HANGİ GAZETE KİMİ DESTEKLİYORSA DİBİNE KADAR O PARTİNİN EMRİNDEYMİŞ GİBİ DAVRANIYOR!
Bilmem dikkatinizi çekiyor mu, son dönemlerde gazetecilerin önemli bir bölümü, gerçek mesleklerini unuttular...
Gazeteciliği bıraktık, parti sözcüsü olduk
Bilmem dikkatinizi çekiyor mu, son dönemlerde gazetecilerin önemli bir bölümü, gerçek mesleklerini unuttular ve sanki bir partinin sözcüsüymüş gibi konuşuyor, körü körüne yandaşlık yapıyorlar. Bu hastalık sadece bir kesime aitte değil. Her iki cephede de aynı örnekleri görebiliyorsunuz.
Geçenlerde bir TV kanalında, medyamızın önde gelen isimlerinden biri konuşuyor ve genel durumu değerlendiriyordu. Önce pek anlamadım, ancak dikkat edince, konuşanın bir gazeteci değil, bir siyasi parti sözcüsüymüş gibi cümleler kurduğunu anladım. Kulaklarımı açtım ve duyduklarıma inanamadım.
İktidar partisini ve Başbakan’ı öylesine sert, öylesine aşağılayıcı şekilde eleştiriyordu ki, şaşırmamak imkansızdı. Bir gazetecinin eleştiride bulunması son derece doğaldır, ancak diliniz amacını aşar ve hakarete varacak kelimeler kullanmaya başlarsanız, işin rengi değişir. Gazeteci değerlendirme yapar, fikrini söyleyebilir, ancak bir “taraf” olmamaya dikkat eder. Hiç değilse her iki tarafı da ele alır.
Meslekdaşımı dinledikçe, kendi kendime “Kardeşim sen gazeteci misin, yoksa politikacı mısın?” dedim.
Bir başka kanala geçtim, bir de ne göreyim...
Muhalefeti yerden yere vuran bir başka meslekdaşım, iktidarın sözcüsü gibi konuşuyor. İktidar liderine toz kondurmuyor. Ters bir soru gelirse, hemen tepki gösteriyor, Başbakanını koruyor.
Bir başka kanalda, Kürtler yerden yere vuruluyor.
Konuşan gazeteci arkadaşın bazı yazılarını hatırladım. İktidar partisinin “Demokratik Açılım”ı sırasında Kürtleri yere göğe sığdıramıyordu.
Bir de gazeteleri açıp manşetlere, haberlere bakın.
Orada da farklı bir manzarayla karşılaşmayacaksınız.
Hangi gazete kimi destekliyorsa, dibine kadar o partinin emrindeymiş gibi davranıyor. Haber başlıkları düşmanca hazırlanıyor. Kimse kimseyi aldatmasın, herkes yandaş gibi davranıyor. Mesleğimizi elimizden kaçırdığımızın farkında değiliz.
Üstelik hiçbirimiz, desteklediğimiz partilere de yaranamıyoruz. Zaten yaranılmaz. Partiler yandaşlarını kullanır ve sonra sırtlarını dönerler.
Güzelim mesleğimize yazık ediyoruz.
Mehmet Ali Birand/Posta
Bilmem dikkatinizi çekiyor mu, son dönemlerde gazetecilerin önemli bir bölümü, gerçek mesleklerini unuttular ve sanki bir partinin sözcüsüymüş gibi konuşuyor, körü körüne yandaşlık yapıyorlar. Bu hastalık sadece bir kesime aitte değil. Her iki cephede de aynı örnekleri görebiliyorsunuz.
Geçenlerde bir TV kanalında, medyamızın önde gelen isimlerinden biri konuşuyor ve genel durumu değerlendiriyordu. Önce pek anlamadım, ancak dikkat edince, konuşanın bir gazeteci değil, bir siyasi parti sözcüsüymüş gibi cümleler kurduğunu anladım. Kulaklarımı açtım ve duyduklarıma inanamadım.
İktidar partisini ve Başbakan’ı öylesine sert, öylesine aşağılayıcı şekilde eleştiriyordu ki, şaşırmamak imkansızdı. Bir gazetecinin eleştiride bulunması son derece doğaldır, ancak diliniz amacını aşar ve hakarete varacak kelimeler kullanmaya başlarsanız, işin rengi değişir. Gazeteci değerlendirme yapar, fikrini söyleyebilir, ancak bir “taraf” olmamaya dikkat eder. Hiç değilse her iki tarafı da ele alır.
Meslekdaşımı dinledikçe, kendi kendime “Kardeşim sen gazeteci misin, yoksa politikacı mısın?” dedim.
Bir başka kanala geçtim, bir de ne göreyim...
Muhalefeti yerden yere vuran bir başka meslekdaşım, iktidarın sözcüsü gibi konuşuyor. İktidar liderine toz kondurmuyor. Ters bir soru gelirse, hemen tepki gösteriyor, Başbakanını koruyor.
Bir başka kanalda, Kürtler yerden yere vuruluyor.
Konuşan gazeteci arkadaşın bazı yazılarını hatırladım. İktidar partisinin “Demokratik Açılım”ı sırasında Kürtleri yere göğe sığdıramıyordu.
Bir de gazeteleri açıp manşetlere, haberlere bakın.
Orada da farklı bir manzarayla karşılaşmayacaksınız.
Hangi gazete kimi destekliyorsa, dibine kadar o partinin emrindeymiş gibi davranıyor. Haber başlıkları düşmanca hazırlanıyor. Kimse kimseyi aldatmasın, herkes yandaş gibi davranıyor. Mesleğimizi elimizden kaçırdığımızın farkında değiliz.
Üstelik hiçbirimiz, desteklediğimiz partilere de yaranamıyoruz. Zaten yaranılmaz. Partiler yandaşlarını kullanır ve sonra sırtlarını dönerler.
Güzelim mesleğimize yazık ediyoruz.
Mehmet Ali Birand/Posta