Hanefi Avcı gönderdi! Hrant Dink davasına damga vuran mektup!
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink Cinayeti'ne ilişkin 2'si tutuklu 35 sanıklı davanın 10. duruşması başladı.
İstanbul Adalet Sarayı'nda bulunan 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada tutuklu bulunan sanıklar eski emniyet müdürü Ali Fuat Yılmazer ve eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek hazır bulundu. Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Ercan Demir'in de aralarında bulunduğu 10 tutuksuz sanık hazır bulunduğu duruşmaya, Ogün Samast ve Yasin Hayal ise hükümlü bulundukları cezaevinden Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Mahkeme Başkanı Canel Rüzgar, Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın mahkemeye iki sayfalık bir mektup gönderdiğini ve mektubu üye hakimin okuyacağını açıkladı.
"BUNU SANA KİM SÖYLEDİ İSE ALÇAKLIK YAPMIŞTIR"
Hanefi Avcı mektubunda kendisini Sabri Uzun aracılığıyla telefonla arayan Muhittin Zenit'in, kendisinin tutuklanması yönünde girişimlerde bulunduğunu iddia ettiğini belirtti. Avcı, Zenit'e 'Bunu nereden çıkardın, ben senin tutuklanman için niye uğraşayım. Bunu sana kim söyledi ise alçaklık yapmıştır..Ben kimim ki böyle bir rolüm olsun" diye cevap verdiğini mektubunda belirtti.
MUHİTTİN ZENİT: GENEL OLARAK KONUŞULANLARDAN BU ÇIKARIMDA BULUNDUM
Mektubun üye hakim tarafından okunmasından sonra söz verilen tutuksuz sanık Muhittin Zenit, Hanefi Avcı benim için televizyonda, 'Zenit kamu görevlisi, neden tutuklandığını anlamıyorum' dedi. İnsanlar benim üzerimden bir şeyler yapmak istiyor. Ben sadece görevimi yaptım. Avcı'ya telefonda herhangi bir isim vermedim. Kimse bana böyle bir şey söylemedi. Genel olarak konuşulanlardan bu çıkarımda bulundum" diye cevap verdi.
SABRİ UZUN: HERKES ÜRKMÜŞ BİR ŞEY SÖYLEMİYOR
Mektupta adı geçen ve duruşmada söz verilen eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun da mektupta yazanların hepsinin yaşandığını belirterek, "'Ne duyduysan anlat' diyerek Hanefi Avcı'yı aradım ve telefonu Muhittin Zenit'e verdim. Yapılan konuşmada Muhittin Zenit bunları söyleyenlerin kim olduğu hakkında isim vermedi. Adam ürkmesi at ürkmesine benzemez. Herkes ürkmüş bir şey söylemiyor. Birşeylerden korkmuş ama söyleyemiyor. 'Cemaat eski gücüne kavuşursa benim durumum ne olur' diye korkuyorlar" şeklinde konuştu.
ZENİT: NE CEMAATTEN NE ÖRGÜTTEN KORKMUYORUM
Bunun üzerine tekrar söz alan Zenit, "Kimseden korkmuyorum. Ne cemaatten, ne örgütten korkmuyorum. Herşeyi açık yüreklilikle konuşuyorum. Saklayacağım bir şey yok" diye cevap verdi.
SANIK YILMAZER: GÜLEN İLE İLGİLİ ÇALIŞMALARDAN SORUMLU BENDİM
Davanın tutuklu sanığı Ali Fuat Yılmazer de Sabri Uzun'a soru sormak istediğini belirtti. Yılmazer, "Hanefi Avcı'nın mektubunu okudum. Muhittin Zenit inkar etti. Arkasından birşeyler söylemeye çalıştı. Bundan anladığım asıl Zenit'i yönlendirmeye çalışanlar Hanefi Avcı'larmış. Sabri Uzun 3 dönem İstihbarat Daire Başkanlığı yaptı. Beni 'C' Şube'ye müdür olarak görevlendiren kendisidir. Tarikatlardan ve cemaatlerden sorumluydum. Gülen ile ilgili çalışmalardan sorumlu bendim. Bana ne gibi talimatlar vermiştir? diye sordu. Söz alan Sabri Uzun da "Bu soruya cevabım çok uzun olacak, davaya katkı sağlamayacak. Şu an cevap vermek istemiyorum" diye cevap verdi. Sanık Yılmazer de, "Sabri Uzun'un devamlı Fetullah Gülen lehinde raporlar yazmam konusunda bana telkinleri olmuştur. Çok net söylüyorum, bunu da ilerde sorarsınız" diye cevap verdi. Duruşma Özkan Mumcu'nun ifade vermesi ile devam ediyor.
