Habertürk yazarından Şenol Güneş'e yaylım ateş: Allah'ın afetini Aziz Yıldırım'a bağlayan psikoz

Habertürk gazetesi yazarı Serdar Ali Çelikler, Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş'i ağır ifadelerle eleştirdi.

Habertürk gazetesi yazarı Serdar Ali Çelikler, Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş'i eleştirerek "Cici', 'Efendi', 'Filozof', Şengol Güneş'in bütün makyajları bir mağlubiyetlikmiş anladık ya, Allah'ın afetini Aziz Yıldırım'a bağlayan psikoz" dedi.

Çelikler'in Habertürk'teki yazısı şöyle:

Yok arkadaş, biz bu Şenol Güneş’e Fener mağlubiyeti beğendiremeyeceğiz. Adam, her Fener mağlubiyetinde kendisini de, oyuncularını da, taraftarı da geriyor. Çünkü taaa 5 Mayıs 1996’dan beri gelen ve takılıp kaldığı bir Fenerbahçe psikozu var. Fener’le her oynadığında yenerken melaike oluyor yenilince hep One Persie, Two Hakem!..

Aslında ‘EFENDİ ŞENOL’un (!) takımlarına gol atan her Sarı-Lacivertli oyuncu hala Oğuz ile Aykut... Her seferinde 5 Mayıs 1996’yı anıyor. Şenol Güneş’e göre kendi takımları Fener’e yenilemez. Muhakkak ya hakem vardır işin içinde, ya havada sis olur kalecisi topu göremez ya da... Neyse... 64 yaşındaki adam, bunca yıldır hoca olan kişi; futbolcuya fiziki müdahale yapar mı? Ceza alamamak için hemşehri medyasına “Kjaer elimi itti..” haberleri yaptırır mı? Ama galibiyette bol tevazu görünümlü yüksek kibri ortaya çıktığı gibi, mağlubiyette de efendiliği siliniveriyor.

Çünkü hala geçmişiyle yaşıyor. Geçmişini şifalandırmadan geleceğinden de hayır olmuyor işte. O yüzden o günden bugüne “Şenol Güneş final kazanamıyor” önermesi üstüne yapışıp kalıyor. Naçizane tavsiyem hocam; 5 Mayıs 1996’dan gel artık bu yana...

Allah'ın afetini Aziz Yıldırım'a bağlayan psikoz

‘Cici’; ‘Efendi’; ‘Filozof’ Şenol Güneş’in bütün makyajı bir mağlubiyetlikmiş anladık ya... Gelin size Güneş’in neden gerilimin en büyük nedeni olduğunu anlatayım. Efendim geçen sene Beşiktaş kar yağışı nedeniyle Trabzon’a uçmakta zorluk çekmişti. Hatta Trabzon’da yakın tarihin en şiddetli kar fırtınası yaşanmıştı. İşte o uçağın kalkmama nedenini bile Aziz Yıldırım’a bağlayan bir psikozdan bahsediyoruz. Bu espri falan değil; “Aziz kaldırmıyordur bu uçağı” diyebilecek bir kafa yapısı söz konusu. İşte bu kafa yapısındaki adamın hakikaten efendiliğiyle bilinen yardımcısı Tamer Tuna’nın ne hallere düştüğüne bir bakın. Yönetimde kendisini savunan tek isim olan Ahmet Nur Çebi’nin ilk ve son 6222’lik söylemlerine bakın. Beyefendi görünen Metin Albayrak’ın nasıl birden sokak çocuğuna dönüştüğüne bakın. Çünkü EFENDİ ŞENOL(!); takımını, yönetimini, dostlarını bu Aziz Yıldırım psikozu ve takılıp kaldığı geçmişten gelen Fener nefretiyle hazırlıyor. Daha 2 ay önce o stadın yanındaki patlamada arkadaşlarını kaybetmiş polisleri bile ‘Aziz’in emri ile..’ kendisini baskı altına almakla suçlamaya gidebilecek kadar sağlıksız bir ruh hali bu... Beşiktaş’a turu kaybettiren de gerilimin en büyük sebebi de Şenol Güneş’tir.

Kadın cinayetlerinde tahrik indirimi olsun mu Güneş?

Şenol Güneş yandaş medyasına yangın halinde haber sızdırıyor: “Tahrik var..” diyor. Karısını 47 yerinden bıçaklayıp öldüren sonra da “Tahrik var” deyip indirim bekleyen cani kocalar gibi.. Filozof- Öğretmen’e soruyorum: Kadın cinayetlerinde tahrik indirimi uygulansın mı?

Beşiktaş’ın kupası nerede?

Güneş, tartışma esnasında neyin söylendiğine değil de kimin söylediğine göre hareket edeceğini de gösterdi. İlhan Ekşioğlu’na “Tapelerde neleri var?” dedi. Tapelere bakacaksak hocanın şu soruya yanıt vermesi gerek: “O tapelerde Beşiktaş’ta var mı yok mu? Beşiktaş’ın kupası nerede? En önemlisi madem ‘tapeler’ diyorsun senin Beşiktaş’ta ne işin var?

4 yazının da ortak noktası şu: Şenol Güneş’in kimyası bozulduğunda, nereden tutsan elinde kalıyor. Kimyası bozulmayacak diye de her takım Güneş’in takımlarına yenilecek demek ki!