Hangi Sabah yazarı Matrix’i 'uzaylı filmi' sanıyor?

Sabah gazetesi yazarı Sevilay Yükselir’in, “Paralel devlet ve Matrix filmi” manşetiyle çıkan bugünkü yazısını okudunuz mu?

O yazıda şöyle bir kısım var, yazının çatısı desem daha doğru… Diyor ki Sevilay Hanım;

“Ben bu cemaat ve paralel devlet meselesini Matrix filmine benzetiyorum. İzleyenler bilir. Hani o filmde bir uzaylılar var bir de insan kılığına girmiş uzaylılar. Cemaate bağlı olduğunu veya el altından yönetildiğini bildiğimiz medyadaki, mahalledeki tipler uzaylılar. Ama bence asıl tehlikeli olanlar bunlar değil! Tehlikeli ve mücadele edilmesi güç olanlar ana akım medyaya konuşlanmış ya da yargı, emniyet ve devlet kurumlarının değişik noktalarını ele geçirmiş olan insan kılığındaki uzaylılar! Gülebilirsiniz bu örneğime ama durum aynen böyle! Anlaşılamıyor.”

Yazıda yazılanları boşverdim. Bir film eleştirmeni olarak itiraz ettiğim şey; yazının barındırdığı fikir değil, örneklenen filmde bir tane bile uzaylı olmaması. “İzleyenler bilir” diye yazılmış ama belli ki Sevilay Hanım filmi izlememiş ya da üzerinden zaman geçince, insanlığın ürettiği makinelerin dünyanın hakimi olduğu, bir grup isyancı insanın ise makinelere karşı umutsuzca savaştığı distopik bir bilim kurgu filmi olan Matrix’i uzaylı filmi sanmış.

Aslında bu konuya örnek verebileceği bir sürü film/ TV dizisi var. Mesela Visitors (Ziyaretçiler) olur, orada cidden uzaylılar var ve kertenkelemsi yaratıklar olmalarına rağmen insan kılığında gizleniyor. John Carpenter’ın They Live (Yaşıyorlar) filmi de yakışıklı bir örnek olacaktır, hatta Sevilay Hanım'ın yazmak istediğine cuk oturan bir uzaylı yapılanması var bu filmde…

Bunları ıskalayıp Matrix’den uzaylı filmi çıkarmaya çalışmak? Her bilim kurgu filminde uzaylı var sanmak, işi bilmek, bilmediğini de araştırmak olan bir gazeteciye yakışmıyor.

Hele de bu yazıyı beğenen 14.699 kişi olduğunu görünce… Hay bin Wachowski! Bilgi artık bize hiç mi gerekmiyor dostlar?

Ben de Özledim neden bitti?

Dizinin yapımcısı Facebook ve Twitter üzerinden duyurdu, Ben de Özledim bu ayın sonunda yayınlanacak 13. Bölümüyle bize veda ediyor.

Başından beri dizinin üzerine olumsuz yazılar kaleme aldım ama her bölümünü izlediğim fabrikasyon ürünlerden olmayan bir diziydi, bu habere üzüldüm.

Peki, neden böyle oldu?

Batacaği belli olan bir geminin suya indirilişini ve yüzdürülmeye çalışılışını izledik haftalardır ancak Onur Ünlü dizilerinin en vefalı hayranları bile aynı şeyi düşündü; bu dizide İsmail Abi, Erdal Bakkal, İskender Baba, Hırsız Yavuz, Mecnun yoktu. Olması için garip denemeler yapıldı ama bu kurguda tutmadı.

Osman Sonant’ın, Serkan Keskin’in kendi hikayesi izlenebilir değildi. Gazeteci kızla senaristin aşkı, Serkanla denizkızı, Osman ve ailesinin dramı ve gizemli sarışından aşk çıkmadı. Fırlamalık yapması gereken genç cast hemen ilk gördüğüne aşık oldu ama seyirci ikna olmadı. Hikaye ilerledikçe Ali Atay dışındakiler yararsız birer figürana dönüştü ve beklenen son.

Eflatun Film elinden çıkma yeni diziyi çok merak ediyorum ama şu Leyla ile Mecnun defterinin artık kapatılması şart. Bu ekip çok yetenekli ve bir dizinin içinde tıkılıp kalmaya ihtiyaçları yok.

MURAT TOLGA ŞEN / murattolga@gmail.com