HANEFİ AVCININ İKİ SAYFALIK MEKTUBU
14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı'na diye başlayan 2 sayfalık mektupta şu ifadelere yer verildi: "Mahkemenizde görülmekte olan Hrant Dink Davası'nda sanık Muhittin Zenit'in mahkemenizce tahliyesi'nden kısa bir süre sonra şahsımı telefonla arayan Sabri Uzun "...yanında Muhittin Zenit'in olduğunu ve benim onun yeniden tutuklanması için savcılık nezdinde girişimde bulunduğumu söylediğini,...'Bunun doğru olamayacağına ikna edemediğini...' söyleyerek telefonu benimle görüşmesi için Zenit'e verdi. Zenit telefonda "...Müdürüm yapmayın, ben çok zorluk çektim onların içinde kaldım. (Cemaat içinde kalan polisleri kastederek) önce 'Ajansın' dediler, sonra bana yöneldiler. Beni tutuklatmayın, mağdur oldum" sözlerini tekrarlıyordu. Ona 'Bunu nereden çıkardın, ben senin tutuklanman için niye uğraşayım. Bunu sana kim söyledi ise alçaklık yapmıştır. ...Ben niye senin tutuklanmanı isteyeyim...Ben kimim ki böyle bir rolüm olsun....Bunu sana kim nasıl söyler..." dediğimde Zenit, 'Bana sizin davanın savcısını etkileyerek tahliye kararına karşı tutuklanmam konusunda 15 Ağır Ceza Mahkemesi'ne savcıya itiraz ettirdiğiniz söylüyorlar" demesi üzerine Bunların saçma sapan şeyler olduğunu, benim bu dava dosyasında ifadem olduğunu...orada iddialara katılmadığımı sanıklar açısında en fazla görevi ihmal / görevi kötüye kullanma olduğu kanaatinde olduğumu belirttiğimi" söylediğimde , 'O ifadeyi biliyorum okudum' dedi. " ifadelerini kullandı.
"KÖTÜ NİYETLİ, YALAN YANLIŞ ŞEYLERİ YAYAN KİŞİLERİN ORTAYA ÇIKARILMASINI ARZ VE TALEP EDERİM"
Mektup şöyle devam etti: Bu konuşmamdan kısa süre sonra çok rahatsız oldum. Nasıl bu kadar garip bir şey iddia edilebilirdi. Benim bu kaanati uyandıracak hiçbir hareketim olmadığı halde birileri bu asılsız iddialarda bulunabilirdi. Kötü niyetli birileri ortamı bulandırmak istiyordu. Tekrar telefonla aradım, yaptığımız konuşmada bu iddiaların hiçbir şekilde doğru olmadığını, bunu söyleyenlere karşı karşıya gelmek istediğimi., onlara hesap soracağımı kim sana söyledi diyerek isimlerini söylemesini istediğimde tekrar aynı şekilde haksız tutuklandığını, zorluk çektiğini kendisine böyle söylendiğini tekrar ett, kişilern isimlerini vermedi. Anladım ki dava dosyasının üzerinde birileri provakasyon yapmak istiyor. Davanın tarafları yalan, yanlış bilgiler vererek etkilemek istiyor. Davanın gerçeğinin ortaya çıkarılmasına karşı aslı olmayan şeylerle diğer kişileri iğfal etmeye çalışıyor. Durumun mahkemenizce de bilinmesini, bu konunun aydınlatılması için bu iddiada bulunan Muhittin Zenit ve konuşmalar tanık olan Sabri Uzun'dan da sorularak kötü niyetli, yalan yanlış şeyleri yayan kişilerin ortaya çıkarılmasını arz ve talep ederim. Hanefi Avcı."
