'Hanut' kavgasına Milliyet yazarı da katıldı! "Tartışmaya büyük lokmalardan başlayalım!"
Hanut gazeteciliği tartışmasına katılan Milliyet yazarı Özay Şendir'in tartışmanın başlaması gereken yere itiraz etti.
Sabah yazarı Mevlüt Tezel'in Hıncal Uluç'a "2 gezi kitabı yazdın. O gezilerin kaç tanesini kendi cebinden yaptın onu açıkla" çıkışıyla alevlenen tartışmaya, Milliyet gazetesi yazarı Özay Şendir de katıldı.
Konunun muhabirler seviyesinde tartışıldığını savunan Özay Şendir, "Ballı gezi işini konuşmak doğru ama muhabir örnekleriyle bir yere varılmaz. Konuşacaksak büyük lokmalardan başlayalım..." önerisi getirdi.
İşte Özay Şendir'in yazısının ilgili bölümü:
GAZETECİLER VE BALLI GEZİLER
Reklama para vermek yerine çok daha ucuza, gazetecileri geziye götürerek haber yapma tartışması yeniden açıldı. Süper bir tartışma ama yarım ağız yapılmaz bu. Medyada en pahalı ve ballı gezilere hep yönetici takımı götürülür.
Garibim muhabirler daha çok yöneticilerin gitmekten bıktığı Almanya ve benzeri gezilere yollanır. Tüm köşesini saç ektirme operasyonuna ayıran şişirilmiş ego reklam yazarına zamanında niye kimse laf etmedi?
Bazı köşe yazarları sadece geziler değil, sağlıklı yaşamdan tutun da yemeğe kadar reklam kokan yazılar yazmıyorlar mı? 1990’ların ortalarından, Televole kültürünün hakim olduğu zamanlardan beri magazin dünyasıyla kurulmuş garip ilişkiler yok mu?
Muhabirlere, “Seninle değil seni yönetenlerle muhatap olurum” havasını atanlara, bu şansı kim ne karşılığı veriyor? Ballı gezi işini konuşmak doğru ama muhabir örnekleriyle bir yere varılmaz. Konuşacaksak büyük lokmalardan başlayalım...
Konunun muhabirler seviyesinde tartışıldığını savunan Özay Şendir, "Ballı gezi işini konuşmak doğru ama muhabir örnekleriyle bir yere varılmaz. Konuşacaksak büyük lokmalardan başlayalım..." önerisi getirdi.
İşte Özay Şendir'in yazısının ilgili bölümü:
GAZETECİLER VE BALLI GEZİLER
Reklama para vermek yerine çok daha ucuza, gazetecileri geziye götürerek haber yapma tartışması yeniden açıldı. Süper bir tartışma ama yarım ağız yapılmaz bu. Medyada en pahalı ve ballı gezilere hep yönetici takımı götürülür.
Garibim muhabirler daha çok yöneticilerin gitmekten bıktığı Almanya ve benzeri gezilere yollanır. Tüm köşesini saç ektirme operasyonuna ayıran şişirilmiş ego reklam yazarına zamanında niye kimse laf etmedi?
Bazı köşe yazarları sadece geziler değil, sağlıklı yaşamdan tutun da yemeğe kadar reklam kokan yazılar yazmıyorlar mı? 1990’ların ortalarından, Televole kültürünün hakim olduğu zamanlardan beri magazin dünyasıyla kurulmuş garip ilişkiler yok mu?
Muhabirlere, “Seninle değil seni yönetenlerle muhatap olurum” havasını atanlara, bu şansı kim ne karşılığı veriyor? Ballı gezi işini konuşmak doğru ama muhabir örnekleriyle bir yere varılmaz. Konuşacaksak büyük lokmalardan başlayalım...