Habertürk'ten Fatih Altaylı'ya şok sansür! '13 şehit' yazısı uçtu gitti!

Habertürk yazarı Fatih Altaylı'nın  Gara dağındaki mağarada şehit edilen 13 vatandaşımızla ilgili ABD'ye sert eleştiriler yönelttiği "O 13 fotoğrafı Biden’a ve Kongre’ye yollayın" başlıklı köşe yazısı sansüre uğradı.

Türkiye'yi acıya boğan, PKK’nın silahsız 13 Türk vatandaşını şehit ettiği haberini 14 Şubat’ta Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar verdi. Ardından 13 vatandaşımızın PKK’nın 2015 ila 2017 yılları arasında kaçırıp Irak topraklarında Gara’da, dağlık kesimde bir mağarada hapis tuttuğu asker, polis ve MİT görevlilerinden oluştuğu ortaya çıktı.

Haber Türk yazarı Fatih Altaylı da olayla ilgili olarak 14 Şubat 2021 tarihli köşesinde "O 13 fotoğrafı Biden'a ve Kongre'ye yollayın" başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Bu yazıda Fatih Altaylı, Gara dağındaki mağarada şehit edilen 13 vatandaşımızla ilgili ABD'ye sert eleştiriler yöneltti: "Amerika Birleşik Devletleri’nin çok yakın müttefiki, bölgedeki güvenilir partneri PKK/YPG’nin ne yaptığını duydunuz değil mi? ....

Teröre karşı savaş yürüttüğünü iddia eden ABD ordusunun üst düzey unsurlarının PKK/YPG ile el ele kol kola gezmesidir....

Bu nedenle de o mağarada katledilen 13 vatandaşın fotoğrafı çerçeveletilip ABD’ye gönderilmeli ve büyükelçimiz tarafından bir takımı Kongre’ye, bir takımı da Beyaz Saray’a armağan edilmelidir."

14 Şubat tarihinde Haberturk.com.tr'de yer alan Fatih Altaylı'nın "O 13 fotoğrafı Biden’a ve Kongre’ye yollayın" başlıklı köşe yazısı ilerleyen dakikalarda 'uçuruldu'. Köşe yazısını okumak isteyenlerin karşısına 'Sayfa bulunamadı' uyarısı çıkıyor.

Ciner Grubu'nun internet sitesi habertürk.com.tr'den 'uçurulan yazı' Fatih Altaylı'nın kendi adıyla yayında olan internet sitesinde ise okurlara ulaşmaya devam ediyor. Yazının web linki şöyle http://www.fatihaltayli.com.tr/kose-yazilari/2021/02/14/13-fotografi-bidena-kongreye-yollayin

Fatih Altaylı'nın sansürlenen yazısını yukarıdaki linkten ya da aşağıda tam haliyle okuyabilirsiniz:

"O 13 fotoğrafı Biden’a ve Kongre’ye yollayın"

Amerika Birleşik Devletleri’nin çok yakın müttefiki, bölgedeki güvenilir partneri PKK/YPG’nin ne yaptığını duydunuz değil mi?

13 sivil vatandaşımızı kaçırmışlar daha önce.

Gizlenmiş.

Açıklanmamış.

Kaçırıp Kuzey Irak’ta üstlendikleri, sıçan gibi gizlendikleri mağaralara götürmüşler.

Türk Silahlı Kuvvetleri bu vatandaşlarımızı kurtarmak için bir operasyon düzenlemiş.

Operasyon başlayınca, PKK/YPG teröristleri kaçırdıkları 13 vatandaşın 12’sini kafalarına birer kurşun sıkarak, birini ise boynundan vurarak öldürmüşler.

Yanlış anlamayın, kaçırılanlar asker değil.

Sivil, sıradan, yurdum insanı.

Kimlikleri açıklanmadı ama muhtemelen bölgede yaşayan Kürt vatandaşlarımız.

Biliyorsunuz değil mi, dünyada PKK’dan daha fazla Kürt öldürmüş hiçbir örgüt yoktur.

Yasal veya gayrı yasal.

Tarihin en büyük Kürt katliamcısı PKK’dır.

Kuruluşundan sonra uzunca bir süre Kürtleri hedef almıştı.

Bu yolla kendini Kürtlere kabul ettirmeye çalışmıştı.

Bugün de hala kendisini kabul etmeyen Kürtleri öldürmeye devam ediyor.

Şimdi de 13 sivili öldürdü.

Kaçırdı, rehin tuttu ve katletti.

Bu bir terör örgütüdür ve tüm bunları yapar, yapabilir.

Burada bir anormallik yok.

Anormal olan ABD gibi “sözde” insan hakları, ABD gibi “sözde” demokrasi savunucusu ve War on Terror adı altında yalandan da olsa “teröre karşı savaş” yürüten bir ülkenin bu “organize katillerle” omuz omuza olması ve bu katil sürüsüne tonlarca silah, malzeme yardımı yapmasıdır.

Teröre karşı savaş yürüttüğünü iddia eden ABD ordusunun üst düzey unsurlarının PKK/YPG ile el ele kol kola gezmesidir.

Hillary Clinton ve kızının bu katillerin kadın olanlarını mitleştirecek bir dizi çekme çabası içinde olmalarıdır.

Ahlaksızca olan asıl budur.

PKK teröristtir.

Ahlaklı olmasını bekleyemeyiz.

Asıl olan devletlerin edepsizliğidir.

Bu nedenle de o mağarada katledilen 13 vatandaşın fotoğrafı çerçeveletilip ABD’ye gönderilmeli ve büyükelçimiz tarafından bir takımı Kongre’ye, bir takımı da Beyaz Saray’a armağan edilmelidir.

Duvarlarına asıp müttefiklerini tanısınlar.

Sıktıkları eldeki kanın sahiplerini bilsinler.

***

Harekat
Pek çoğunuz “13 vatandaş ellerinde rehinken o harekatı yapmak şart mıydı?” diyebilir.

Yanlış bir soru değildir.

Hepimizin aklına gelen budur.

Ama şunu biliniz ki, bu PKK/YPG’nin ilk kez yaptığı bir şey değil.

Terör örgütü yıllar boyunca asker veya sivil yüzlerce kişiyi kaçırdı.

Bunların pek azını daha sonra serbest bıraktı, büyük bölümünü öldürdü.

Ya da kaçırılanların akıbeti kesinleşemedi.

Kayboldular.

Bu operasyon gerçekleştirilmeseydi de, büyük bir ihtimalle kaçırılan o 13 kişiden bir daha haber alınamayacaktı.

Velev ki, oturulup örgütle pazarlık edilsin, taviz verilsin, ki devlet geçmişte bunu da denedi.

Burada eleştirilecek nokta belki PKK/YPG’nin o 13 kişiyi kaçıracak ortamı bulması olabilir.

Ötesi değil.