gereğini arz ederim.”