''HABERİ 1 NİSAN ŞAKASI SANDIK!'' OLAY EŞ İLK KEZ KONUŞTU!

Doç. Dr. Dilaver Özturan, çıkan haberler üzerine şunları söyledi.

Eşi Zeynep Kasımlıoğlu’na dayak attığı iddiasıyla gündeme gelen Doç. Dr. Dilaver Özturan, “Çok eski bir röportaj, yeniden haber yapılmış. İkimiz de bunun 1 Nisan şakası olduğunu düşünüyoruz” dedi.

Dilaver Özturan’la evli olan sunucu Zeynep Kasımlıoğlu, bir internet sitesine verdiği röportajda eşinden şiddet gördüğünü açıkladı. Özturan’dan son olarak, kızına terlik giymesini söylediği için dayak yediğini, karakola gidip şikayetçi olduğunu ve hastaneye sevk edildiğini anlatan Kasımlıoğlu, “Yine de ayrılıktan yana değilim. Kol kırılır, yen içinde kalır sözüne inanırım. Bunlar haber olmasaydı, çok daha mutlu olacaktım” dedi. Dün de “2. Sayfa” adlı televizyon programına konuk olan ünlü sunucu, eşinin geçmişte agresif olduğunu, ancak sonradan değiştiğini söyledi: “Tansiyonu yüksek bir adamla evliyim. Zor bir adam. Bu evliliği devam ettirmek için avaz avaz bağırsa da hiç cevap vermiyorum. Geçmişte, kızımın ayağındaki terlik yüzünden bir kavga gürültü oldu. Benim canım yandı. Ben de bir bayram sabahı kalkıp karakola gittim, eşimi şikayet ettim. Yaşadığım o olay ilk değildi ama son oldu. Eşim özür diledi, mahcup oldu, bir daha da yapmadı. Eşimin bir daha bu olayı yapmadığını, hatta tansiyonu da düşürmeye çalıştığını yıllar içinde gördüm. Evliliğin oturması denen şeyin bu olduğunu anlamaya başladım. Bu olaylar bir daha tekrarlanmadı. Eşim hatalarını düzeltti, ben de daha hoşgörülü oldum. Susmayı öğrendim. Susarak devam etmek en iyisi. Kadınlar konuşmayacaklar.”
Biz çok mutluyuz

Doç. Dr. Dilaver Özturan, çıkan haberler üzerine şunları söyledi: “Çevremdekiler arayıp eşimi dövdüğümü söylediler. Haberleri görünce de eşimle birlikte güldük. Çok eski bir röportaj, yeniden ısıtılıp haber yapılmış. İkimiz de bunun 1 Nisan şakası olduğunu düşünüyoruz. Yıllar önce aramızda küçük bir olay yaşandı, bunun nedeni de eşimin o dönem depresyonda olmasıydı. Neden bu tür bir olayı 10 yıl sonra gündeme getiriyorlar? Bizim kadar mutlu ve sıcak bir aile ortamına sahip olan az sayıda insan vardır. Bırakın kavga dövüşü, bizim kendimize ayıracak zamanımız yok. Üç çocukla uğraşıyoruz, bu arada kendi mesleklerimizde de başarılar sağlıyoruz.”