GÜNÜN SORUSU!..MEDYANIN 'CHE GUEVARA'SI KANALTÜRK MUCİZESİNİ NASIL GERÇEKLEŞTİRDİ?..

"Kimsenin parasında gözüm yok" diyen Hürriyet yazarı Ahmet Hakan,Tuncay Özkan'a "3 milyon dolara, 180 kişinin çalıştığı, trilyonlarca vergi ödeyen ulusal bir televizyon kurmak, çok mucizevi bir iş değil midir?" sorusunu yöneltti.

MEDYA NOTLARI

MİLYON DOLARLIK GAZETECİ: Tuncay Özkan Kanal D´den Show´a geçerken "entelektüel birikim"ine karşılık olarak 3 milyon dolar almış... Maaşı ise 64 bin dolarmış. Kimsenin parasında gözüm yok, meseleyi uzatmak niyetinde de değilim ama yazmazsam ayıp olur... "Medyanın Che Guevara´sı" edası takınan Tuncay Özkan´a şunu sormak isterim: Salt gazetecilik faaliyeti, bu kadar parayı hak eden bir faaliyet midir? Bir patron, bir gazeteciye sadece gazetecilik faaliyeti nedeniyle bu kadar para verir mi? "Verir" derse susacağım... Ayrıca yine sormak isterim: 3 milyon dolara, 180 kişinin çalıştığı, trilyonlarca vergi ödeyen ulusal bir televizyon kurmak, çok mucizevi bir iş değil midir? Meslektaşımız Tuncay Özkan bu mucizeyi nasıl gerçekleştirmiştir? Gazeteciler Cemiyeti´nde bir de bu mucizeyi anlatsa diyorum.

HASAN YİNE UÇAKTA: Tamam, iktidardakiler "Seni takmıyoruz... Biz senin yazıp çizdiklerin doğrultusunda mı hareket edeceğiz?" diyebilir... Hiç gocunmam... Tamam, Başbakan kimi isterse onu uçağına alır... Buna da diyecek bir sözüm olmaz... Ancak sadece şunu hatırlatmak isterim: Vakit´in Yazı Müdürü´nü uçağa almanın şöyle bir tehlikesi vardır: Ateşle oynamayı seven bu gazete, bir gün o "kara yaramazlıkları"ndan birini daha yapar ve bunun sonucu yine felaket olursa, işte o zaman "uçaktaki Hasan" herkesin aklına gelir... Umarım Başbakan, böyle bir durumda da Hasan´ı uçağa almaya devam edecek yiğitliği gösterir.

YANAĞA DOKUNMA OLAYI: Başkası yapsa elbette yadırgardım ama Mehmet Barlas´ı yadırgamıyorum. Çünkü Başbakan´ın yanağına dokunmak, Barlas´a yakışıyor... Hayır, herhangi bir imada falan bulunuyor değilim... Basbayağı yakıştığı kanaatindeyim. Çünkü Barlas´ın bir "yalakalık ihtiyacı" içinde olmadığını biliyorum. Başbakan´a yakın gözükmek gibi bir derdinin olmadığını da biliyorum. Bu nedenle olayı büyütmek, buradan bir "Liboş Mehmet" hikayesi çıkarmak bana olayı fazla zorlamak gibi geliyor..