HA HASAN KEL, HA KEL HASAN...FARKLI OLAN NE VOGUE'DA?

Medyanın Ukalası Doğuş Grubu'nun Türkiye baskısını yaptığı dünyanın en iddialı dergisi Vogue ve dergi sektörü için neler yazdı?

VOGUE'UN MODA DERGİCİLİĞİNE VERDİĞİ ARA GAZ

Gözünü sevdiğimin netice korkusu, sen nelere kadirsin?

İnsanoğlu, korku olmadıkça harekete geçmiyor değil mi?

Yıllarca bize kadın dergisi diye, döndüre döndüre aynı konuları sokuşturanların da pek bir korkusu yoktu belli ki...

E, nasıl olsun?

Sektörde yarışacak rakip bulamayınca, döndür koy, çevir koy... Kim göreceeek, kim bileceeek... makamından şarkılar mırıldandırlar yıllarca.

Ben, moda ve kadın dergilerinin sıkı bir okuyucusu değilim; dergiden akılalangillerden de değilim...

Ama MARIE CLAIRE'i okumadan geçmem... Gülen'in idare yeteneği ve renklere açık oluşu her zaman bir kadın olarak gururlandırmıştır beni... Eğer kadın dergileri arasında bir türe aitsem, bu kesinlikle Marie Claire kadınına denk düşer. Claire'in içinde her zaman okunacak bir şey vardır... Her zaman.

Cosmo ile bir gönül bağım olmuştur hep; zamanında Leyla, sonrasında ise Yasemin neler yapmış diye merak eder, mutlaka göz gezdiririm... Zira Leyla da Yasemin de süper cool kadınlardır. Gerçek birer disiplin sembolüdürler ve işlerine çok inanırlar. Yasemin'in moda editörlüğünden yayın yönetmenliğine uzanan hikayesinin ardında da bu cool duruş oturur. Zira ne ilginçtir ki bu kadın hem güzel hem asil hem de zekidir. Dergicilik piyasasında duruşuyla takdir ettiğim isimlerden biridir Yasemin... Onun ve Aslıhan'ın bir arada imza attığı işler ise her ne kadar "Kadın dergisi canım!" diyilip geçilmeye kalkılsa da kendi içinde muazzamdır ve dikkatle incelenmesi, satır aralarının gözden kaçırılmaması gerekir.

BAZAAR'da Şebnem'in işleri lezizdir... Modern sanat alanında süper işlere imza atar; Türkiye'de en gölgede kalmış, en kral dergicilerdendir... Nedense kıymeti bilinmez ama dergicilerden tanıdığım en entelektüel kızdır. Keza yayın yönetmenleri Aslı için de rahatlıkla aynı şeyi söylemek mümkündür.

Bu noktada, ELLE'i ve Işın'ın yıllardır başarı ile sürdürdüğü moda dergiciliği performansını görmezden gelmemek gerekir. Işın, iyi bir ekibe olan inancı ile dergicilik sektöründe en köklü kadrolardan birini canlı tutmayı başarmıştır. Bu sektörde en çok event'e imza atan ve markasını en iyi korumayı başaran ekiplerden biridir ELLE ekibi.

Üzgünüm ama tüm bu iltifatları, isterse 100 binler satsınlar, diğer dergiler için edemeyeceğim. Belki Vizon hala çıkıyor olsaydı, onları da eklerdim listeye... Ya da orta sınıf kadının dergisi olan Elele'nin başında hala Seda Ercan dursaydı... Neden biliyor musunuz? Çünkü bu insanlar işlerini iyi yapıyordu... Üretiyor, yaratıyor, keseden yemiyordu. Üstelik üç kuruşluk bütçeleriyle... Ben hepsini gözlerimle gördüm... Bu insanlarla aynı masalara oturdum, sohbetler ettim, beraber yemek yedim. Önce birer hayranlarıydım, sonra dostları oldum... Ama zaman çabuk geçti ve ne Vizon kaldı geriye, ne de eski Elele...

Vogue'un çıkmasıyla Elele, yayın yönetmenini değiştirdi...

Siz sanıyor musunuz ki, Seda günlerine dönecek o dergi?

Seda'nın yıllara dayanan dergicilik kariyeriyle, entelektüel birikimiyle, bu işi hiç bilmeyen birininki aynı olabilir mi?

Olamaz tabii...

Ama bakın görün; daha çok yayın yönetmenleri değişecek...

Çok 500 sayfalık dergiler çıkacak...

Ve pek çok dergi bu gazla saçtığı prodüksiyon masrafları yüzünden silinecek piyasadan.

Ancak Vogue'un ellerinden çaldığı reklam pastasını engelleyemeyecek bu...

Olan olacak...

En iyisi cool durup çizgiyi muhafaza etmek aslında; ancak anlayabilene...

Tabii bu arada tekrar haberler çöpe gidip yaratıcılık geri döndü o ayrı. Yeniden memeli adamlar görebiliyoruz dergilerde... Hastasıyız! Daha da seksi adamların soyunmasını istiyoruz... Ve hatta mesela Kıvanç Tatlıtuğ ve Kenan İmirzalioğlu'nu tamamen çıplak görmek arzusundayız; soyarsanız, kapış kapış alırız... Koleksiyon yaparız, acımayız...

Ama...

900 sayfa ELLE'i elimde tutamıyorum ki okuyabileyim...

5000 sayfalık Vogue da bana farklı bir şey vermiyor...

Ha Hasan kel, ha kel hasan...

Farklı olan ne Vogue'da?

Bana bir söyleyin...

Normalde hangi şirket dergisine o kadar prodüksiyon bütçesi veriyor da dergiler o kalitede çekim yapmıyorlar...

Bir geçin Allah aşkına?

Bu iş tamamen bütçe meselesi! Kimse kendisini kandırmasın...

Zira, Vogue'un ekibi de bugün beğenmedikleri ve vasat buldukları o dergilerden toplama...

İşin tuhafı, bazı eski dergicilerin, Vogue künyesine en alttan girmeyi kabul etmesi... Gerçekten şaşırtıcı! Ve yorumsuz.

Bu ülke ne dergiler batırdı ve maalesef, aksi iddia edilse de ben, Vogue'un uzun ömürlü olacağına nedense inanamıyorum...

Bu saltanat ve pırıltı dindikten göz alıştıktan sonra ne olacak bakalım...

Bunun için çok geçerli nedenlerim de var ama daha en baştan kimsenin kötü şansına yol açmak istemiyorum; ne diyorsam çıkıyor değil mi?

Üstelik kimse de tüyo vermiyor bana; sadece ilkel genetik kodlarımı kullanıyorum tahminde bulunmak için... Amigdalam beni matrix'e bağlıyor...

Ve diyorum ki; Vogue'un ömrü, L'Officiel, Madama Figaro, Joy, Eve, Vizon ve benzerlerinden uzun olur...

Tek temennim bu!

MEDYANIN UKALASI

"Bir konuda ukala olmak, her konuda ahkam kesmekten iyidir... "





http://twitter.com/medyaninukalasi