Hasan Cemal: İçimden yazı yazmak gelmiyor!
"Güney sınırında savaş tamtamları çalıyor. Türkiye günbegün korkutucu bir şiddet ve terör dalgasının içine çekiliyor."
T24'deki yazısında usta gazeteci Hasan Cemal, Suruç saldırısı, IŞİD ile sınırda çatışma, Suriye'ye hava operasyonu, İstanbul'da IŞİD, PKK ve DHKP-C'ye yönelik operasyonların üzerine "Güney sınırında savaş tamtamları çalıyor. Türkiye günbegün korkutucu bir şiddet ve terör dalgasının içine çekiliyor." yazdı ve tıpkı 55 yıl önce Çetin Altan'ın Turan Emeksiz'in öldürülmesi sonrasında "Bugün canım yazı yazmak istemiyor" yazması gibi "İçimden yazmak gelmiyor." dedi.
Ancak Hasan Cemal, "İçimden yazmak gelmiyor." dediği yazısında uzun uzun "buzun üzerine yazdı". İşte Hasan Cemal'in yazısından ruh halini aktaran satırlar:
"Bugün kendimi biraz çaresiz hissediyorum.
İçimden yazmak gelmiyor.
Yazma, mecbur musun?
Galiba haklısın.
Ama buz üstüne yazı yazmak hiç hoş bir his değildir.
Şimdilerde bir ‘büyük koalisyon’u aklın yolu olarak savunmaya devam ettiğim için mi öyle?..
Veyahut:
Bugünkü siyaset sahnesini izlerken, ben bu filmi çok görmüştüm duygusunun içimde yine uyanması mı?..
Hiçbir şey yabancı gelmiyor.
Farkındayım.
Böyle zamanlar aklın ekmek peynirle yenildiği zamanlardır.
Basiretin bağlandığı zamanlardır.
Her tarafta ‘büyük laflar’ın prim yaptığı zamanlardır.
Çünkü artık silahlar konuşmaya başlamıştır.
Ellerinde çekiç olanlar sahne almıştır.
Sahneyi onlar kaplayınca, onların gözünde her şey çakılacak çivi gibi görünür.
Türkiye böyle zamanları az yaşamadı.
Ana baba günlerinden, altüst oluşlardan çok geçtik.
Büyük acılar çekildi.
Kan ve gözyaşı aktı.
Sonra yine başladığımız noktaya, klasik deyişle, o ilk kareye geldik.
Yaşananlardan ders çıkaramadığımız için böyle oldu.
Diyaloğa, uzlaşmaya aklımız yatmadığı için böyle oldu.
Yine böyle bir dönem mi?..
Aklın, mantığın değil, silah ve şiddetin damgasını bastığı acılı zamanlar mı geri geliyor?..
Ne hazin!
Çok Okunanları
Ancak Hasan Cemal, "İçimden yazmak gelmiyor." dediği yazısında uzun uzun "buzun üzerine yazdı". İşte Hasan Cemal'in yazısından ruh halini aktaran satırlar:
"Bugün kendimi biraz çaresiz hissediyorum.
İçimden yazmak gelmiyor.
Yazma, mecbur musun?
Galiba haklısın.
Ama buz üstüne yazı yazmak hiç hoş bir his değildir.
Şimdilerde bir ‘büyük koalisyon’u aklın yolu olarak savunmaya devam ettiğim için mi öyle?..
Veyahut:
Bugünkü siyaset sahnesini izlerken, ben bu filmi çok görmüştüm duygusunun içimde yine uyanması mı?..
Hiçbir şey yabancı gelmiyor.
Farkındayım.
Böyle zamanlar aklın ekmek peynirle yenildiği zamanlardır.
Basiretin bağlandığı zamanlardır.
Her tarafta ‘büyük laflar’ın prim yaptığı zamanlardır.
Çünkü artık silahlar konuşmaya başlamıştır.
Ellerinde çekiç olanlar sahne almıştır.
Sahneyi onlar kaplayınca, onların gözünde her şey çakılacak çivi gibi görünür.
Türkiye böyle zamanları az yaşamadı.
Ana baba günlerinden, altüst oluşlardan çok geçtik.
Büyük acılar çekildi.
Kan ve gözyaşı aktı.
Sonra yine başladığımız noktaya, klasik deyişle, o ilk kareye geldik.
Yaşananlardan ders çıkaramadığımız için böyle oldu.
Diyaloğa, uzlaşmaya aklımız yatmadığı için böyle oldu.
Yine böyle bir dönem mi?..
Aklın, mantığın değil, silah ve şiddetin damgasını bastığı acılı zamanlar mı geri geliyor?..
Ne hazin!
Çok Okunanları