HANGİ SABAH EDİTÖRÜNÜN KİTABI FİLM OLDU? İŞTE O FİLM VE KONUSU!..

Sabah gazetesinin editörünün kitabı film oldu.


Yönetmen Selda Çiçek, SABAH editörü Müjgan Halis'in Batman'da Kadınlar Ölüyor kitabını okuduktan sonra 'bir şey yapmalı' duygusuyla İncir Çekirdeği filmini çekti. Güneydoğudaki kadın ihtiharlarını dert edinen iki kadın Halis ve Çiçek'i buluşturup hâlâ çözülemeyen bu sorunu konuştuk.


"Tüm bunlar olurken, Batman Devlet Hastanesi'nin morguna yeni kadın cesetleri geliyordu. Evli-bekâr, genç-yaşlı, çocuklu-çocuksuz, esmer-kumral kadın cesetleri. Kimi silahla, kimi kendisini asarak, kimi ilaçla son verilen yaşamlar morgun soğuk dolaplarında otopsi için sırasını bekliyordu." 6 Kasım'da vizyona girecek, Selda Çiçek'in yönettiği İncir Çekirdeği filmi, gazeteci Müjgan Halis'in Batman'da Kadınlar Ölüyor adlı kitabının sunuş yazısından alıntılanmış bu cümlelerle başlıyor. Sonra da Özgü Namal ve Derya Durmaz'ın başrolünü paylaştığı filmde güneydoğudaki yaşamdan bir kesit sunularak kadınların intihar etmesiyle ilgili bir hikâye anlatılıyor. Filmin girişinde böyle bir alıntının yapılması sadece filmin ve kitabın tematik benzerliğinden kaynaklanmıyor. Selda Çiçek, 2001'de Metis Yayınları'ndan çıkan kitabı okuduktan sonra 'bir şey yapmalı' duygusuyla İncir Çekirdeği filmini çekmeye karar vermiş. Çiçek, "Bir arkadaşım (Serkan Acar), 2003'te bu kitabı bana hediye etti," diyerek giriyor söze. "Zaten ilk cümlesini okur okumaz çok etkilendim. Kitabı okuyunca insan ister istemez çok şaşırıyor. Çünkü intiharlarla ilgili genelde medyada yer alan haberleri okumuşsunuz. Bu haberler insanın kafasında bir bütüne dönüşmüyor. Sonuçta kitabı okuyunca olayın ne kadar dehşet verici olduğunu anlıyor insan. Sonra bu intiharların nedenleri üzerine düşünmeye başladım. Çünkü memleketin bir yerinde birileri ölürken sizin burada normal yaşamanız mümkün olmuyor. Nefes darlığı çekiyorsunuz," diyor. Hatırlanırsa, 2000 yılında arka arkaya, özellikle Batman'da, kadınların ölümle sonuçlanan ihtiharları bir şaşkınlık hali yaratmıştı toplumda. Kimse tam olarak bu intiharların sebebini anlayamıyordu. Feodal yapı, töre gibi geleneksel birtakım açıklamalar durumu açıklamaya yetmiyordu.