"BUNU SANA KİM SÖYLEDİ İSE ALÇAKLIK YAPMIŞTIR"
Hanefi Avcı mektubunda kendisini Sabri Uzun aracılığıyla telefonla arayan Muhittin Zenit'in, kendisinin tutuklanması yönünde girişimlerde bulunduğunu iddia ettiğini belirtti. Avcı, Zenit'e 'Bunu nereden çıkardın, ben senin tutuklanman için niye uğraşayım. Bunu sana kim söyledi ise alçaklık yapmıştır..Ben kimim ki böyle bir rolüm olsun" diye cevap verdiğini mektubunda belirtti.
MUHİTTİN ZENİT: GENEL OLARAK KONUŞULANLARDAN BU ÇIKARIMDA BULUNDUM
Mektubun üye hakim tarafından okunmasından sonra söz verilen tutuksuz sanık Muhittin Zenit, Hanefi Avcı benim için televizyonda, 'Zenit kamu görevlisi, neden tutuklandığını anlamıyorum' dedi. İnsanlar benim üzerimden bir şeyler yapmak istiyor. Ben sadece görevimi yaptım. Avcı'ya telefonda herhangi bir isim vermedim. Kimse bana böyle bir şey söylemedi. Genel olarak konuşulanlardan bu çıkarımda bulundum" diye cevap verdi.
SABRİ UZUN: HERKES ÜRKMÜŞ BİR ŞEY SÖYLEMİYOR
Mektupta adı geçen ve duruşmada söz verilen eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun da mektupta yazanların hepsinin yaşandığını belirterek, "'Ne duyduysan anlat' diyerek Hanefi Avcı'yı aradım ve telefonu Muhittin Zenit'e verdim. Yapılan konuşmada Muhittin Zenit bunları söyleyenlerin kim olduğu hakkında isim vermedi. Adam ürkmesi at ürkmesine benzemez. Herkes ürkmüş bir şey söylemiyor. Birşeylerden korkmuş ama söyleyemiyor. 'Cemaat eski gücüne kavuşursa benim durumum ne olur' diye korkuyorlar" şeklinde konuştu.
ZENİT: NE CEMAATTEN NE ÖRGÜTTEN KORKMUYORUM
Bunun üzerine tekrar söz alan Zenit, "Kimseden korkmuyorum. Ne cemaatten, ne örgütten korkmuyorum. Herşeyi açık yüreklilikle konuşuyorum. Saklayacağım bir şey yok" diye cevap verdi.
SANIK YILMAZER: GÜLEN İLE İLGİLİ ÇALIŞMALARDAN SORUMLU BENDİM
Davanın tutuklu sanığı Ali Fuat Yılmazer de Sabri Uzun'a soru sormak istediğini belirtti. Yılmazer, "Hanefi Avcı'nın mektubunu okudum. Muhittin Zenit inkar etti. Arkasından birşeyler söylemeye çalıştı. Bundan anladığım asıl Zenit'i yönlendirmeye çalışanlar Hanefi Avcı'larmış. Sabri Uzun 3 dönem İstihbarat Daire Başkanlığı yaptı. Beni 'C' Şube'ye müdür olarak görevlendiren kendisidir. Tarikatlardan ve cemaatlerden sorumluydum. Gülen ile ilgili çalışmalardan sorumlu bendim. Bana ne gibi talimatlar vermiştir? diye sordu. Söz alan Sabri Uzun da "Bu soruya cevabım çok uzun olacak, davaya katkı sağlamayacak. Şu an cevap vermek istemiyorum" diye cevap verdi. Sanık Yılmazer de, "Sabri Uzun'un devamlı Fetullah Gülen lehinde raporlar yazmam konusunda bana telkinleri olmuştur. Çok net söylüyorum, bunu da ilerde sorarsınız" diye cevap verdi. Duruşma Özkan Mumcu'nun ifade vermesi ile devam ediyor.
