"HABERİN KANALI" A HABER YAYINA BAŞLADI!

Çalık Grubu'nun haber kanalı A Haber HD kalitesinde habercilik anlayışıyla yayınlarına başladı.

Türkiye'de ilk kez HD yayın yapacak olan bir haber kanalı ekranlarda görücüye çıkıyor. ATV Haber'in kaptanı Erdoğan Aktaş'ın genel müdürlüğünü, Cengiz Er'in yayın yönetmenliğini üstlendiği A Haber, "Haberin kanalı" sloganı ile yayında. Haberin iki başkomutanı Aktaş ve Er, Arda Uskan'ın sorularını yanıtladı.

- Önce hayırlı olsun diyelim… Yepyeni bir kanalın sorumluluğunu yükleniyorsunuz. Televizyonculuk maceranız nasıl başladı?
ERDOĞAN AKTAŞ:
Milliyet'teydim, rahmetli Ufuk Güldemir Habertürk'e çağırdı. Hayatımda ilk defa bir televizyonun kapısından girdim. Ufuk, "Senin konuşman düzgün, canlı yayına çık" dedi. Ayşenur Arslan ile bir program yapacağız. Olay yerinden canlı yayınla bağlanacağım. Düşünsenize ilk gün kamera karşısındayım. "Ben çıkar konuşurum ama belli ki bu iş böyle yapılmaz, sonuçlarına da katlanacaksınız" deyip attım kendimi ekrana. İlk deneyimim muhabirlik oldu. ?

- Peki ya sizin Cengiz?
CENGİZ ER:
Ben Ankara Televizyonu'nda başladım ilk olarak. TRT kökenliyim yani…

- Şimdi sıfırdan başlayarak kolları sıvadınız. Bu kadar haber kanalı varken yeni bir atılımda bulunmak cesaret işi değil mi?
E.A.:
Türkiye'nin en büyük iki medya grubundan biriyiz. Büyümeye de devam edecek. Zaten ATV Haber en çok izlenen programlardan biri. Bir de tematik kanal olsun diye düşünüldü. Cesaret işi mi? Ben öyle düşünmüyorum… Futbol takımı kurmak da cesaret işi. Ama diğer tarafta Mourinho'yu, Messi'yi filan almakla da takım olunmuyor. Önemli olan, ekibi iyi kurmak.
C.E.: Televizyonculuk konusunda deneyimimiz hayli fazla. Galiba en çok buna güveniyoruz.
E.A.: Bir de bana bugüne kadar hep cami önünde bırakılmış çocukları alıp büyütmek kısmet olmuştu, ilk kez kendi çocuğumu büyüteceğim. ?

- O cami önü, Habertürk ve Star yanılmıyorsam…
E.A.:
Evet, Ufuk Güldemir'in ölümünden sonra Habertürk, TMSF sonrasında da Star… Hep bir yarım kalmışlıktan yola çıkarak kanalları yürütmeye çalıştık.
C.E.: Benim öyle bir şansım oldu aslında. Kanal 24'ü sıfırdan kurduk. Sonra Kanal 7, oradan Erdoğan ile birlikte Star'a geçtim.

"Haber toplamak pahalı bir şey"

- Kaç senedir birlikte çalışıyorsunuz?
E.A.:
Star'da iki sene birlikteydik. Sonra Cengiz, Kanal 24'ü kurmak için ayrıldı. Şimdi yine beraberiz.

- Peki A Haber'in ana çizgisi ne olacak? "Diğerlerine şöyle fark atacağız" dediğiniz başlıklar neler?
E.A.:
Siz dilediğiniz her an, haber kanallarında haber seyredebiliyor musunuz?

- Hayır, seyredemiyorum…
E.A.:
Burada 24 saat "taze haber" izleyeceksiniz işte. Tematik kanallar, adı üzerinde bir tema üzerine yayın yapar. Bunun teması da haber. Günün her saatinde haber vermeyi amaçlıyoruz. 24 saat canlı haber olacak. Tabii sporu, magazini de dâhil. Asla "tekrar" programlarımız olmayacak ve gece yarısından sabaha kadar canlı yayın yapacağız.
C.E.: Biliyorsunuz genellikle son yıllarda haberden bir kaçış var. Biz bu nedenle sloganımızı da "haberin kanalı" diye belirledik zaten.

