Habertürk TV eleştirmeni yazdı: İnternet dizileri, kaşeleri yarı yarıya düşürdü!

Dijitaldeki yerli işler ‘Masum’ ve ‘Fİ Çİ Pİ’nin maliyetleri ne kadar? Habertürk TV eleştirmeni Mustafa Doğan yazdı.

Dijital platformlar için çekilen dizilerin yaptığı ilk yenilik süre azaltılması oldu. 2-2.5 saatlik dizilerin yerine 60 dakika ile sınırlı diziler almaya başladı.

Blu TV'nin "Masum"u 60 dakika olarak yayınlandı... PuHu TV'nin "Fi Pi Çi"sinin de 60 dakika olacağı açıklandı.

İkinci devrim ise oyuncuların alacağı ücretlerle ilgili oldu.

Puhu TV'nin Fi Pi Çi'sinde oynayan flaş isimler yüzde 50'lik ücret indirimini kabul etti. Sırada diğer dizilerdeki oyuncuların olduğu belirtiliyor.

Habertürk yazarı Mustafa Doğan'ın konuyla ilgili yazısı şöyle:

İNTERNET DİZİLERİ KAŞELERİ YARI YARIYA DÜŞÜRDÜ

Gelelim asıl mevzuya…

Bizim için henüz yeni olan ama dünyada dev bir ekonomiye ulaşan bu mecranın yerli işleri ‘Masum’ ve ‘Fİ Çİ Pİ’nin maliyetlerini, oyuncuların ve bağlı oldukları ajanslarının aldığı ücreti herkes merak ediyor.

Bahsi geçen isimler Haluk Bilginer, Serenay Sarıkaya, Okan Yalabık, Mehmet Günsür, Ozan Güven, Berrak Tüzünataç, Ali Atay gibi ünlü oyuncular olunca merak daha da artıyor haliyle.

‘Masum’, paralı bir platform için üretilen niş bir iş.

‘Fİ Çİ Pİ’ ise ücretsiz bir platformda, geleneksel izleyicinin beklentilerine uygun olarak ortaya çıkan bir yapım. Ama sonuç olarak her ikisi de dijital ortam için üretildi ve süreleri de 60 dakika.

Tabii bu durum oyuncu kaşelerine (bölüm başı ücretlere) ve ajansların paylarına da yansıdı.

Bu iki proje bazında herkes taşın altına elini koydu.

Yıllardır herkesin şikâyet ettiği süre sorununu ortadan kaldıran, çalışma şartlarını dünya standartlarına yaklaştıran, yaratıcı işlere olanak sağlayan iki proje için oyuncular ücretlerinde, ajansları da aldıkları payda indirime gitti.

Buna öncülük eden isimse Serenay Sarıkaya, Okan Yalabık, Mehmet Günsür ve Berrak Tüzünataç gibi isimlerin bağlı bulunduğu ID İletişim’in patronu Ayşe Barım oldu.

Barım’ın bu konudaki tavrı çok önemli. Çünkü sektördeki gözde oyuncuların çoğu onunla çalışıyor ve o bir karar alıyorsa arkası geliyor.

Bu zorlu yolculukta sektördeki herkesin üzerine düşen fedakârlığı yapması gerektiği görüşünde sevgili Ayşe Barım. Aksi halde, binmeye geç kaldığımız treni hepten kaçıracağımızın bilincinde.

ORAN DURUMA GÖRE DEĞİŞİYOR

Dijital kaşe konusuna gelince...

Oyuncular, imza attıkları iş dijitalde yayınlanacaksa televizyondan kazandıkları ücretin yarısına razı oluyor. Ajansları da benzer bir indirim uyguluyor. Tabii bu kati bir kural değil. Projeye ve isme göre oranda bir miktar oynama olabiliyor.

Dijital proje daha sonra televizyonda yayınlanacaksa, ki bu 1 yıllık bir süreç, o zaman oyuncular ve haliyle ajansları da oradan pay alıyor.

Proje televizyonda hiç yayınlanmayacaksa, kaşelerdeki indirim yüzde 30 civarında gerçekleşiyor.

Set ekibi tarafında ise indirim henüz sembolik düzeydeymiş.

Sözün özü, herkes aynı gemide. Batarsa birlikte batacaklar, karaya çıkacaklarsa da birlikte çıkacaklar. Temennim, ikincisinin gerçekleşmesi yönünde.

Çünkü her ne kadar şu an dünyaya pazarladığımız en önemli mamullerden biri diziler olsa da, sektör için gelecek çok parlak değil. Freni boşalmış, kontrolsüz bir şekilde bayır aşağı gidiyor sektör. Ama dijital yayıncılıkta mesafe kat edilirse o zaman işler değişir. Daha nitelikli işler çıkar ortaya. Pazar daha da büyür ve herkes kazanır. Bugün yapılan fedakârlıklar katlanarak geri döner...