HANGİ YAZAR 'BEKARLIĞA VEDA PARTİSİ'NDE TECAVÜZE UĞRADI?...ÜNLÜ YAZAR "KİM VURDUYA GİTMEKTEN" NASIL KURTULDU?!!!

Ya.. Bu da geldi başıma..Hâlâ inanamıyorum. Dün gece bir striptizci bana tecavüz etti!!!Evet! Hem de herkesin gözü önünde. Ve herkes bunu çok komik buldu..

Bu satırlarla evlenmek üzere olan bir arkadaşının düzenlediği bekarlığa veda partisi'nde bir striptizcinin tecavüzüne uğradığını yazan Vatan yazarı Tuğçe Baran'dı.
Baran köşe yazısında bu olayın ayrıntılarını şöyle anlattı.Merak ediyorsanız buyrun okuyun.
Okuyun da köşelerin nelerle doldurulduğunu(!) görün...


Bir kim-Striptizciye gidiyorduk az daha!

Ya.. Bu da geldi başıma..

Hâlâ inanamıyorum.

Dün gece bir striptizci bana tecavüz etti!!!

Evet!

Hem de herkesin gözü önünde.

Ve herkes bunu çok komik buldu..


***


Hadise şu:

Çok sevdiğim bir arkadaşım -içimizden biri!- yakında evleniyor. Dün akşam da düğünden önce "bekarlığa veda partisi" düzenledi.. Sadece kızlara açık süper çılgın parti!

Hakikaten tam bir bekarlığa veda partisiydi.. Mekan süper, müzisyenler süper, kızlar süper.. Kınalar mı yakılmadı, göbekler mi atılmadı.. Tam eve kaçacaktım ki dediler az sonra iki striptizci erkek gelecek. Sürpriz!

İyi hadi! Bakalım neymiş..


***


Yarım saat sonra geldiler..

Yakışıklılar mı? Eh işte.. Biri uzun biri kısa, iki delikanlı. Alacak değiliz ya, ne fark eder.

Hafiften varoş tarzı bir dans tutturdular.. Gereğinden fazla hoplamalı zıplamalı..

Öyle Amerikan filmlerindeki gibi iç gıcıklayıcı bir caz müziği eşliğinde ağır ağır dans edip, çapkın bakışlar fırlatmak, bir ritim, bir akış, bir program dahilinde bir şeyler yapmak.. Yok.. Bizim törkiş striptizciler tekno ve Tarkan takılıyor..

İyi, peki itirazımız yok.

Derken ufak ufak vücutlar çıkmaya başladı ortaya.. Amerikan filmlerindeki gibi iç gıcıklayıcı caz müziğinden geçtik, polisti, iş adamıydı, Süpermen´di kostümden de vazgeçtik, bari vücutlarda iş var mı? Hani biraz badi madi çalışmışlık? "Edeleli" bir "vicut"?

No. O da yok. Mesleki herhangi bir yatırım söz konusu değil yani..

Olsun. Buna da itirazımız yok.. Eğleniyoruz işte.

Bu arada dizilim de şöyle: Kızların hepsi büyük bir masanın uzun kenarında, sırtlarını duvara vermiş vaziyette izliyorlar olanı biteni.. Yani "hadise" ile aralarında kocaman uzun bir masa var..

Ben sigara dumanından rahatsız oldum diye kalktım kapı kenarına gittim. Kapı açıldıkça temiz hava geliyor, keyfim yerinde, ayakta, duvara dayanmış vaziyette izliyorum "hadise"yi.

Derken bunlar tutturdular kızlarla dans edeceğiz diye.. Masanın üstüne çıkıp çıkıp bir tanesini çekip çıkartmaya çalışıyorlar.

Kızlar kakır kukur kıkırdar vaziyette masanın altına girip kurtarıyorlar kendilerini.

Kendi kendime de diyorum ki, bu oğlanlar da kendilerini İngiltere´de falan sanıyorlar galiba. Türk kızlarının kendileriyle "erotik dans" yapacağını ummuyorlar herhalde..

Fakat hayır, umuyorlarmış! Ve bu konudaki ısrarlarından da vazgeçmeye hiç niyetleri yokmuş.

Masadan kimseyi koparamayınca bilin bakalım kime yöneldiler!?!

Ayakta ve korumasız vaziyette duran BANA tabii ki..

Ben de tam o sırada Manita Bey´e mesaj çekiyordum. Allah´ım ne oluyor demeye kalmadan bir tanesi beni hop omzuna atarak salonun ortasına götürdü.

Telefon elimden düştü "hop" demeye kalmadan kafamı avizeye vurdum. Benim kafam avizeye vurunca oğlanın dengesi bozuldu, küt yere düştük. Her şey bir saniyede oluyor. Ben ne oluyoruz yahu demeye kalmadan oğlan hazır yere düşmüşüz, şov böyle devam etsin deyip güya erotik dan