Peki, 24 saat yayını dolduracak kadar haberi nasıl bulacaksınız?

E.A.: Öyle bir sıkıntımız yok ki… Tam tersi bizim derdimiz ayıklamak. Bana göre gerçek haberci kullandığı haberle değil, vazgeçtiği haberle öne çıkandır. Ayrıca hem Türkiye'den hem dünyanın pek çok ülkesinden haber akışı var bize. Bu nedenle bırakın haber toplamayı, haber seçmek durumundasınız. ?

- O zaman niye diğer haber kanallarında, masa başında iki saat oturarak bildik tartışmaları yapan insanları izliyoruz biz?
C.E.:
Haber toplamak pahalı bir şey. Yorumlamak, aktarmak da emek istiyor. Oysa her akşam da olsa, dört saat tartışma koymak bütçeyi pek sarsmıyor.
E.A.: Evet hem kolay, hem de artık Türkiye konuşmaya tartışmaya başladı. Bir de ilgi çekiyor tabii.

- İtiraf edeyim, biraz kavga-dövüşlü olursa fena durmuyor… Peki, ekran yüzleriniz kimler olacak?
Zafer Arapkirli sabah kuşağında olacak. Banu El ile Salih Nayman öğle kuşağını alıp akşamüzerine kadar götürecekler. Onlardan sonra Defne Samyeli var. Gece saat 22:00'de Gülay Özden'in sunduğu çok ciddi bir haber kuşağımız yayında olacak. Gece 24:00'den sonra "Uykusuz Her Gece" adını verdiğimiz saatler başlayacak. Meltem İnan sabaha kadar canlı yayın yapacak. Gece 24'den sonra diğer haber kanalları tekrara başladığında, biz yepyeni haberlerle sabaha kadar canlı yayında olacağız.

- Genel olarak tarafsızlığınız nerede başlayıp, nerede bitecek?
E.A.:
Olduğu gibi verirseniz haber zaten kendisini belli eder. Yorumuna izleyici karar verir. Bizim görevimiz onu ekrana yansıtmak. Dolayısıyla burada taraf ve tarafsızlık meselesinin önemli olduğunu düşünmüyorum. Bizim editoryal anlayışımız şudur: Demokrat, özgürlükçü ve çoğulcu olmak. Bu yaklaşım çerçevesinde bütün görüşlere yer vermek ve Türkiye'de, dünyada olup bitenleri ekrana taşımak. Bütün bunları yaparken taraf tutmak söz konusu olamaz zaten.

- Ama haberin seçimi bile bir taraf tutma değil midir?
E.A.:
Şüphesiz. O yüzden "vazgeçtiğiniz haberlerin nedenlerini söylemek zorundasınız" diyorum ya.
C.E.: Çoğulcu dediğiniz zaman zaten olayı ortaya koyuyorsunuz. Türkiye son birkaç yılda çok kabuk değiştirdi malum. O değişime ayak uydurmamız gerekiyor. Geçmişten kalan hep kötü şeyleri haber yapmak gibi bir alışkanlığımız var. İşin sırrı bu değişimi iyi okumakta.

20 metrelik barko ekran

- Peki, A Haber ekranında teknik anlamda ve görsel olarak bir yenilik var mı?
E.A.:
Full HD haber yapan bir yayın kanalı olacak. ?

- Yanılmıyorsam bu bir ilk.
C.E.:
Öyle. Türkiye'nin ilk HD yayın yapan kanalını açmak bize nasip oldu… Hem dekorlar, hem grafik ekranlar ile çok uğraşıldı. Kusursuz bir görüntü zenginliği olacağına inanıyoruz.
E.A.: Aynı zamanda yine Türkiye'de ilk bizim kullanacağımız bir barko ekran var. Yaklaşık 20 metrelik bir ekran bu.

- Sunucunun arkasındaki görüntü değil mi sözünü ettiğiniz?
C:E.:
Evet. Bütün dünya haberlerinin geri planda izlenebileceği bir görsellik olacak. Bir tür video duvar gibi düşünün.