İNTİHARLAR KANIKSANDI
Müjgan Halis, "O dönem bir İngiliz gazetesinde bu konu gündeme getirilince konunun sıradışılığı anlaşıldı," diyor. Türk medyasında bu intihar olaylarının önce birinci sayfalarda önemli haber olarak verildiğini ama sonra kanıksandığı anlatıyor. "Çünkü," diyor "İntiharlar sıklaşmıştı, bu olayların nedeni üzerine pek çok konuda olduğu gibi gibi yüzeysel tartışmalar yapıldı sonra da unutuldu." Lakin Halis, güneydoğu coğrafyasında doğmuş ve büyümüş bir insan olarak, bölge kadınlarıyla empati kurabileceğini düşünüyordu. Metis Yayınları'ndan gelen teklifle de bölgeye giderek bu intiharların nedenleri üzerine araştırmalar yaptı. Halis yaptığı araştırmalar sırasında intiharın bir erkek eylemi olduğunu öğrenmiş. "Okuduğum tıp kitaplarında intihar bir erkek eylemi olarak nitelendiriliyor. Kadınlar genelde ölümle sonuçlanmayan intihar girişiminde bulunuyor. Fakat güneydoğudaki kadın ihtiharlarının özelliği, bir girişimden çok ölmenin amaçlanması." İntihar eden kadınların yakınlarıyla görüşen, polis tutanaklarını okuyan, araştırmalar yapan Halis, bu intiharların nedenlerinin bir birikimden kaynaklandığını düşünmeye başlamış: "Bölgede yıllarca süren savaş ve çatışma hali insanları umutsuzluğa sürüklemiş. Özellikle kadınlar orada yaşanan tüm acılara tanıklık etmişler. Belki de 30 yıllık çatışma ikliminin en mağduru olan kesim kadınlar. Ayrıca bu mağduriyete rağmen Batman'a gittiğim zaman sokakta doğru düzgün kadın göremedim. Son derece içine kapalı bir kent izlenimi veriyordu Batman. Oysa 30 - 40 yıl önce kadınları Batman'da sosyal hayatta görmek mümkünmüş. Dolayısıyla güneydoğudaki kadınlar da sosyal hayatın her tarafında olmak istiyor. Ama buna pek izin verilmiyor." Halis, bölgede politika yapan siyasetçilerle görüştüğünde bir itiraf geldiğini söylüyor. Politikacılar, "Biz burada yaşayan insanları belki politikleştirdik ama sosyalleştiremedik. Bu intiharların sebebi de bu," demişler. Ama Halis sadece politikacıların değil sistemin de aynı hataya düştüğünü düşünüyor ve "Sosyalleşmemiş bir tabakanın üzerine politika yapmaya çalışırsanız, bu son kaçınılmaz olur," diyor. Bugüne gelirsek pek de değişen bir şey yok. Halis, güneydoğuda kadınların hâlâ intihar etmeye devam ettiğini, artık bu olayların vakayı adiyeden sayıldığını söylüyor. "Tabii birtakım sivil toplum kurumları, kadınlara yönelik çalışmalar yaptılar," diyen Halis, bu çalışmalar sayesinde çok önemli aşamalar kaydedildiğini ama yeterli olmadığını düşünüyor.

FİLM BİR DUYARLILIK YARATABİLİR
Selda Çiçek de intiharların devam etmesinden son derece endişeli. En çok "Oradaki kadınlara ölmeyin, bu durumu çözecek başka yollar vardır," demek istediği için filmi çektiğini söylüyor. Lakin o da farkında bir film çekerek bu intiharların önüne geçilemeyeceğinin. "Ama," diyor "Hiç olmazsa filmin bir duyarlılık yaratacağını düşünüyorum. Türkiye'de genel algının aksine, güneydoğuda farklı bir hayat yaşandığını da insanlara duyumsatmak istedim. Çünkü memleketin Batı'sından Doğu'ya bakanlar, oradaki insanlarla, yaşamla bir empati kurma eğilimi göstermiyor. Hep birtakım meseleler ekonomi üzerinden, politika üzerinden açıklanmaya çalışılıyor. Bir kere de insani olarak bakılabilir meseleye demek istedim." Güneydoğudaki kadın intiharlarını dert edinen iki kadın, Çiçek ve Halis sorunun bugünden yarına hemen çözülemeyeceğinin farkında. Ama hiç olmazsa bu sorunun nedenleri üzerine önyargıları bir yana bırakarak ve özeleştiri yaparak daha iyi düşünülmesi ve ciddi çözümler üretilmeye çalışılması gerektiğini söylüyorlar. Ve hatırlatıyorlar: Hâlâ kadınlar intihar ediyor!

Uzun bir senaryo yazma dönemi olmuş. Çiçek kitaptaki öyküleri birebir senaryoda kullanmamayı tercih etse de "Kitapla, kitapta anlatılan öykülerle duygusal bağımı hiçbir zaman yitirmemeye çalıştım," diyor. Kadın intiharlarının yanı sıra bir de mayın hikâyesi eklemiş filmin öyküsüne. Çünkü Çiçek bölgede mayınların da ayrı sorun olduğunu düşünüyor. Senaryoyu okuyan oyuncular hemen filmde oynamayı kabul etmişler. Lakin Çiçek onlardan Halis'in kitabını da okumalarını istemiş. "Sonuç olarak benim kitabı ilk okuduğumda hissettiğim duyguları onların da hissettiğini düşünüyorum," diyor. Geçen yaz Mardin'de çekimleri yapılan İncir Çekirdeği 6 Kasım'da vizyona girecek.

sabah.com.tr


changeTarget(document.getElementById("news_content"))