Hanefi Avcı 'rütbe' soruşturmasında savunma yaptı: "Demirtaş bahane, asıl gerekçe..."

Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı rütbelerinin geri alınmasına ilişkin başlatılan soruşturmada savunma yaptı. Avcı, eski konuşmalarının cezalandırmak için bahane edildiğini asıl gerekçenin Halk TV ve Independent Türkçe'ye verdiği röportaj olduğunu söyledi.

Sabah gazetesi geçen haftalarda eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'ya soruşturma açıldığını ve rütbelerinin geri alınacağını yazdı.

Haberde Hanefi Avcı'nın katıldığı bir programda Selahattin Demirtaş'ın tutukluluğunu eleştiren ifadeleri nedeniyle soruşturma açıldığı belirtilerek "Emniyet Genel Müdürlüğü, söz konusu programda Hanefi Avcı'nın kurduğu cümleler ile '6-8 Ekim olaylarına ilişkin yapılan kışkırtıcı sokak çağrısının ve silahlı terör örgütüne yönelik açıklamaların hukuka uygun olduğu izlenimi yaratmaya çalıştığı' gerekçesi ile soruşturma başlattı" ifadesine yer verildi.

Avcı bahsi geçen soruşturmayla ilgili savunma yaptı. Avcı'dan Demirtaş hakkında yaptığı açıklamaya ilişkin olarak "eski bir Emniyet Teşkilatı personeli olarak kamuoyunu ‘Kobani olaylarına ilişkin siyasi çevrelerce yapılan provokatif açıklamalar ile silahlı terör örgütüne yönelik övücü/destekleyici mahiyetteki açıklama ve çağrıların meşru olduğu’ şeklinde etkilediğiniz/etkilemeye çalıştığınız değerlendirilmektedir" denilerek savunması talep edildi.

Avcı, "Selahattin Demirtaş ve benzeri kişiler hakkında fikir ve düşünce açıklamalarından dolayı tutuklanma durumlarıyla ilgili açıklamalarım 2017, 2020 yılarından beri bir çok TV ve basın organında yer almış olup, en sonuncusu 30 Mart 2022 TV NET’teki “Sert Sorular” programında yer almış, burada da yeni açıklama değil, bu konuda eski yıllardaki beyanlarıma dayanarak sorulan soruya, aynı şekilde eskiden anlattığım şekilde cevap verdim" diyerek yanıtladı.

Avcı bu konu hakkındaki konuşmasının tarihinin ilk olarak 2017 yılı olduğunu hatırlatarak "Soruların içeriğinin anlamsızlığı bir yana, sorularınıza konu olaylar çok eski tarihli olup, bugüne, yakın tarihe dair hususlar değildir. Ayrıca bugüne kadar neden işleme konmayıp bugün işleme konduğunun sebebi yoktur" dedi.

"SORULAR BAHANE ASIL CEZALANDIRMA SEBEBİNİZ HALK TV'DEKİ ELEŞTİRİLERİM"

Avcı savunmasında "Rütbe, unvan ve bazı sosyal haklarımın kısıtlanarak cezalandırmam konusunda harekete geçen idarenizin cevaplamam amacıyla şahsıma gönderilen soruların aslında gerçek sebep olmadığı, bunların bahane olduğu, asıl cezalandırma sebebinizin 27.05.2020’de Halk TV’de, 30.05.2022 tarihlerinde Türkçe İndependet’ta yaptığım açıklamalar ve eleştirilerim olduğu kanaatindeyim" diye kaydetti.

Avcı şöyle devam etti:

"Bu sorularda iddia edilen konuların eski tarihli olması yanında, içerikleri de hiçbir ciddi araştırma ve soruşturmaya ve hakkımda işlem başlatmaya sebep teşkil edecek nitelikte değildir. Çünkü bu örgüte karşı herkesten önce 2010 yılında açıktan ve aktif olarak karşı tavır aldığım, mücadele ettiğim herkesçe bilinen bir vakadır."

