HANGİ HABERTÜRK YAZARI TACİZCİ ÇIKTI? İKLİM BAYRAKTAR'DAN ŞOK İDDİA!
Deniz Baykal ile "taciz" iddiası üzerine söyleşi yapan Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, duydukları karşısında şoke olmuş.
Oda TV muhabiri İklim Bayraktar’ın, Deniz Baykal’a, Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya’nın da kendisini taciz ettiğini anlatmış.
Daha sonra Deniz Baykal ile taciz iddiası üzerine konuşan Muharrem Sarıkaya Baykal’dan şunları duymuş;
Baykal, Sarıkaya’ya önce "Söyle bakalım, sen Bayraktar’ı tanıyor musun?" diye sormuş... Muharrem Sarıkaya onunla nasıl karşılaştıklarını Baykal’a şöyle anlatıyor:
"Ayrılmanızın ardından Mayıs 2010’da yapılan kurultay salonunda yanıma gelip Türkiye’nin en iyi gazetecisi olduğunu ve ’HABERTÜRK’te yazarlık yapması gerektiğini’ söyledi. Ben de buna Genel Yönetmenimiz Fatih Altaylı ile patronumuz Turgay Ciner’in karar vereceğini belirttim. ’O zaman söyleyin, beni yazar yapsınlar’ deyince, ’Sizi tanımıyorum ki’ deyip uzaklaştım.
İki gün sonra büroya gelmiş. Bu kez muhabir olmak istiyordu. Görüşmemiz kısa sürdü, ’Kadrom yok’ deyip gönderdim."
BAYKAL’A "BENİ TACİZ ETTİ" DEMİŞ
Sözüm bitince Baykal, "Biliyor musun, 15 dakikalık o görüşmede senin tacizini anlattı" deyip gülerek devam etti: "Ankara’da bazı gazete yöneticilerini ve duayen ağabeylerinizi de ziyaret etmiş. Senin de arasında bulunduğun arkadaşların için bana, ’Beni taciz ettiler’ iddiasında bulundu..."
Bayraktar’ın bu iddiayı başkalarına da söylediğini belirtip aktardı: "Bu kişi seni ziyaretten sonra bir duayen ağabeyine gitmiş. Bana da söylediği gibi ’Bana tacizde bulundu’ demiş. Başka gazete yöneticilerinin de tacizde bulunduğunu belirtince duayeniniz,
-’Aman kızım, sen şimdi benim için de aynı şeyi söylersin’ deyip kapı dışarı etmiş."
Şaşkınlıkla, "Deniz Bey çok kısa görüştüm; yanımda asistanım Pınar da vardı" dedim.
Baykal, esprili üslubunu sürdürdü: "Ben anlamam, ama şimdi sen beni anlıyor musun?"
Ürktüm, midem bulandı...
Önceki akşam Teke Tek’te Bayraktar’ı ağırlayan Genel Yayın Yönetmenimiz Altaylı’ya durumu aktardım. Altaylı, "Program arası Bayraktar ile sohbet ederken senin de adın geçmişti" deyip anlattı: "Senin yanına geldiğini ve ’Kadrom yok’ deyip kendisiyle görüşmeden gönderdiğini anlattı.
Bana senin tavrından yakındı..."
Şaşırdım... Acaba hangi versiyonu doğruydu?
Ben kendime inanıp, Aşık Daimi’nin "Bu da gelir, bu da geçer..." dizelerini mırıldanarak işime baktım.
Daha sonra Deniz Baykal ile taciz iddiası üzerine konuşan Muharrem Sarıkaya Baykal’dan şunları duymuş;
Baykal, Sarıkaya’ya önce "Söyle bakalım, sen Bayraktar’ı tanıyor musun?" diye sormuş... Muharrem Sarıkaya onunla nasıl karşılaştıklarını Baykal’a şöyle anlatıyor:
"Ayrılmanızın ardından Mayıs 2010’da yapılan kurultay salonunda yanıma gelip Türkiye’nin en iyi gazetecisi olduğunu ve ’HABERTÜRK’te yazarlık yapması gerektiğini’ söyledi. Ben de buna Genel Yönetmenimiz Fatih Altaylı ile patronumuz Turgay Ciner’in karar vereceğini belirttim. ’O zaman söyleyin, beni yazar yapsınlar’ deyince, ’Sizi tanımıyorum ki’ deyip uzaklaştım.
İki gün sonra büroya gelmiş. Bu kez muhabir olmak istiyordu. Görüşmemiz kısa sürdü, ’Kadrom yok’ deyip gönderdim."
BAYKAL’A "BENİ TACİZ ETTİ" DEMİŞ
Sözüm bitince Baykal, "Biliyor musun, 15 dakikalık o görüşmede senin tacizini anlattı" deyip gülerek devam etti: "Ankara’da bazı gazete yöneticilerini ve duayen ağabeylerinizi de ziyaret etmiş. Senin de arasında bulunduğun arkadaşların için bana, ’Beni taciz ettiler’ iddiasında bulundu..."
Bayraktar’ın bu iddiayı başkalarına da söylediğini belirtip aktardı: "Bu kişi seni ziyaretten sonra bir duayen ağabeyine gitmiş. Bana da söylediği gibi ’Bana tacizde bulundu’ demiş. Başka gazete yöneticilerinin de tacizde bulunduğunu belirtince duayeniniz,
-’Aman kızım, sen şimdi benim için de aynı şeyi söylersin’ deyip kapı dışarı etmiş."
Şaşkınlıkla, "Deniz Bey çok kısa görüştüm; yanımda asistanım Pınar da vardı" dedim.
Baykal, esprili üslubunu sürdürdü: "Ben anlamam, ama şimdi sen beni anlıyor musun?"
Ürktüm, midem bulandı...
Önceki akşam Teke Tek’te Bayraktar’ı ağırlayan Genel Yayın Yönetmenimiz Altaylı’ya durumu aktardım. Altaylı, "Program arası Bayraktar ile sohbet ederken senin de adın geçmişti" deyip anlattı: "Senin yanına geldiğini ve ’Kadrom yok’ deyip kendisiyle görüşmeden gönderdiğini anlattı.
Bana senin tavrından yakındı..."
Şaşırdım... Acaba hangi versiyonu doğruydu?
Ben kendime inanıp, Aşık Daimi’nin "Bu da gelir, bu da geçer..." dizelerini mırıldanarak işime baktım.