HADİ GEL EVLENELİM!..NEREDE?..TELEVİZYON KANALININ BİRİNDE!!!

Evlilik programları aldı başını gidiyor. İşte bu olayı tatlı sert eleştiren bir yazı...Milliyet Blog'undan...

- Nasıl bir hanım istiyorsun amca?

- Kapalı olacak, abdestinde, namazında, namuslu... Emekli maaşım, evim var!.. Gerektiği zaman gezmeye gideceğiz...


(Amcam gezmeye gitmeyi bile bir lüks olarak görüyor. Gerektiğinde eşini gezmeye götürecekmiş, atta gidecekler yani.


"Gel karıcığım seni biraz gezdireyim,
Gerekirse hayatından bezdireyim,
Dere tepe düz gidelim,
Şöyle bi gezip gelelim."


- İnşallah, gönlünüze göre birini buluruz! Seni şöyle alayım amcam, telefonları bekleyeceğiz...


Amcam benim... Hem namazında abdestinde olacak hem kapalı hem de namuslu! Valla böyle kadınlar çoktur da, ölçülerin biri diğerine uymayabilir.


* Kapalıdır da paralı askerdir. İş tuttuğunda açar eşarbını neyini.


* Veya abdest alır da herkesin gördüğü çeşmede, namaz kılmayı unutur.


* Ya da namusludur da türban takmaz, namaz kılmaz.


* Namaz kılar da abdest almaz çoğu kez.


* Namussuzdur da namuslu gibi görünür. (Namussuzmuş namussuz, dedirtir.)


Nesnelliklerle maneviyatı nasıl birleştirebiliriz ki!


Bu konuşmalar bir televizyon kanalımızın evlendirme programında geçiyor. Hani meşhur kaynana Semra'mız vardı ya, bir müddet o yaptı bu kanaldaki evlilik programını, ama şimdi yok. Kaynanamız "Gelinim olur musun?" programındaki davranışlarıyla ekran başındakileri çıldırtmıştı. Burada, masum, saygılı ve sevecen bir anne görünümüne büründü, anlaşılan fazla sürmemiş.



Şimdi ismini bilmediğim türkücü bir kadın sunuyor... Dikkat ediyorum da evlenmek için müracaat edenlerin birçoğu, partner bulmakta zorlanacak özelliklere sahip. Ama pehlivan gibi çıkıyorlar ekrana.


Aniden bir göbek havası müziği ve şakıdım şıkıdım oynayan sunucu.
Osman Bey anons ediliyor. Formata göre o da oynayarak, göbek atarak girecek içeri ve göbek atmaya da devam edecek.


Evlenmek için gelenlere niçin göbek attırırlar bilmem. Her halde vatandaş kriz mriz, teğet meğet düşüncelerine kapılmasın diye!


Hayret, Osman Bey göbek atmadan girdi içeri ve sunucunun kulağına eğildi. "Ben yaşlı bir adamım, bembeyaz sakallarımla bu yaşta oynayamam!" filan dediğini tahmin ediyorum.
Mır... mır... da, mır... mır...
Göbek atarak girseydi içeri ayıplardım zaten!


Olur amca sen göbek atmadan geç şu tarafa da niye geldin ki? Evlenmeye geldi amcamız.


- Kaç yaşındasınız? diye soruyor sunucu.


- Yetmiş.


Sunucuda bir sessiz bakış. Ne diyeceğini şaşırdı herhalde.


- Çok mu? sorusuna da cevabı içinden veriyor. "Çok tabii, burada ne işin var?" gibi bir şey.


Gerçekten amiyane deyimle ipini koparan, evlendirme programına çıkıyor. Çoğu biliyor bir eş bulamayacağını ama televizyonda görününce meşhur olacaklarını mı düşünüyorlar, ne! Yine de çıkıyorlar bu programlara.


Nasıl da üşenmezler, saatlerce telefon başında beklerler, televizyon stüdyolarına İstanbul dışından gelenler de çok. Yani şöyle geçerken bir uğramıyorlar, özel olarak geliyorlar. Parası olmayanlar da borç harç bir yerlerden buluyorlardır oraya gelip, bazı durumlarda birkaç gün stüdyo misafiri olmak için.


Bir de bu programların paralı stüdyo seyircileri var, bunların bir kısmı tüm beceriksizliklerine, bilgisizliklerine rağmen yorum da yaparlar, eşlerin birbirine uyum sağlayıp sağlayamayacaklarını söylerler. Nasıl biliveriyorlarsa hemencecik.


Bu programlar niye yapılır?


* Türkiye'de insanların evlenmeleri için kendilerini tanıtacak başka yol olmadığı için mi?


* Seyircileri kızdırmak, uyutmak, fıtık etmek için mi?


* Televizyona çıkıp, boy göstermeyi marifet sananların egolarını tatmin etmek için mi?


* Türk toplumunu iyice yozlaştırmaya katkıda bulunmak için mi?


Tabii bir bildikleri vardır ama açıklayıverseler de ben ve benim gibi meraklılar rahatlasalar!


Sizlerin de düşüncelerini öğrenmek isterim. Okuyup geçmeyin lütfen! Benim sorularıma ilave edeceğiniz maddeler varsa, bir şeyler tahmin ediyorsanız, kısa da olsa bir yorumla belirtin, sevabına!


Yoksa bu programlar gerçekten çok eğlendirici ve kaliteli de ben mi farkında değilim?


Herkese saygı ve sevgiler.


Mustafa Mumcu/ milliyetblog