- Reyting kaygınız var mı?
E.A.:
Herkesin reyting kaygısı vardır. Biz, kendi alanında birinci olmayı hedefleyen ama bunu yaparken habercilik anlayışından asla taviz vermeyen bir yaklaşım içinde olacağız.

- Peki bu yarış, başında bulunduğunuz ATV Haber'le de olacak mı?
C.E.:
ATV Haber'le paslaşma içine gireceğiz daha çok. Bizim yaptığımız özel haberlerin orada da yayınlanması iki taraf için de yararlı olacaktır.

- Nasıl bir yöneticisiniz ve çalışanlarınızla en sağlıklı diyalog şekli nedir?
E.A.:
Ben gazete fotoğrafçılığı ile başladım bu işe. Yıllarca sokaklarda haber kovaladım. Bu işe takım oyunu olarak bakıyorum. Hem ATV Haber için, hem A Haber için toplu hücum, toplu defans anlayışını benimsiyorum bir anlamda. Ben de masaya oturup haberi montajlayabilirim. Dolayısıyla bu, insanlarla paslaşarak yapılması gereken bir iş. Çok iyi oyuncularınız olabilir ama iyi bir takım değilse yürümez. Ben takımın teknik direktörüyüm. Sürekli alışveriş olması gerekiyor.

- Peki Cengiz, siz?
C.E.:
Ben de muhabirlik yaptım, editörlük yaptım. Yani ikimiz de işin mutfağından geliyoruz. Zaten bu nedenle birlikte çalıştığımız insanların duygularını çok iyi anlayabiliyoruz.
E.A.: Muhabirlik yaparak üç çocuk büyüttüm. Ve başka hiçbir meziyetim yok. Sayfaya haber yapmak veya ekrana yansıtmak.

"BİR ARA İSMİMİZ AŞK ROMANCISINA BİLE ÇIKTI"

- Mesleki olarak kendinizi eleştirdiğiniz noktalar var mıdır? Keşke olmasaydı dediğiniz şeyler?
C.E.:
Bazı konularda çok çabuk karar değiştirebiliyorum.
E.A.: Var. İnsanlara fazla güvenirim. Bir de işe başlayınca hayatıma dair her şeyi unutuyorum. Ev, çoluk, çocuk… Beşiktaş hariç her şeyi…

- Anlaşıldı sık sık Beşiktaş haberi izleyeceğiz. Peki, Cengiz; sizin var mı takım tutkunuz?
E.A.:
Var var, ama o şimdi söyleyemiyor

- Neden, yoksa o da benim gibi Galatasaraylı mı?
C.E.:
Maalesef, ama geçer bu günler…

- İnşallah diyelim…
E.A.:
Bizim diğer takımlardan farkımız şu, hangi koşullarda olursa olsun Beşiktaş'a bağımız devam eder. Beşiktaşlılık biraz acı çekmek demektir.

- Sen onu biz Galatasaraylılara sor asıl. Neyse bu arada bir de aşk romanı yazmış galiba Erdoğan Aktaş…
E.A.:
Öyle, hayata karşı biraz ukalalık yapayım dedim. Ama fazla obsesif bir adam olduğumdan kitabın içine aşk hikâyesi koydum. İsmi de "Âşık Olan Terk Eder"… Bir ara ismimiz aşk romancısına bile çıktı. Ama iyi sattı kitap…

- Var mı yeni bir eser?
Var ama bir başlayabilsem. Bu arada yakın çevrem, beni tanıyanlar benden hep politik ciddi bir şeyler bekliyorlar. Oysa hayatın kendisi zaten yeterince ciddi. Ben aslında bunlardan sıkıldım, bir kaçış oluyor yazmak. Bu yüzden kitabı, "Hayatın kendisi ile pratiği, turnusol kâğıdına benzer" diye yorumluyorum. Yani hayat, hiçbir zaman kurguladığınız senaryo gibi geçmiyor.

İşte kanalın frekans bilgileri:

Normal uydu frekansı: 11792 H (Yatay) 16000, Digiturk 32. kanal, D-Smart 35. kanal, Teledünya 56. kanal

HD frekansı: 11896 H (Yatay) 11200, Digiturk 332. kanal, Teledünya 8. kanal