HAŞMET'TEN KORKAN HAŞMET GİBİ OLSUN!..
Nişantaşı'ndaki House Cafe'de Mansur Forutan ile birlikte oturdukları sırada Haşmet Babaoğlu'nun sözlü saldırısına uğrayan Ahmet Hakan ne yazdı?
Haşmet kızmış
Dün bu sütunlarda "evinden firar eden" şarkıcı Neco için "Haşmet´in kayınpederi" dedik ya...
Haşmet bu işe acayip bozulmuş.
Kendisi özel alanımıza girip bir tiyatro çevirmeye kalkıştı:
Bir yandan "Tutmayın beni" pozlarına girip tutulup tutulmadığını kontrol etti, bir yandan da "Bir duygu insanı Haşmet" imajını yerle bir ederek ağza alınmayacak küfürler yağdırdı.
Neymiş?
Neco´yu tanımlarken "Haşmet´in kayınpederi" demişiz.
Sanki arkadaşımız, "Önde zeytin ağaçları / Arkasında yar" tadında yaşayıp giden, kire pasa katiyen bulaşmamış; özel hayatını, sevgilisini herkeslerden köşe bucak saklamış, kendi halinde takılan münzevi bir zavallıcıktır da kontrol altına alamadığı öfkesi bu yüzdendir.
Sanki gazete sütunlarından kendisine "Haşmetim" diye seslenilmemektedir de kendini kaybetmesi bu yüzdendir.
Zıvanadan çıktı da ne oldu sanki? Ne olacak?
En babasından bir ikiyüzlülükle daha müşerref olmuş olduk.
Şöyle ki:
Sen ağlak şiirler okuyup "Duygu... Biraz duygu... Bütün istediğim buydu" falan diye inleyeceksin... Sonra da "minicik bir espri" karşısında, üzerinde sakil mi sakil duran bir sokak çocuğu pozu takınıp küfürler yağdıracaksın!
Peki... Haşmet´in bu haliyle bizi yıldırma ihtimali var mı?
Ne gezer!
İşte şimdi de bütün pervasızlığımızla kendisine "Neco´nun damadı!" diyoruz.
Hadi bakalım... Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın.
Haşmet´ten korkan Haşmet gibi olsun.
Dün bu sütunlarda "evinden firar eden" şarkıcı Neco için "Haşmet´in kayınpederi" dedik ya...
Haşmet bu işe acayip bozulmuş.
Kendisi özel alanımıza girip bir tiyatro çevirmeye kalkıştı:
Bir yandan "Tutmayın beni" pozlarına girip tutulup tutulmadığını kontrol etti, bir yandan da "Bir duygu insanı Haşmet" imajını yerle bir ederek ağza alınmayacak küfürler yağdırdı.
Neymiş?
Neco´yu tanımlarken "Haşmet´in kayınpederi" demişiz.
Sanki arkadaşımız, "Önde zeytin ağaçları / Arkasında yar" tadında yaşayıp giden, kire pasa katiyen bulaşmamış; özel hayatını, sevgilisini herkeslerden köşe bucak saklamış, kendi halinde takılan münzevi bir zavallıcıktır da kontrol altına alamadığı öfkesi bu yüzdendir.
Sanki gazete sütunlarından kendisine "Haşmetim" diye seslenilmemektedir de kendini kaybetmesi bu yüzdendir.
Zıvanadan çıktı da ne oldu sanki? Ne olacak?
En babasından bir ikiyüzlülükle daha müşerref olmuş olduk.
Şöyle ki:
Sen ağlak şiirler okuyup "Duygu... Biraz duygu... Bütün istediğim buydu" falan diye inleyeceksin... Sonra da "minicik bir espri" karşısında, üzerinde sakil mi sakil duran bir sokak çocuğu pozu takınıp küfürler yağdıracaksın!
Peki... Haşmet´in bu haliyle bizi yıldırma ihtimali var mı?
Ne gezer!
İşte şimdi de bütün pervasızlığımızla kendisine "Neco´nun damadı!" diyoruz.
Hadi bakalım... Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın.
Haşmet´ten korkan Haşmet gibi olsun.