HARAKİRİ'YE VERİLEN CEZANIN YANKILARI SÜRERKEN BİR DERGİ DAHA ZARARLI BULUNDU!

Harakiri dergisine verilen para cezasının yankıları sürerken Muzır Kurulu bir dergiyi daha zararlı buldu.

Radikal’den Elif Ekinci, derginin kurucusu Çağın Türker ile konuştu.

Nasıl öğrendiniz Muzır Kurulu’nca ’zararlı’ ilan edildiğinizi?
Sabah gazeteden okudum! Öncesinde bize hiçbir şey tebliğ edilmedi çünkü. Ekibimizde Harakiri’de de çizen arkadaşlar vardı. O yüzden Harakiri haberi dikkatimi çekti. Haberi okurken son paragrafta Size’ın da ’zararlı’ ilan edildiğini okudum. Şok geçirerek başladık güne.

Hiçbir uyarı gelmedi mi öncesinde?
Hayır. Normalde önce bize tebliğ edilmesi gerekiyor, sonra resmi gazetede yayınlanması gerekiyor ama bizde tam tersi oldu işlemler.

Ne yaptınız öğrenince?
O gün Muzır Kurulu’nu aradık hemen. Yedinci telefonda ulaştık ilgili kişilere. Orada Nurettin bey’le diyaloğa geçtik. Neden kapatıyorsunuz bizi diye sorduk önce tabii.

Neymiş gerekçe?
Texas’lı video sanatçısı Gray Agent’ın bir röportajını yayınlamıştık. Onun fotoğraflarını sakıncalı bulmuşlar. İki kadının "sevişiyor gibi olduğunu" söylediler. Onların sanatçının işleri olduğunu söyledik. Bunun üzerine de "Öyle sevişir gibi sanat mı olur?" dediler.

Sanatın nasıl olması gerektiğini de izah ettiler mi?
Yok, hayır. Zaten çok zor iletişim kurduk onlarla. Ama sanırım çıplaklık olmaması gerek onlara göre.

Kararın cezai yaptırımı nedir peki?
Para cezası almadık. Ancak 18 yaşından küçükleri maceraperestliğe ve tembelliğe teşvik ettiğimiz ve gençlerin ahlakını bozduğumuz için ’Sakıncalıdır’ ibaresi koymamız gerek kapağa. Ayrıca gelen uyarıya göre; dergiyi 18 yaşından küçüklere satmamamız ve siyah poşet içinde sunmamız gerekiyor.

Dergiyi zaten satmıyorsunuz, ücretsiz dağıtıyorsunuz.
Evet. Ayrıca dergiyi zaten barlarda, restoranlarda, çoğunlukla da 18 yaşından küçüklerin giremeyeceği mekânlarda ve siyah poşet içinde dağıtıyoruz. Benim çocukluğumda da Muzır Kurulu çok aktifti, sürekli bir yerleri kapatır, ceza verirdi. Dergiyi çıkarırken ona ithafen zaten siyah poşete koymaya karar vermiştik. Sonra başımıza böyle ironik bir şey geldi. Dergi hakkında pek bir fikirleri yok; siyah poşette olduğumuzu, satılmadığımızı bilmiyorlar. Mevzubahis metni okudunuz mu diye sordum, "Okumadık" dediler. Sadece fotoğraflara bakılıp ceza verilmiş gibi bir durum var ortada.

Bundan sonra nasıl bir editoryal çizgi izleyeceksiniz peki?
Aynı şekilde devam edeceğiz çünkü yanlış bir şey yaptığımıza inanmıyorum. İnsanların ahlakını bozacak hiçbir şey yapmıyoruz. Ama bu noktada yazarlar adına bir otosansür giriyor işin içine, farkında bile olmadan. Herkes ne olacak, dergi kapanacak mı diye düşünüyor. Ama ben hiçbir şeyi sansürlemiyorum, ekibe de bildiğinizi yazıp çizmeye devam edin diyorum.

Radikal