HANGİ KANALDA YASAK İLİŞKİ VE TEHDİT SKANDALI PATLADI?
Biliyorum, medyada bu tür dedikodular çok okunuyor…
Biliyorum, ‘basit’ skandalların alıcısı çok…
Biliyorum, özellikle yasak ilişki mevzuu basında çok yaygın…
Bugün de siz yoldaşlarımın karşısına, böyle bir hikayeyle çıkıyorum.
Bazılarınızını iştahla okuduğunu, bazılarınızınsa ’seviyeyi amma da düşürdün bre Keskin’ dediğinizi görür gibiyim.
Durun, hemen kızmayın.
Bu hikayeyi isim vermeden ve mağdur olan bir kadın gazeteci üzerinden anlatacağım.
Belki bu kadın meslektaşımızın yaşadığı kabus günler sona erer.
Yoksa iki yetişkin insanın kendi arasında yaşadığı meseleler, kimseyi, zerre ilginlendirmez.
Yer: Türkiye’nin en büyük medya kuruluşlarından biri.
Baş roldeki erkek gazeteci: Bir medya kuruluşunun üst düzey yöneticilerinden, her gün ekranda yer alan bir isim. Evli.
Baş roldeki kadın gazeteci: Aynı medya kuruluşunun başka bir televizyon kanalında görev alan bir muhabir. Bekar.
Bu iki isim, 2 yıl önce çıkmaya başlıyorlar.
Erkek, kadına, boşanma aşamasında olduğunu söylüyor, ‘ayrıyız zaten, yarın öbür gün, resmen boşanmış olacağım’ diyor.
Fakat bu doğru değil, evliliği gayet normal bir şekilde sürüyor.
Fakat kadın muhabir, inanmış bir kere, yakın arkadaşlarına ve bazı akrabalarına, bu erkek yöneticiyi ‘müstakbel eşim’ diye tanıtıyor.
Fakat geçtiğimiz günlerde, erkek yöneticinin ailesi, bir şekilde bu ilişkiden haberdar oluyor.
Ve erkek yönetciyle eşinin yaşadığı evde çok büyük kavga patlak veriyor.
Yumruklar konuşuyor.
Yönetici, evden yaka paça sokağa atılıyor.
Skandalın asıl başladığı noktaysa burası:
Yönetici daha sonra ilişki yaşadığı muhabire, şantaj ve tehdit uygulamaya başlıyor.
‘Eşimi arayıp hiçbir ilişkimizin olmadığını söyleyeceksin yoksa özelimizi herkes öğrenir, en çok da ailen. Erkek olarak benim kaybedecek bir şeyim yok’ diyor.
Muhabir çaresiz, ilişki yaşadığı adamın eşini arıyor, skandalı yalanlıyor ama eş inanmıyor.
Çünkü daha önce de benzer skandallar yaşanmış.
Uzatmayayım sevgili sırdaşlar.
Bu erkek yönetici evine dönemedikçe ve herkes bu skandalı konuştukça, kadın muhabir arkadaşımız üzerinde baskıyı artıyor ‘benim devlette, istihbaratta üst düzey tanıdıklarım var, hayatı sana zindan ederim’ diyormuş.
Kadınsa kandırılması, tehditler ve şantajlar arasında, muhafazakar olan ailesinin bu skandalı kaldıramayacağı düşüncesiyle sıkışmış kalmış durumda.
Umarım benim bu skandalı ifşa etmem, hiç değilse kadına şiddetin bir türü olan bu baskı silsilesini bir sona erdirir.
Ben isimleri açık da yazardım ama emin olun en çok bu yöneticinin eşi, onun ailesi ve kadın gazeteci için yazmamayı tercih ettim.
Burada asıl önemli olan bir başka nokta daha var.
Çalıştıkları medya kuruluşunda hemen hemen herkes bu skandalı biliyormuş, ve bu erkek yöneticinin bir başka çalışanlarına hayatı zindan etmesini izliyormuş.
Bu rezaletten, o erkek yönetici kadar, bu yöneticinin yaptıklarına göz yuman kanal yönetimi de sorumlu.
Hem de birinci dereceden!
CİNER MEDYADA İKRAMİYE İSYANI
Sırdaşlar, medyada ekonomik çöküş yaşandığından beri emin olun, mail kutum dolup dolup taşıyor.
Bir yandan derdinizi bana emanet ettiğiniz için çok mutlu oluyorum.
Diğer yandan yaşadıklarınızı gördükçe, nefes alamaz hale geliyorum.
Aklımda bir fikir var.
Siz bana dertlerinizi maille kısa kısa birer paragraf halinde, daha çok atın.
Ben de ‘MEDYANIN HAFTALIK UTANÇ RAPORU’ gibi bir başlık altında, kısa kısa toplayayım.
Bakalım tutacak mı?
Yapabilecek miyiz?
Bu haftanın isyan merkezlerinden biri Ciner Medya yoldaşlar.
Emekçinin bana gönderdiği bir mesaj şöyle:
‘Bloomberg HT, Show TV çalışanlarına birer maaş ikramiye verildi. Habertürk’tense sadece İnsan Kaynaklarına ve muhasebeye verilmiş.
Yani ikramiye almayan sadece Habertürk çalışanları oldu. İkramiye alanlar büyük bir sır gibi saklıyorlar. Bu ikramiye de bahane gösterilerek maaş zam oranlarının düşük tutulacağı konuşuluyor. Gerçekse Habertürk çalışanları hem ikramiye alamayacak hemde düşük zam oranıyla karşı karşıya kalacak. Sesimizi duyur Keskin Kalem.’
Bu iddialar doğru mu?
Öyleyse Habertürk çalışanları üvey evlat mı?
Çalışanlarınıza üvey evlat gibi hissettirmek istemiyorsanız, umarım bu adaletsizlik iddiasının üzerine ciddiyetle gidersiniz ve emekçiyi sevindirirsiniz.
Aldığım bir diğer mesajsa Demirören medyadan:
‘Sabah gazetesi çalışanlarına kişi başı 12 bin 500 lira maaş promosyonu ödedi… Demirören’de tık yok… Zam oranlarının ne olacağı da sır gibi saklanıyor. Yöneticiler ölüye yatıyor, hiçbiriyle maaş konuşamıyoruz. Kimse geçinemiyor, canımıza tak etti. Çıkar simit satarım daha çok kazanırım.’
Şimdi ben bu mesaja ne diyeyim?
Yüreği yanmış, bu emekçiye ne cevap vereyim?
Keyfine bakan Demirören yöneticilerine nasıl sesleneyim?
Yemin ediyorum tansiyonum çıktı yoldaşlar, elimden kötü kelimeler çıkmadan yazımı sonlandırıyorum.
HERKESİ KENDİ VİCDANIYLA BAŞ BAŞA BIRAKIYORUM.
AMA EMİN OLUN, BU İSYANIN HESABI ÖBÜR DÜNYADA DEĞİL,
BU DÜNYADA GÖRÜLÜR.
YARIN ÇALIŞTIRACAK İNSAN BULAMADIĞINIZDA DÖNER DÖNER BU YAZILARI OKURSUNUZ.
keskinkalem@medyaradar.com