HANGİ ÜNLÜ KÖŞE YAZARI REFERANDUMDA OYUNUN RENGİNİ NEDEN DEĞİŞTİRDİ?
Önceden 'Evet' diyeceğini açıklayan isim karar değiştirdi.
Ve yeniden neden hayır
Liderler son mitingini yaptı.. En azından meydanlara son noktayı koydular..
Eee, ne de olsa bayram..
İnsanlar sükunet ister, bağırış çağırış istemez..
Demek ki; sakin sakin düşüneceğimiz, konuşacağımız dolu dolu üç gün var..
Gelin konuşmaya, dertleşmeye başlayalım..
Kararı birlikte verelim..
*
Sen daha önce karar vermemiş miydin diyeceksiz..
Vermiştim!.
Meclis’in kabul ettiği halini incelemiş; hayır demiştim..(6 Nisan)
Bu işte hinlik var, cinlik var diye uyarmıştım.. Katakulli var diye tutturmuştum..
Çünkü, siyasal iktidar, yargıyı kontrolü altına almak için dünyada eşi benzeri görülmeyen seçim sistemi icat etmişti..
*
Mesele Anayasa Mahkemesi’ne gitti.. Anayasa Mahkemesi’nin 11 üyesi de.. Gül’ün seçtiği üyeler de, Sezer’in, Demirel’in atadıkları da, Özal’dan kalanlar da..
Topyekün bu iş olmaz dediler; bu seçim sistemi hem demokrasiye aykırı hem de hukuk devletine..
11’i de.. Firesiz..
Katakulli ibarelerini ayıkladılar, maddeleri demokrasiye uygun hale getirdiler..
Yapı değişikliğine, üye sayısının artmasına, hâkim ve savcıların HSYK’ya seçimle üye yollamasına yeşil ışık yaktılar.. Üstüne üstlük bu hali eskisinden daha iyidir, yargı bağımsızlığını güçlendirmektedir diye uzun bir gerekçe yazdılar..
*
AKP, yaptığımız anayasa değişikliğinin, anayasaya uygunluğu mahkeme kararıyla onaylandı diye övünse de, gerekçeli kararı okuyun dese de kazın ayağı öyle değil..
Mahkeme ayar çekti, anayasa uygun hale getirdi.. Bu duruma AKP içten içe bozuldu ama sineye çekti!.. Yapacakları bir şey yoktu!.
Çaktırmadılar!..
*
Diğer maddeler diyeceksiniz.. Muhalefet zaten o maddelere itiraz etmedi; hatta paketten ayırın evet oyu verelim bile dediler..
(Zaten o maddelere nüanslar dışında karşı çıkan yok..)
*
Hal böyle olunca.. Hinlik cinlik ibareleri oybirliğiyle metinden temizlenince hayır deme gerekçelerim de ortadan kalktı..
Anayasa değişikliğine ‘evet’ dedim.. (9 Temmuz)
Evet..
Çünkü yargıyı iktidarın emrine sokma operasyonunun beli kırılmıştı.. Oyun bozulmuştu..
*
Sonra, kampanya dönemi başladı.. Liderler meydanlara çıktı, parti sözcüleri demeç üstüne demeç vermeye başladı.. Niyetler ortalığa döküldü, bazı laflar ağızlardan kaçtı, hakaretler diz boyu oldu, ölüm kalım savaşına dönüştü..
Hayır diyen PKK militanıyla aynı safta sayıldı..
Suçlu gözüyle bakıldı..
Anayasa değişikliği, anayasa değişikliği oylamasından çıktı..
Safını belirle baskısına dönüştü..
*
Öyle yöntemler kullanıldı ki.. Öyle demeçler verildi ki.. Öyle baskılar yapıldı ki..
Hissettim ki..
Anladım ki..
Benim ‘evet’im ile onların ‘evet’i aynı değil..
Benim verdiğim evet ile onların algıladığı evet bir değil..
Benim evetim başka.
Onların eveti başka..
*
Niye mi başka..
Benim anayasa için verdiğim eveti alıp bundan sonra atacakları her adımın tasdiknamesi sayacaklar..
Bunu gördüm..
İşte bu nedenle diyorum ki..
Anayasa değişikliklerine evet; eksik maddelerine rağmen, ufak tefek hilelerine rağmen; evet..
Ama referandumda hayır..
Çünkü referandum sadece anayasa değişikliklerinin onaylanacağı bir referandum olmayacak..
Sandıktan güçlü bir evet çıkarsa bir kapı aralanacak, o kapıdan belki yeni bir anayasa çıkacak ama bu bize daha çok demokrasi getirmeyecek..
Kampanya süreci gösterdi ki, o kapının ardında daha otoriter bir rejim var..
Tek adam yönetimi var..
Biliyorum, görüyorum..
Güçlü bir evet çıkarsa hoyratça tavırlar giderek artacak..
Devlet dişini daha fazla gösterecek..
İtiraz eden sesini hiç çıkaramayacak, derdim var diye bağıran bağırdığıyla kalacak, muhalefet iyice sindirilecek..
Sinmese bile topluma ulaşma kanalları kapatılacak..
Bunlar olacak..
1.5 aylık kampanya süresinde ayak sesleri duyuldu..
Bunların olmaması için
Referandumda hayır..
*
Diyeceksiniz ki; daha somut anlat.. Evet’ten Hayır’a dönüş nedenini gerekçelendir..
Olur, yarına!..
