Günün haberi! FBI ve CIA aradı, Habertürk yoğun bakımda buldu!

ABD’de kurduğu ‘saadet zinciri’yle 100 kişiyi 12 milyon dolar dolandıran ve Amerikan Gizli Servisi’nce 5 yıldır aranan Salih Acarbulut’u Habertürk, bir hastanenin yoğun bakımında buldu.

ABD’de yaşayan Türk işadamı Salih Acarbulut (64), 2005 yılında Prosper Global adını alan Legacy Financial Management isimli bir şirket kurdu. 2008 yılının mayıs ayına kadar Tennessee Eyaleti’nin doğusunda faaliyet yürüten Acarbulut, kendisini döviz tüccarı olarak tanıttı. Ardından da iddiaya göre bir ‘saadet zinciri olan ‘Ponzi oyunu’ ile kendisine para verecek olanlara her ay yüzde 2-4, yılda yüzde 24-48 kazanç vaat etti. Sisteme ilk katılanlara vaat ettiği paraları kazandırdı.

Ancak bu kazançları, sisteme sonradan girenlerin parasıyla ödedi. Sonradan katılanlaraysa para ödemedi. Acarbulut, iddiaya göre 100 kişiden 12 milyon dolar (34.5 milyon TL) topladı ve sırra kadem bastı.

Şikâyet üzerine ABD’nin Tennessee Eyaleti Chattanooga Savcılığı, 23 Kasım 2010’da hazırladığı iddianameyle Acarbulut’un, ‘elektronik banka sahtekârlığı, para aklamaya teşvik ve suçla elde edilmiş parayla yapılan işlem’ suçlarını 19 kere işlediğini belirterek, 330 yıl hapis ve 6 milyon dolar para cezası talep etti.

Acarbulut hakkındaki dosya, FBI ve Amerikan Gizli Servisi’ne (CIA) gönderildi. Acarbulut’un Türkiye’ye kaçmış olma ihtimaline karşı da kırmızı bülten çıkarıldı.

15 GÜNDÜR YOĞUN BAKIMDA YATIYOR

Türkiye’ye gelen Acarbulut, önce İstanbul ve Antalya’da saklandı. Ardından bazı Afrika ülkelerine gitti ve Türkiye’nin Akdeniz sahilindeki, 30 bin nüfuslu kentin küçük bir kasabasına yerleşti. Acarbulut, geçtiğimiz günlerde aniden fenalaştı ve hastaneye kaldırıldı. Durumu kötüye gidince tam teşekküllü bir hastaneye sevk edildi. Afrika’da kaldığı dönemde kaptığı bir mikrop nedeniyle hastalandığı öğrenilen Acarbulut’un, 15 gündür yoğun bakım ünitesinde tutulduğu öğrenildi.

5 yıldır ‘sır’ bir hayat süren ve Amerikan Gizli Servisi’nin aradığı Acarbulut’a ulaşan Habertürk muhabiri Hüseyin Şentürk, izlenimlerini şöyle yazdı:

“Doğum tarihi ve kişisel bilgilerini karşılaştırdığımda hastanın Salih Acarbulut olduğundan emin oldum. Hemen hastaneye, yoğun bakım servisinin bulunduğu kata gittim. Kapısı şifreli olan yoğun bakım ünitesinin önüne geldiğimde görevliye Acarbulut’un refakatçisi olup olmadığını sordum. ‘Bugün bir yakını gelmedi’ yanıtını alınca ziyaret saatini beklemeye başladım. 3 saatlik bekleyişin ardından şifreli kapı açıldı ve yatan hastaların isimleri tek tek okunup birer ziyaretçinin içeri girebileceği söylendi. Sıra Acarbulut’un adına gelince steril maskemi taktım, galoşları giyip içeri geçtim. Camekânlı bir bölümde tutulan Acarbulut’un başucundaydım. ‘Salih Bey geçmiş olsun’ deyince gözlerini açtı. ‘Nasılsın Salih Bey?’ soruma bitkin bir sesle ‘İyiyim’ dedi. Birkaç soru daha yönelttim ancak yanıtları duyulamayacak kadar sessizdi. Aşırı zayıflayan Acarbulut’un fotoğraflarını çekip 2 dakika süren ziyareti sonlandırdım.”

KARDEŞİ: BİR KURUŞU YOK
Salih Acarbulut’un kardeşi Yusuf Acarbulut ise şunları söyledi:

“1974’te Amerika’ya gitti. Evlendi ve Amerikan vatandaşı oldu. Bir kızı vardı. Sonra eşinden boşandı. Eşi ve kızıyla uzun süredir görüşmüyor. Bizimle de çok görüşmezdi. 23 Eylül’de telefonum çaldı, arayan ağabeyimdi. Gana’dan İstanbul’a geldiğini, beni görmek için geleceğini söyledi. Bir gün sonra geldi. Fenalaşınca hastaneye götürdük. Geldiği ülkede mikrobik bir hastalık kapmış. Ağabeyimin cebinden 3 kredi kartı çıktı. Ama limitleri sıfır. Bir kuruş parası yok. Emekliyim, hastane masrafını kaldırmam mümkün değil. Doktorlar A Rh grubu kan istiyor. Bir türlü bulamadık. Ne olur bize yardım edin.” Ağabeyi hakkındaki 12 milyon dolarlık dolandırıcılık olayını haberlerden öğrendiğini söyleyen kardeş Acarbulut, “Bence hepsi yalan. Parası olan adam burada yokluk ve sefalet içinde can çekişiyor. Onda para yok. Geçmişte ödediği Bağ-Kur sayesinde ilaçları ve diğer masrafları ödeniyor. Polis bu adamı arıyorsa, yurtdışından geldiği, hastanede yattığı halde yakalanmadı” dedi.