Hayrettin Karaman 'öz eleştiri' yaptı: "Genç kızlar hayatlarının baharında..."

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “fetvacısı” olarak bilinen Hayrettin Karaman, Yeni Şafak gazetesindeki köşesinde “Öz Eleştiri” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Yeni Şafak yazarı Karaman yazısında, Arapça bir WhatsApp grubunda konuşulanları aktardı. Karaman’ın aktardığı konuşmalarda, “Gencecik kızlar hayatlarının baharında hayvanların bile utanacağı fotoğraflar gönderiyorlar” gibi ifadelerin yer aldığı görüldü.

Karaman, bu tür ifadeleri "oranını bilmesek de içimizde var olan ve içinde yaşadığımız ahlaki ve dini durumu tasvir etmesi bakımından paylaşmaya değer" diyerek okuyucularıyla paylaştı.

Hayrettin Karaman’ın yazısı şöyle:

"GENCECİK KIZLAR HAYATLARININ BAHARINDA..."

“Arapça bir WhatsApp grubunda paylaşılan ve aşağıda tercümesini sunacağım öz eleştiriyi, oranını bilmesek de içimizde var olan ve içinde yaşadığımız ahlaki ve dini durumu tasvir etmesi bakımından paylaşmaya değer buldum.

Her paragrafın başında ‘garip günler, ne günlere kaldık’ başlığı var. Bunları tekrar etmeden konuşma çizgisi koyacağım:

-Evli çiftler, eşinin romantik olmadığını veya kendisi ile yeterince ilgilenmediğini ileri sürerek ihanet ediyor sonra da suçsuz ve nezih olduklarını iddia ediyorlar.

- Gencecik kızlar hayatlarının baharında hayvanların bile utanacağı fotoğraflar gönderiyorlar.

-Babalar ve anneler, çocuklarının yiyecek ve giyeceklerine önem veriyorlar, onların ruhuna ahlaki değerleri ekmeyi ihmal ediyorlar.

-Memurlar, maaşlarının azlığını bahane ederek işlerini hakkıyla ve ihlaslı olarak yapmıyorlar, Allah Teâlâ’nın helal kazanca bereket vereceğini, haram kazancı ise bereketsiz kılıp yok edeceğini unutuyorlar.

-Genç kızlar ve erkekler, sokaklarda dolaşmak ve eğlenmekle saatler geçiriyorlar, birinci rek’atta yoruyorlar.

-Genç kızlar ve genç erkekler haz ve neşe içinde müzik dinliyorlar, Allah’ın kelâmını duyunca göğe tırmanırcasına içleri daralıyor ve bilmiyorlar ki helâl, haram ile karışık olmaz.

-Hoşumuza giden, lezzet aldığımız, az ve çok her şeyi satın alıyor ve yüzlerce para ödüyoruz, bir yardım sandığına rast geldiğimizde ise içine atmak için bozuk para arıyoruz, sandığın dibine ulaşınca çıkardığı ses ile böbürleniyoruz.

-İşe, okula, üniversiteye gecikmemek için saat kuruyoruz, sabah namazında Allah’ın huzuruna çıkmayı unutuyoruz, hâlbuki her ikisini programlama imkânımızın olduğunu biliyoruz.

-Birbirimize küfrediyoruz, Allah’ın kullarının namuslarına söz ediyoruz ve ‘ağzından çıkan her sözü dikkatle takip edip kaydedeni’ unutuyoruz.

-Olay çokluğundan şikâyet ediyor, ‘Bunu bizim emrimize vereni tenzih ederiz, hâlbuki o vermeseydi biz ona yaklaşamazdık’ uyarısını unutuyoruz.

-Karşı cinsi tahrik edecek yerlerini gösteren elbiseleri giyen eşlerini ve kızlarını gördükleri halde kendilerinin anlayış sahibi, medenî ve hür olduklarını ileri sürerek kıskanmayı ve erkeklik damarlarının kabarmasını unutmuş erkekler var. ‘Allah’ım sonumuz güzel eyler!’

-Rüşvet kahve oldu. Kadın erkek karışık hayat medeniyet oldu. Açık saçıklık zarafet oldu. Çıplaklık hürriyet oldu. İyi ve meşru olanı yaptırmaya çalışmak taassup, kötü olanı engellemeye çalışmak ise gericilik oldu.

-Şeytan daha işin başında bizi dünyada saptıracağını, ahirette ise bizden uzaklaşacağını açıkça söyledi, fakat ‘sağırlar, dilsizler, körler ve akletmiyorlar’.

-Kalbi mahzun eden söz: ‘Şu uygarlık çağında’."

"BU HALLER İÇİNDE OLDUĞU BİR GERÇEK"

"Bir kimseye günah işlemekten vazgeçmesini öğütlediğinde cevabı ‘Yalnız ben yapmıyorum, insanların çoğu bunu yapıyor’ oluyor. Hâlbuki Kur’an-ı Kerim’de ‘insanların çoğu’ ifadesini araştırdığında bu sözden sonra ‘İnsanların çoğu bilmezler, insanların çoğu şükretmezler, insanların çoğu iman etmezler’ ifadelerini görüyorsun.

‘Onların çoğu’ ifadesini araştırdığında da, arkasından ‘çoğu yoldan çıkmışlardır, çoğu bilmezler, çoğu Hak’tan yüz çevirirler, çoğu akletmezler, çoğu dinlemezler’ ifadesi geldiğini görüyorsun…

Siz, Allah Teâlâ’nın şöyle buyurduğu azlardan olun: ‘Kullarımdan hakkıyla şükredenler azdır’, ‘Onunla birlikte ancak pek azı iman ettiler’, ‘Öncekilerden bir topluluk, sonrakilerden de pek azı…’.

Paylaşılan mesaj burada bitiyor.

Az sayılamayacak kadar Müslümanın bu haller içinde olduğu bir gerçektir. Şimdi oturup neden böyle olduk, nasıl düzelir sorularını sormak, kendimizden başlayarak elden geleni yapmak durumundayız.