YARIN:
Kırılma noktası neydi? Meydanlarda ne oldu da ürktüm!
Mehmet Tezkan/Milliyet
Liderler son mitingini yaptı.. En azından meydanlara son noktayı koydular..
Eee, ne de olsa bayram..
İnsanlar sükunet ister, bağırış çağırış istemez..
Demek ki; sakin sakin düşüneceğimiz, konuşacağımız dolu dolu üç gün var..
Gelin konuşmaya, dertleşmeye başlayalım..
Kararı birlikte verelim..
*
Sen daha önce karar vermemiş miydin diyeceksiz..
Vermiştim!.
Meclis’in kabul ettiği halini incelemiş; hayır demiştim..(6 Nisan)
Bu işte hinlik var, cinlik var diye uyarmıştım.. Katakulli var diye tutturmuştum..
Çünkü, siyasal iktidar, yargıyı kontrolü altına almak için dünyada eşi benzeri görülmeyen seçim sistemi icat etmişti..
*
Mesele Anayasa Mahkemesi’ne gitti.. Anayasa Mahkemesi’nin 11 üyesi de.. Gül’ün seçtiği üyeler de, Sezer’in, Demirel’in atadıkları da, Özal’dan kalanlar da..
Topyekün bu iş olmaz dediler; bu seçim sistemi hem demokrasiye aykırı hem de hukuk devletine..
11’i de.. Firesiz..
Katakulli ibarelerini ayıkladılar, maddeleri demokrasiye uygun hale getirdiler..
Yapı değişikliğine, üye sayısının artmasına, hâkim ve savcıların HSYK’ya seçimle üye yollamasına yeşil ışık yaktılar.. Üstüne üstlük bu hali eskisinden daha iyidir, yargı bağımsızlığını güçlendirmektedir diye uzun bir gerekçe yazdılar..
*
AKP, yaptığımız anayasa değişikliğinin, anayasaya uygunluğu mahkeme kararıyla onaylandı diye övünse de, gerekçeli kararı okuyun dese de kazın ayağı öyle değil..
Mahkeme ayar çekti, anayasa uygun hale getirdi.. Bu duruma AKP içten içe bozuldu ama sineye çekti!.. Yapacakları bir şey yoktu!.
Çaktırmadılar!..
*
Diğer maddeler diyeceksiniz.. Muhalefet zaten o maddelere itiraz etmedi; hatta paketten ayırın evet oyu verelim bile dediler..
(Zaten o maddelere nüanslar dışında karşı çıkan yok..)
*
Hal böyle olunca.. Hinlik cinlik ibareleri oybirliğiyle metinden temizlenince hayır deme gerekçelerim de ortadan kalktı..
Anayasa değişikliğine ‘evet’ dedim.. (9 Temmuz)
Evet..
Çünkü yargıyı iktidarın emrine sokma operasyonunun beli kırılmıştı.. Oyun bozulmuştu..
*
Sonra, kampanya dönemi başladı.. Liderler meydanlara çıktı, parti sözcüleri demeç üstüne demeç vermeye başladı.. Niyetler ortalığa döküldü, bazı laflar ağızlardan kaçtı, hakaretler diz boyu oldu, ölüm kalım savaşına dönüştü..
Hayır diyen PKK militanıyla aynı safta sayıldı..
Suçlu gözüyle bakıldı..
Anayasa değişikliği, anayasa değişikliği oylamasından çıktı..
Safını belirle baskısına dönüştü..
*
Öyle yöntemler kullanıldı ki.. Öyle demeçler verildi ki.. Öyle baskılar yapıldı ki..
Hissettim ki..
Anladım ki..
Benim ‘evet’im ile onların ‘evet’i aynı değil..
Benim verdiğim evet ile onların algıladığı evet bir değil..
Benim evetim başka.
Onların eveti başka..
*
Niye mi başka..
Benim anayasa için verdiğim eveti alıp bundan sonra atacakları her adımın tasdiknamesi sayacaklar..
Bunu gördüm..
İşte bu nedenle diyorum ki..
Anayasa değişikliklerine evet; eksik maddelerine rağmen, ufak tefek hilelerine rağmen; evet..
Ama referandumda hayır..
Çünkü referandum sadece anayasa değişikliklerinin onaylanacağı bir referandum olmayacak..
Sandıktan güçlü bir evet çıkarsa bir kapı aralanacak, o kapıdan belki yeni bir anayasa çıkacak ama bu bize daha çok demokrasi getirmeyecek..
Kampanya süreci gösterdi ki, o kapının ardında daha otoriter bir rejim var..
Tek adam yönetimi var..
Biliyorum, görüyorum..
Güçlü bir evet çıkarsa hoyratça tavırlar giderek artacak..
Devlet dişini daha fazla gösterecek..
İtiraz eden sesini hiç çıkaramayacak, derdim var diye bağıran bağırdığıyla kalacak, muhalefet iyice sindirilecek..
Sinmese bile topluma ulaşma kanalları kapatılacak..
Bunlar olacak..
1.5 aylık kampanya süresinde ayak sesleri duyuldu..
Bunların olmaması için
Referandumda hayır..
*
Diyeceksiniz ki; daha somut anlat.. Evet’ten Hayır’a dönüş nedenini gerekçelendir..
Olur, yarına!..
YARIN:
Kırılma noktası neydi? Meydanlarda ne oldu da ürktüm!
Mehmet Tezkan/Milliyet