HABERTÜRK YAZARI YAVUZ SEMERCİ'DEN TARAF GAZETESİ'NE ÇAĞRI; KULLANILDINIZ MI?
Yavuz Semerci, "sahtecilik" tespit edilen Balyoz Harekat Planı belgelerini yayınlayan Taraf Gazetesi'ne çağrıda bulundu.
Taraf Gazetesi 2010 Ocak ayında yılın bombasını patlattı. Balyoz Harekat Planı başlıklı belgeleri gün ışığına çıkardı. Koca bir bavul belge savcılığa teslim edildi.
Belgeler sahte mi, sonradan mı üretildi, yoksa gerçek mi? Dava sürdüğü için bir yargıya varamayacağım. Ancak Taraf belgelerin arkasında durdu.
Bu konuya her girdiğimde yazıyorum: İktidar ve onu destekleyenler uzun bir süredir bir zihniyet ile savaş içinde. Askeri vesayeti hoş görenlerin, askeri sistemin kurtarıcısı ve koruyucu olarak konumlandıranların artık egemen sınıf olmaması için sürdürülen bir mücadele. Diğer adıyla bir savaş… Bu zihniyetin egemen görüş olmasını istemeyenlerin, var güçleriyle mücadele edenlerin içinde kirli yollara bulaşanlar var mı, yok mu? Bence bu soru devletin yeni egemenleri tarafından da samimi bir şekilde kendilerine sorulmalı.
Ve hepimiz, herkes vicdanlara uygun gözüken ama hukuka aykırı işlemleri kökten yok saymalıyız.
Gazetecinin birinci görevi de hukuksuz olan her şeyin karşısında olmak değil mi? Gerçek olduğu bilinse bile, hukuka aykırı toplanmış delil neden sanık lehine kullanılamaz?
Çünkü yargı da polis de suçlu aleyhine güçlü kanaatler oluştursalar dahil, rağmen kimseyi düşman olarak sınıflandıramaz. Hukuka aykırı bilgi belge (sahte üretilmişi bir kenara bıraktım!) toplayanlardır sistem için asıl tehlikeli olanlar. Çünkü bu yolun, bu yöntemin sonu gelmez. Bu tipler, kanaatlere göre “adam asar…”
***
Taraf Gazetesi’nden beklentime gelince.
Balyoz Darbe Planı’nın bir numaralı sanığı dönemin 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan. Doğan ısrarla şu görüşü savunuyor: “Cumhuriyet’i koruma ve kollama görevinin gereği olarak bazı planlar yaptık. Ancak darbe planı yapmadık. Uydurma bir senaryo yazılmış. Kopyala ve yapıştır usulüyle belge hazırlamışlar…”
Kimse dinlemedi kendisini.
Birkaç gün önce bir haber medyaya yansıdı. Buna göre Balyoz davasının delilleri arasında gösterilen 11, 16, 17 No’lu CD’ler üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde, sahtecilik tespit edilmiş. İncelemeyi "Arsenel Consulting" isimli ABD’li bir danışmanlık firması yapmış. Tespit edilen şuymuş: Balyoz CD’lerinde kullanılan bilgisayar programı 2006 yılında üretilmiş. Yani o CD’lerin pek çoğu ancak en erken 2006 yılında hazırlanmış olabilirmiş…
İddia ise bu CD’lerin 2003 yılında hazırlandığına yönelikti.
Rapor gerçek ise birileri (her kim ise onlar) kimi askeri personeli darbeci göstermek için rapor hazırlamış ve gerçekmiş gibi servis yapmış.
İşte bu noktada bu belgelerin ısrarla doğru olduğunu savunan Taraf Gazetesi’ne büyük iş düşüyor. Bir an evvel kendilerinin kullanılıp, kullanılmadığını tespit etmeleri ve bunu kamuoyu ile paylaşmaları gerekiyor.
Özetle bir zihniyet ile mücadele ederken bir başka baskıcı zihniyetin eline düşmemenin yolu gerçeği aramaktan geçiyor.
Yavuz Semerci/Gazete Habertürk
Belgeler sahte mi, sonradan mı üretildi, yoksa gerçek mi? Dava sürdüğü için bir yargıya varamayacağım. Ancak Taraf belgelerin arkasında durdu.
Bu konuya her girdiğimde yazıyorum: İktidar ve onu destekleyenler uzun bir süredir bir zihniyet ile savaş içinde. Askeri vesayeti hoş görenlerin, askeri sistemin kurtarıcısı ve koruyucu olarak konumlandıranların artık egemen sınıf olmaması için sürdürülen bir mücadele. Diğer adıyla bir savaş… Bu zihniyetin egemen görüş olmasını istemeyenlerin, var güçleriyle mücadele edenlerin içinde kirli yollara bulaşanlar var mı, yok mu? Bence bu soru devletin yeni egemenleri tarafından da samimi bir şekilde kendilerine sorulmalı.
Ve hepimiz, herkes vicdanlara uygun gözüken ama hukuka aykırı işlemleri kökten yok saymalıyız.
Gazetecinin birinci görevi de hukuksuz olan her şeyin karşısında olmak değil mi? Gerçek olduğu bilinse bile, hukuka aykırı toplanmış delil neden sanık lehine kullanılamaz?
Çünkü yargı da polis de suçlu aleyhine güçlü kanaatler oluştursalar dahil, rağmen kimseyi düşman olarak sınıflandıramaz. Hukuka aykırı bilgi belge (sahte üretilmişi bir kenara bıraktım!) toplayanlardır sistem için asıl tehlikeli olanlar. Çünkü bu yolun, bu yöntemin sonu gelmez. Bu tipler, kanaatlere göre “adam asar…”
***
Taraf Gazetesi’nden beklentime gelince.
Balyoz Darbe Planı’nın bir numaralı sanığı dönemin 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan. Doğan ısrarla şu görüşü savunuyor: “Cumhuriyet’i koruma ve kollama görevinin gereği olarak bazı planlar yaptık. Ancak darbe planı yapmadık. Uydurma bir senaryo yazılmış. Kopyala ve yapıştır usulüyle belge hazırlamışlar…”
Kimse dinlemedi kendisini.
Birkaç gün önce bir haber medyaya yansıdı. Buna göre Balyoz davasının delilleri arasında gösterilen 11, 16, 17 No’lu CD’ler üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde, sahtecilik tespit edilmiş. İncelemeyi "Arsenel Consulting" isimli ABD’li bir danışmanlık firması yapmış. Tespit edilen şuymuş: Balyoz CD’lerinde kullanılan bilgisayar programı 2006 yılında üretilmiş. Yani o CD’lerin pek çoğu ancak en erken 2006 yılında hazırlanmış olabilirmiş…
İddia ise bu CD’lerin 2003 yılında hazırlandığına yönelikti.
Rapor gerçek ise birileri (her kim ise onlar) kimi askeri personeli darbeci göstermek için rapor hazırlamış ve gerçekmiş gibi servis yapmış.
İşte bu noktada bu belgelerin ısrarla doğru olduğunu savunan Taraf Gazetesi’ne büyük iş düşüyor. Bir an evvel kendilerinin kullanılıp, kullanılmadığını tespit etmeleri ve bunu kamuoyu ile paylaşmaları gerekiyor.
Özetle bir zihniyet ile mücadele ederken bir başka baskıcı zihniyetin eline düşmemenin yolu gerçeği aramaktan geçiyor.
Yavuz Semerci/Gazete Habertürk