Kendisini cezalandırmaya yönelik işlemlerin 27 Mayıs 2022 akşamı Halk TV de SADAT ve yaklaşan seçimler konusundaki eleştirileri olduğunu ifade eden Avcı ayrıca 30 Mayıs 2022 tarihinde İndependet Türkçe'ye verdiği röportadaki yolsuzluk hakkındaki ifadelerinin asıl gerekçe olduğunu söyledi.

"FETÖ İLE BAĞI VARMIŞ HAVASI VEREN SORULAR SORMANIZ HAKSIZ VE ADALETSİZDİR"

Avcı FETÖ ile ilişkilendirilmesine ilişkin olarak ise, FETÖ ile mücadele sürecine bakıldığından bu iddiaların anlamsız kaldığını dile getirdi.

Avcı şunları kaydetti:

"Kamuda görevli konuları bilen herkesin cemaattin kumpaslarına, kurumlardaki aleni faaliyetlerine rağmen ses çıkarmadığı 2008-2010 yıllarında bu örgütün ülkemiz için yaratacağı sorunları görüp bu örgüte alenen karşı tavır aldım, mesleğimi, ailemi, geleceğimi, hayatımı riske soktum. Önce İçişleri Bakanlığı’na, sonra Ankara, İstanbul savcılarına, sonra adalet bakanına olayı anlatıp gelen tehlike konusunda önce şifahi uyardım, sonra bu örgütün hukuka aykırı dinleme ve faaliyetlerinin önlenmesi ve hukuka aykırı dinlemelerin nasıl ortaya çıkarılacağını anlatan yazılı dilekçeler verdim. (Kitabımın 489-501 sayfalarında örneği mevcut) sonra Başbakanlık Müsteşarı ve Başbakanın danışmanlarına anlattım, hiçbir işlem yapılmaması üzerine, cemaatin faaliyet, eylem ve kumpaslarını, anlayan “Haliç’te Yaşayan Simonlar Dün Devlet Bugün Cemaat” isimli kitabımı yazdım. Kitabın da cemaatin (FETÖ) polis, yargı, MİT, TSK içerisinde örgütlenerek yarattığı ve yaratacağı sorunları anlattım.

Kitabım sonrası, ne teşkilatım ne de hükümet beni korumadığı, cemaate yönelik tedbirler almadığı gibi, FETÖ mensuplarının organizesinde şahsıma yönelik hukuksuz uygulamalara destek oldular. Bu destekle önce tutuklandım, 4 ayrı terör örgütüne mensup olmak veya yardım etmekten hakkımda davalar açıldı, cemaat mensupları kitabımda anlatılanlar dolayısı ile bana kişisel haklarına saldırı bahanesi ile 10 ayrı mahkemede hukuk/tazminat ve ceza davaları açıldı, tazminatlara ve cezalara mahkum oldum.

Bugün FETÖ’ye karşı samimi mücadele ediyorlar. Ama dün cemaati alkışlayıp onun bizim üzerimizde devlet gücünü kullanmalarına müsaade ettikleri gerçeği ortada iken bugün bu soruşturma bahanesiyle de olsa sanki eski tarihlerde FETÖ ile bir bağı varmış havası veren sorular sorulması haksız ve adaletsizdir, iftiradır."

"BU YASA BENİ KAPSAMAZ"

Avcı kendisinin 2012 yılında emekli olduğunu ancak hakkındaki idari yargı kararları kaldırılınca iyaş haddini aştığı için, göreve başlatılmadan 15.02.2016 tarihinde sosyal haklarını kazandığını söyledi. Avcı bu sebeple bu yasanın kendini kapsaayacağını dile getirerek mevcut yasanın OHAL dönemi mevzuatı olduğunu Anayasa ve temel hukuk anlayışına aykırı olduğunu söyledi.