HANEFİ AVCININ İKİ SAYFALIK MEKTUBU
14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı'na diye başlayan 2 sayfalık mektupta şu ifadelere yer verildi: "Mahkemenizde görülmekte olan Hrant Dink Davası'nda sanık Muhittin Zenit'in mahkemenizce tahliyesi'nden kısa bir süre sonra şahsımı telefonla arayan Sabri Uzun "...yanında Muhittin Zenit'in olduğunu ve benim onun yeniden tutuklanması için savcılık nezdinde girişimde bulunduğumu söylediğini,...'Bunun doğru olamayacağına ikna edemediğini...' söyleyerek telefonu benimle görüşmesi için Zenit'e verdi. Zenit telefonda "...Müdürüm yapmayın, ben çok zorluk çektim onların içinde kaldım. (Cemaat içinde kalan polisleri kastederek) önce 'Ajansın' dediler, sonra bana yöneldiler. Beni tutuklatmayın, mağdur oldum" sözlerini tekrarlıyordu. Ona 'Bunu nereden çıkardın, ben senin tutuklanman için niye uğraşayım. Bunu sana kim söyledi ise alçaklık yapmıştır. ...Ben niye senin tutuklanmanı isteyeyim...Ben kimim ki böyle bir rolüm olsun....Bunu sana kim nasıl söyler..." dediğimde Zenit, 'Bana sizin davanın savcısını etkileyerek tahliye kararına karşı tutuklanmam konusunda 15 Ağır Ceza Mahkemesi'ne savcıya itiraz ettirdiğiniz söylüyorlar" demesi üzerine Bunların saçma sapan şeyler olduğunu, benim bu dava dosyasında ifadem olduğunu...orada iddialara katılmadığımı sanıklar açısında en fazla görevi ihmal / görevi kötüye kullanma olduğu kanaatinde olduğumu belirttiğimi" söylediğimde , 'O ifadeyi biliyorum okudum' dedi. " ifadelerini kullandı.
"KÖTÜ NİYETLİ, YALAN YANLIŞ ŞEYLERİ YAYAN KİŞİLERİN ORTAYA ÇIKARILMASINI ARZ VE TALEP EDERİM"
Mektup şöyle devam etti: Bu konuşmamdan kısa süre sonra çok rahatsız oldum. Nasıl bu kadar garip bir şey iddia edilebilirdi. Benim bu kaanati uyandıracak hiçbir hareketim olmadığı halde birileri bu asılsız iddialarda bulunabilirdi. Kötü niyetli birileri ortamı bulandırmak istiyordu. Tekrar telefonla aradım, yaptığımız konuşmada bu iddiaların hiçbir şekilde doğru olmadığını, bunu söyleyenlere karşı karşıya gelmek istediğimi., onlara hesap soracağımı kim sana söyledi diyerek isimlerini söylemesini istediğimde tekrar aynı şekilde haksız tutuklandığını, zorluk çektiğini kendisine böyle söylendiğini tekrar ett, kişilern isimlerini vermedi. Anladım ki dava dosyasının üzerinde birileri provakasyon yapmak istiyor. Davanın tarafları yalan, yanlış bilgiler vererek etkilemek istiyor. Davanın gerçeğinin ortaya çıkarılmasına karşı aslı olmayan şeylerle diğer kişileri iğfal etmeye çalışıyor. Durumun mahkemenizce de bilinmesini, bu konunun aydınlatılması için bu iddiada bulunan Muhittin Zenit ve konuşmalar tanık olan Sabri Uzun'dan da sorularak kötü niyetli, yalan yanlış şeyleri yayan kişilerin ortaya çıkarılmasını arz ve talep ederim. Hanefi Avcı."