HANGİ KÖŞE YAZARI TAKSİCİLERDEN ŞİKAYETCİ OLDU?... PEKİ YENİ EMNİYET MÜDÜRÜNDEN NE İSTEDİ?...
Vatan yazarı Mutlu Tönbekici'den sonra oda taksicileri yazdı.
Yeni Emniyet Müdürümüzden bir ricamız var
Geçen cuma akşamı Aya İrini´deki konser için Levent´ten Sultanahmet´e hem gidiş, hem de dönüşte bindiğimiz taksilerde başımıza gelenlere, pazar günkü yazımda kısaca değinmiştim.
"Meral hanım, taksi durağından araba çağırsaydınız, bunlar başınıza gelmezdi" diye e-posta gönderen okurlarım, vereceğim yanıttan hiç hoşlanmayacak. Çünkü bizi Maslak´tan, TEM üzerinden acayip dolaştırarak, cuma akşamının tıkalı trafiğinde Sultanahmet´e 1.5 saatte götürebilen ve konsere yarım saat geç bırakan taksiyi de adını İş Kuleleri´nden alan Kule Taksi´den çağırmıştık.
Evden bir yere gideceksek, her zaman duraktan taksi çağırırız. Zaten sorun da burada. Demek ki artık duraktan çağırdığımız taksilere de huzurla binemeyeceğiz.
Aynı gece konserden eve dönerken yaşadığımız taksi macerası, daha da tuhaftı.
Sultanahmet taksicileri
İstanbul Müzik Festivali konserleri için her yaz haziranda defalarca Aya İrini´ye gideriz. Dolayısıyla turistleri dolandırmakla ünlü Sultanahmet taksicilerini de gayet iyi biliriz. Zaten biz istesek de onlar bizleri, yeterince kazıklayamayacakları için arabalarına al-mazlar. Daha doğrusu bu yıla kadar almazlardı.
Mutlu Tönbekici geçenlerde Vatan´daki köşesinde, Sultanahmet Camii´nin arka tarafında bir otelde kalan Hollandalı arkadaşlarının nasıl kazıklandığını yazdı. Gidecekleri yer Ayasofya. Ama Türkiye´ye ilk gelişleri olduğu için, otelden yürüyerek 3 dakika mesafede olduğunu nereden bilecekler?
Sultanahmet taksileri, 2 turist kızı Fatih Sultan Mehmet Köprüsü´nden Asya´ya geçirip Bostancı´ya kadar götürdükten sonra, Levent üzerinden geri getirip Ayasofya´da indiriyor. 2 lira tutmayacak mesafe için ödedikleri para 350 lira!
Bu kadarı da olmaz!
Konser çıkışında da işte bu taksicilerden birine çattık. Herhalde işler kesat olduğu için "kapsama alanlarını", -turistlere ek olarak- konserden çıkan Türk vatandaşlara da çevirmişler. Ama tam Topkapı Sarayı´nın çıkış kapısına yanaştıkları için de Sultanahmet taksicisi oldukları anlaşılmıyor.
Nereye dediler. Levent´e dedik. Buyur ettiler. Bindik. Sirkeci-Beşiktaş yönünde gitmemiz gerekirken şoför Yenikapı´ya yöneldi ve çevre yolundan gideceğim diye tutturdu. Ben "3 saat arayla İstanbul´u 2 defa dolaşamam" diye isyan edince, Yenikapı´dan Taksim´e yönelmek zorunda kaldı.
Adam sinirimize dokunduğu için Taksim´de inmek istediğimizde "Ben sizi Levent´e gideceksiniz diye aldım" diyerek indirmedi. Levent´e geldiğimizde taksimetrede 5.5 gibi çok acayip bir rakam yazıyordu. Onu çarpıp toplayıp bir para istedi. Cüzdanımızdan çıkarıp verdiğimiz gıcır gıcır paraları kendi cebindeki, ortasından tamamen yırtılmış, muhtemelen sahte paralarla değiştirip, "Bana yırtık para verdiniz" diye yeniden para istedi...
Ekonomide yaşadığımız bu çok derin küçülme, piyasalardaki durgunluk her kesimi olduğu gibi, esnafı da muhakkak ki çok bunal-tıyor. Bu arada düşen ciroları, çamura yatarak ya da üçkâğıt yaparak artırma yoluna gidenlerin sayısı da galiba hızla artıyor.
Her başlangıç bir umuttur. Yeni Emniyet Müdürümüz Hüseyin Çapkın´dan, kentimizin devasa sorunlarının yanında belki önemsiz kalacak ama şu taksiciler meselesine de eğilmesini rica ediyoruz.
MERAL TAMER / MİLLİYET