Habertürk yöneticilerine uyarı ve çağrı:
Dönün eski yazılarımı okuyun!
Her toplum biraz balık hafızalıdır yoldaşlar.
Ama bizimki balık hafızasının ötesine geçti.
Ağır amnezi halini aldı.
Gündemimizi işgal eden büyük olayların evveliyatı olduğunu hemen unutuveriyoruz.
Hele ki medya dünyamızda…
Üç gündür ülke Habertürk’le yatıyor, Habertürk’le kalkıyor.
Etrafımda şaşıran çok, 'yahu ne oldu da bu noktaya gelindi' diyorlar.
Hepsine sitem ediyorum, demek ki Keskin Kalem’i takip etmiyorsunuz diyorum.
Bakın bundan taaaaaaa 5 ay önce, 19 Ocak’ta ne yazmışım?
———Tarih: 4 Aralık Yer: Twitter
MHP lideri Bahçeli, Habertürk’ün sahibi Turgay Ciner’in adını vererek bir dizi tweet attı. Kızgınlığının nedeni, devletin en üst kademesini çileden çıkaran, CHP milletvekili Ali Mahir Başarır’ın ‘satılmış ordu’ sözleriydi.
Bahçeli çok ağır açıklamalar yaptı kanal hakkında.
“Türk ordusuna yapılan ağır hakaretle ilgili Habertürk adına ne Turgay Ciner’den ne de bir başkasından sadra şifa nitelikli üzüntü mesajı paylaşılmamıştır. Üstelik yapılacak programlara davet edilecek isimlerle ilgili daha titiz hareket edileceği sözü verilmemiştir” dedi.
Ama asıl kırılma noktası bu değildi.
Geçen yılın Nisan ayında, İYİ Parti lideri Meral Akşener Habertürk’te Fatih Altaylı’nın konuğuydu. MHP’nin Habertürk’le ilgili sert açıklamaları aslında bu yayınla başlamıştı.
Kulislerde konuşulanları bilen bilir sevgili Keskin Kalem dostları ama ben yine de söyleyeyim…
Hem AK Parti’den önemli bir kesim ama daha da önemlisi MHP’de, bu yayının, Cumhur İttifakı’nın altına mayın döşemek için yapıldığı kanısı oluştu.
Sonrasında, Habertürk’ün alttan alta garip yerlere kayan yayın çizgisi mercek altına alındı.
Merceğin altında görünenler rahatsızlık vericiydi.
Bir süredir düşük profilli takılan ve Ahmet Davutoğlu’na yakın olduğu dahi bilinmeyen pek çok isim, Habertürk’te adeta ‘aktive oldu’.
ABD’de Joe Biden’ın seçilmesiyle tarihi bir fırsat penceresi yakaladığını düşünen Davutoğlu ekibi ve ona yakın klikler iyiden iyiye etkin olmaya başladı…
Gel gelelim bu ekibin en ilginç figürüne, Sevilay Yılman’a.
Zaman zaman yazıyorum kendisini…
Patronlarını uyarıyorum ama pek dinleyen yok…
Çalıştığı kurumu ateşin içine atacak kadar çenesini tutamayan Yılman, maalesef çok önemli bir yöneticisinin tüm taktiklerini medya mahallesine açık ediyor.
Ben bu yazıyı yazdıktan birkaç ay sonra, MHP lideri Devlet Bahçeli, Twitter hesabından Yılman’ın adını verdi.
Şahsıyla ilgili rahatsızlığını dile getirdi.
Peki ne oldu?
Habertürk eski tas eski hamam devam etti.
Ve işler bu noktaya geldi.
Şimdi Habertürk, ekran yüzleri bir siyasi parti liderlerine ayar verdiği için iktidarın hedefinde…
Gazetecilerini sattığı için de muhalefetin…
Kutuplaşmış Türkiye’de herkesin nefret objesi olmak büyük başarı, BRAVO.
Neyse, ben demiştim faslına bir son vereyim de.
Amme hizmeti yapayım yine Habertürk yöneticilerine.
Belki bu kez dinlerler.
Bu işte suçu olmayan üst düzey yöneticilerin kellesini alarak falan bu işlerden sıyrılacaklarını zannediyorlar…
Ama yanılıyorlar…
Sevilay Yılman gibi isimleri, belediyelerde gri pasaport skandalı adı altında,
ekran ekran dolaştırıp…
Ama yaaaaaaaaa bu skandal hep AK Parti’li belediyelerde dedirtirseniz…
Binbir alavereyle, rakip medya kuruluşlarını karıştırmaya çalışırsanız…
Kullandığınız maşalar elinizi yakar.
Hele ki o maşalar sizinle ilgili her yerde FETÖ borsasına nasıl angaje olduğunuzu iddia ediyorsa…
Ebru Baki’ye sahip çıkanlar online mı?
Habertürk’te yaşanan MHP krizinin baş aktörünü tanımayan yok.
Para Gündem programının sunucusu Ebru Baki.
