Hazine Bakanı Elvan'dan 128 milyar dolar açıklaması!

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan 128 milyar dolar tartışmalarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan 128 milyar dolar tartışmalarıyla ilgili, "Merkez Bankası Başkanımız, ben ve ardından Sayın Cumhurbaşkanımız bununla ilgili açıklama yaptı. Sonra bu hukuki değil dendi Sayın Kılıçdaroğlu tarafından. Bu konuda herhangi bir hukuksuzluk yaşanmadı. Merkez Bankası kanunu ve kararnamede yazılanlar hukuksuz olmadığının ispatıdır." dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecinde merkezi yönetim bütçesinden bugün itibarıyla 78,6 milyarlık harcama yapıldığını belirterek, "İşsizlik Sigortası Fonu ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu'ndan yapılan ödemeleri de dahil edince 133,7 milyar liralık harcama yapıldı." dedi.

Elvan, CnnTürk canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

PANDEMİDE EKONOMİ

Kovid-19 sürecinde küresel ekonomideki gelişmeleri değerlendiren Elvan, küresel büyümenin yüzde 3,3 daraldığını, dünya ticaretinin yüzde 8,5 küçüldüğünü, tedarik zincirlerinde problemler yaşandığını, ülkelerin arz şoklarıyla karşılaştığını anlattı. Elvan, bu süreçte Merkez Bankalarının da ciddi parasal genişlemeye gittiğine işaret ederek, devlet ve özel kesimin borçlanmasında artışlar olduğunu ve kamu maliyesinde ciddi sıkıntıların ortaya çıktığını ifade etti.

Elvan, dünyanın son derece sıkıntılı ve kimsenin beklemediği bir süreç yaşadığını aktararak, "Ülkeler bu sürecin bu kadar uzun süreceğini düşünmüyordu, biz de aynı kanaatteydik. Küresel ölçekte işçi ve esnaf kesimi sıkıntılar yaşadı. Şunu da yadırgıyorum: Sanki küresel ölçekte bu tür sıkıntılar yaşanmıyor, sadece bu sıkıntılar Türkiye'deymiş gibi bir bakış açısının yanlış olduğunu düşünüyorum. Salgın döneminde küresel ölçekte 114 milyon insan işsiz kaldı." diye konuştu.

Salgın döneminde küresel ölçekte tasarruf oranlarında artış görüldüğünü de anlatan Elvan, "Bu dönemde 5,5 trilyon dolarlık ilave tasarruf sağlandı. Önümüzdeki süreçte belki bambaşka bir tabloyla karşı karşıya kalacağız." ifadesini kullandı.

Bu yıldan itibaren küresel ölçekte güçlü büyüme beklendiğine dikkati çeken Elvan, sanayi sektörü başta olmak üzere ekonomik aktivitenin canlandığını, şu anda üretim ve ticaretin kriz öncesi dönemden daha iyi durumda olduğunu anlattı.

Elvan, bu dönemde dünyanın önemli bir borçlanma problemiyle yüzleşeceğini belirterek, bu dönemde dijitalleşme alanının ise fırsat olarak görülmesi gerektiğini söyledi. Uzaktan çalışmanın da ciddi ölçüde yaygınlaşacağını düşündüğünü aktaran Elvan, Türkiye dahil dünya genelinde yazılım sektöründe de hizmetler sektöründeki gibi istihdam yaratılmasının beklendiğini ifade etti.

"TÜRKİYE TEDARİK KONUSUNDA AVANTAJ SUNUYOR"

Ülkelerin salgın sürecinde yaşadıkları sıkıntılardan dolayı artık bölgesel tedarik zincirlerine yöneleceğine de işaret eden Elvan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye'ye stratejik konumu, nitelikli insan altyapısı, genç dinamik nüfusu yanında Avrupa Birliğiyle Gümrük Birliği anlaşmasının olması çok ciddi avantaj sunuyor. Türkiye, ürün çeşitliliği itibarıyla gelişmekte olan ülkeler içinde önde gidiyor. Biz istediğimiz her şeyi üretebiliyoruz. Türkiye'nin çok büyük avantajları var. Şunu da biliyoruz, geçmişte Türkiye'ye yatırım yapmayı düşünüp Doğu Avrupa'ya yatırım yapan bir çok firmanın bir süre sonra pişman olduklarını, 'keşke Türkiye'ye yatırım yapsaydık' şeklinde ifade ettiklerini biliyoruz."

Elvan, küresel ölçekte emtia fiyatları ve faizlerdeki artışa da dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Özellikle ocak ayından itibaren ABD 10 yıllık tahvillerinde ciddi artış oldu ki 4 aylık süreçte yüzde 80'e yakın tahvil faizlerinde artış söz konusu oldu. Bunun daha da artacağı yönünde görüş ifade edenler oldukça çok. Faizlerin artmasıyla gelişmekte olan ülkelere fon akışı neredeyse durma noktasına geldi. 2020 son çeyreğinde gelişmekte olan ülkelere olan sermaye akımı 200 milyar dolar iken, bu yılın mart ayında ise bu rakam sadece 10 milyar dolar oldu. Özellikle finansman ihtiyacı olan gelişmekte olan ülkelerin önümüzdeki süreçte zorlanacağını buradan ifade etmek istiyorum. Sonuç olarak ne yapılması gerekiyor? Ciddi tehditlerin olduğu bu süreçte küresel ölçekte önemli bir koordinasyona ihtiyaç var. G20, AB, OECD, Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlara çok büyük sorumluluklar düşüyor."