Kabul edelim, sanki birileri Baki’yi zorla ekrana çıkarıyor.
Hep sıkkın, hep yılmış.
Hep bitse de gitsek modunda.
Garip tepkileri de cabası.
Ha bunlar hedef gösterilmesini gerektirir mi?
Hem de bir kadın gazeteci olarak?
Bence kocaman bir HAYIR.
Fakat Baki’nin bir özgür basın neferi olamayacağını çok iyi biliyordum.
Bu yazıyı da sıcağı sıcağına yazmak istemedim.
Toz duman bir geçsin dedim, bakalım kim ne yapacak.
Biliyorsunuz, Baki’nin hedef gösterilmesinden sonra, ona sahip çıkan Habertürk TV Ankara Temsilcisi Bülent Aydemir ve kanalın yayın yönetmeni Kürşad Oğuz istifa etti.
Herkes Twitter’da Habertürk’ü ve MHP’yi lanetledi, üçlüye dayanışma mesajları attı.
Kimi ‘bravo medyamızda bu güne kadar görülmemiş cesarette bir dayanışma örneği’ bile yazdı.
Bense güldüm…
Güldüm…
Ve güldüm…
Çünkü Ebru Baki gibi birinin, bu tartışma yüzünden çok sevdiği ekranından olmayacağını tahmin ediyordum.
Doğan Medya günlerinden onu tanıyan tanır.
Gazetecilikten ziyade işin ‘ekonomi’ kısmıyla ilgilenir.
Sonuçta yanılmadım.
Herkes Ebru Baki’nin programı bitti bu ne zulüm diye haykırırken,
o, hiçbir şey olmamış gibi, ertesi gün kuruldu kameranın karşısına.
Bülent Aydemir’den boşalan koltuğa başkasını oturtarak.
Aydemir Baki’ye yaptığı cengaverlikle kaldı.
Kanalı büyük başarıyla yöneten Kürşad Oğuz da, çapraz ateşte kaldı.
Hatta yöneticileri tarafından, kurban verildi!
O nedenle soruyorum:
Ebru Baki’ye destek verenler online mı?
Hele bi ses versinler.
ROK neden yazmıyor? Hangi yayını başını yedi?
Sevgili yoldaşlar, medya mahallemize son günlerde bir şeyler oluyor.
Basınımızın gedikli bazı isimleri, köşelerini boş bırakıyor.
Bir yazıyor, bir yazmıyorlar.
Anlayacağınız bir haller var.
Habertürk yazarı Fatih Altaylı mesela geçtiğimiz günlerde, bir hafta boyunca köşesini boş bıraktı.
Pek neredesin diyen olmadı ama, sonra zehir zemberek bir yazıyla döndü.
‘Merak etmeyin, kimse bana “Yazma” falan demedi. Kendi kendime yazmadım. Daha doğrusu kendime ceza verdim.
Bir açıklama da yapmadım çünkü kendime ne kadar ceza verdiğimi bilmiyordum. Üç gün, beş gün mü, bir ay mı, müebbet mi gerçekten bir fikrim yoktu. Çünkü kendi kendime çok kızgındım. Aslına bakarsanız hiç ama hiç dönme niyetim yoktu.
Ortam o kadar kirli ve kötü niyetli ki, yakınında bulunmak bile insanın içini acıtıyor. Muhatap alınacak insan sayısı o kadar az ki, insan kendini yıldızlar arası boşlukta gibi hissediyor. Yıllardır tanıdığını zannettiğin insanlar öylesine ucuzlatmış ki kendini, insan kendini geçmişte kazıklanmış gibi görüyor’ dedi.
Belli ki birilerine çok kızmış.
Gerçi bu kızgınlığında bir pay da patronu Turgay Ciner’in artık medyada kalmak istememesi var.
Neyse Altaylı direnmeye devam ededursun, bu kez de ROK yani Rasim Ozan Kütahyalı ortadan kayboldu.
ROK Beyaz TV’deki yayın skandalı sonrası kendine Güneş gazetesinde bir köşe bulabilmişti.
Ancak açın bakın, en son 10 Nisan’da yazmış.
https://www.gunes.com/yazarlar/rasim-ozan-kutahyali/amiraller-muhtirasi-kepazeliginin-esas-sebebi-nedir-1107578
Peki ne oldu da ROK da sayfalardan silindi?
Keskin kulağıma gelenleri söylüyorum:
ROK’un Cüneyt Özdemir’le yaptığı, viral olan, çok izlenen o youtube yayınları var ya…
Birilerinde büyük rahatsızlık uyandırmış.
Özellikle orada kullandığı bazı ifadeler.
Bir de eşi Nagehan Alçı’nın ordan oraya savrulan tavrı.
‘Habertürk Nagehan’ı da zehirledi’ diyen çokmuş.
Ama kabak ROK’un başına patlamış.
Şimdilik bu kadar öğrenebildiklerim.
Arkası sonra…
KESKİN KALEM
keskinkalem@medyaradar.com